14.Bölüm

297 32 7
                                    

Sabah saçlarımda gezen ellerle uyanmıştım. Gözlerimi açtığımda Semih'i görmemle gülümsemem büyüdü.

"Günaydın güzelim." Dudaklarımı öptü. Ben de bir elimi yanağına koyup sakallarını okşadım.

"Günaydın sevgilim."

"Canın çok acıyor mu?"

"Biraz."

"Özür dilerim. Fazla serttim." deyip elimi öptü. Bu haline gülüp yanağını öptüm. Ellerimle saçımı düzelttiğimde ıslak olduklarını fark ettim.

"Biz ne ara duş aldık ya? Çok hayal meyal hatırlıyorum." Dudaklarıma eğilirken gözlerimin içine baktı. Konuşurken sıcak nefesi dudaklarıma çarpıyordu.

"İnanır mısım, her ayrıntısını hatırlıyorum." Bir elimi göğsüne koyup hafifçe ittirdim.

"Uzaklaş. Üstümü giyineceğim."

"Eee? Görmediğim şeyler mi?"

"Ukala. Çık."

"Off niye ya?"

"Utanıyorum. Çık hadi."

"Peki." Annesinden azar yemiş küçük çocuklar gibi odadan çıktığında güldüm. Yataktan kalkıp yerdeki iç çamaşırlarımı giydim. Semih'in dolabından da bir tişört alıp üstüme geçirdim. Kasıklarım çok ağrıyordu ve hap içmem lazımdı. "Semih!" Seslendikten hemen sonra odaya girdi.

"Efendim güzelim?"

"Eczaneye gitsene. Alacağın hapları mesaj atarım ben sana."

"Tamam güzelim. Gitmeden önce öpücüğümü alayım." Yanıma gelip eğildiğinde gülerek dudağından öptüm. O da yanağımı öptükten sonra çıkmıştı. Ben de alacağı ilaçları ona mesaj attıktan sonra kasıklarımdaki ağrıya dayanmaya çalışarak yerdeki kıyafetleri toplayıp kirli sepetine atmış ve nevresimleri değiştirmiştim. En sonunda kendimi salondaki koltuğa atmıştım ki kapı açıldı. Semih elindeki ilaç poşetini masaya bıraktıktan sonra yanıma gelip beni omzunun altına aldı. "Canın çok acıyor mu?"

"Bir süre bana dokunmak yasak."

"Of ya."

Kahvaltı yaptıktan sonra hazırlanıp çıkmıştık. Semih beni hastaneye bıraktıktan sonra tesise gitmişti. Ben de hastane kapısından girdiğim gibi alkışlanmıştım. Sorgulayan gözlerle etrafıma baktım. Herkes buradaydı. Poyraz hoca ile göz göze geldiğimizde merakla ona baktım. O sırada yanıma gelen kişiyle ona döndüm.

"Tufan Bey?"

"İstediğin gibi. Hastanenin ortasında. Herkesin içinde. Sana yaptıklarımdan dolayı özür dilerim. Umarım beni affedebilirsin. Tekrar seninle çalışmayı çok istiyorum."

"Özrünüz kabul edildi."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Sikeyim ya." Daha ilk günden çok yorulmuştum. Ama hala ilgilenmem gereken hastalar vardı. Kapım tıklandığında doğrularak oturma şeklimi düzelttim. "Gel." İçeriye giren Semih ile kaşlarımı çattım. "Ne işin var senin burada?"

"E hastayım." diyerek yanıma geldi ve yanağımı öptü.

"Samalama Semih." Bilgisayardan sisteme girdim. Gerçekten de randevusu vardı. "Beni görmek için randevu aldığını söyleme."

"Söylemiyorum. Anladın zaten."

"Antrenmanın yok mu senin aptal?"

"Bugün erken bitti."

"Off... Lütfen git."

"Ama seni özledim. Bir de merak ettim. Canın acıyor mu hala?"

"Utanmaz herif. Git lan."

"Ah! Vurmasına kızım."

"Ya Semih gitsene." Birden kapının açılmasıyla ikimiz de o tarafa döndük.

"Bu ne hal lan?"

"Naber Asude?"

"Asude güvenliği çağır."

"İyidir kanka. Senden?"

"Ya dinlesene beni!"

"İyi ben de. Dilek teyze nasıl? Ne zamandır görüşmüyoruz. Onu da çok özledim."

"Ya oğlum sohbet etme yeri mi burası? Defol git."

"İyi iyi. O da seni özledi. Televizyonda görünce bir gururlanıyor bir havalanıyor göreceksin."

"Sana da yazıklar olsun Asude."

"Canım teyzem ya. En kısa zamanda onun da ziyaretine geleceğim."

"Allah belanızı versin. Gidiyorum ben."

"Tamam be. Ne ağladın sen de." Gideceğim sırada Semih bir kolunu belime sarıp beni koltuğuma geri oturtmuştu.

"Bıktım ulan."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Zar zor Semih'i göndermiştim. Sonrasında da diğer hastalarla ilgilenip kafeteryaya geçmiştim. Önümdeki çikolatalı kekten bir dilim daha ağzıma atmıştım ki karşımdaki sandalye çekildi.

"Selam."

"Selam."

"Nasılsın?"

"Gayet iyi. Sen? Annen nasıl?"

"Sayende hepimiz iyiyiz."

"Görevimi yapıyorum Kerem." Susup kekimden bir parça daha aldığımda ilk konuşan o oldu.

"Semih ile yakışıyorsunuz."

"Sağol."

"Onun yerinde olmak isterdim." Bakışlarım ona döndüğünde elimdeki çatalı bırakıp kollarımı masaya yasladım. "Senin de anladığını düşünüyorum. Senden gerçekten hoşlanıyorum Kumsal. Tabi şuan sevgilin var ama ben yine de daha fazla içimde tutmak istemedim. Eğer benimle arkadaş kalmak istemezsen anlarım." Gülümsedim.

"Arkadaş kalabiliriz. Kek ister misin?"

"Olur."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Çok güzeller ya!" Elimdeki formaları koltuğun kenarına koyup sevinçle Semih'in boynuna atladım.

"Bu kadar sevineceğini bilseydim daha önceden getirirdim."

"Bayıldım! Şenol hocaya bile imzalatmışsın. Çok teşekkür ederim Semih." Semih beni ne ara kendi kucağına almıştı bilmiyorum. Elleri belimde gezerken gözleri dudaklarımdaydı.

"Teşekkür etmek istersen aklımda bir şeyler var." Yaptığı ima ile kucağından inip formalarımı kucağıma aldım.

"Sapık herif." Aynanın önüne geçip formaları üstüme tutarken Semih de arkama geçip çenesini omzuma yaslamıştı.

"Yarınki maçta benim formamı giysene."

"Olur."

"Gol atarsam sana hediye edeceğim."

"Bekliyorum sarışın."

"Bekle güzelim."

Eski SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin