'7.BÖLÜM; GEÇMİŞTEN BİR ANI / 1'
VII
Bölüme başlamadan önce oylar verilsinn..
8 OCAK, 2014
"Artık çıkmam gerekiyor. Clara beni bekliyor Öztamur hanım." Dedim dalga geçer gibi alayla ona güldüğümde. Rüya Öztamur, yani annemle ona bu şekilde anne yerine daha hanımlı gibi bir şekilde hitap ederek konuşup onu sinir etmeyi seviyordum. Sinirlendiğini görmek beni güldürüyordu. Gülmeyi severdim.
Üzerimde giyinmiş olduğum mavi diz kapağımın biraz üzerinde biten ve kısa kol olan elbiseyle üniversiteden arkadaşım Clara'nın doğum günü partisine gidecektim. Ama tabii Öztamur hanım beni durdurup gereksiz nasihatlerini vermeseydi.
"Beni sinirlendirmemen senin için en iyisi olur. Geç dönme anlaşıldı mı? Bu gün çabuk dönmeye bak. Ortalıkta birileri dolaşıyor daha bulamadım kim olduğunu." Dedi ciddi bir ses tonuyla.
Kaşlarımı çatıp ona bakarken kafamı salladım sorgular gibi. "Kim? Ve bırak bu annelik işlerini lütfen Rüya hanım, hiç olmuyor."
"Önemsiz bir şey. Saklambaç oynamayı seviyor ya da seviyorlar bilmiyorum ama merak etme eninde sonunda bulacağım. Bana yakışmayacak bir şey daha var biliyor musun?" Saçlarını toplamıştı ancak yüzüne bir kaç tutam dökülüyordu. Çok güzel bir kadındı Rüya Öztamur. Masum bir güzellikteydi. Kahverengi iri gözleri, küçük burnu ve kalemle çizilmiş gibi olan kaşlarıyla adeta bir meleği andırıyordu. Yaptığı iş kirliydi bunu biliyordum. Bir kaç kez benimde el atmam gerekti ama hiç bir zaman tam anlamıyla hangi işle uğraştığını bana söylemezdi. Bazen kesin nişancı, bazen kiralık katil, bazen gözlemci, bazen de bilgi alış satışı yapan birisiydi. Çok fazla şey yapıyordu ama hepsinin ortak bir noktası vardı. Hepsi bir konumdan geliyordu ama hiç bir zaman üzerine gitmemiştim bu noktanın ya da uğraşmamıştım bulmak için. Ne ben sormuştum, ne de o cevaplamıştı. Öyle bir duvar vardı bizim aramızda.
Merakla "neymiş?" Dediğimde belinden bir silah çıkarıp ayağıma sıktığında aniden yerimde sıçradım anlık bir korkuyla iri açılmış gözlerimle. "Kızımı dövmek. Ama dövmekle uğraşamayacağıma göre topuğuna sıkmak." Dedi gülerek.
Silah boş olmalıydı çünkü ayakta durabiliyordum. Beni kandırmıştı. Bir an vuracağını bile zannetmiş olabilirdim. Ağzım kocaman açılıp ona inanamaz bir şekilde kafamı salladığımda, "hiç değişmeyeceksin değil mi?" Dedim.
Dudaklarını büzüp bana bir sır verirmiş gibi konuştuğunda "değişmek isteyen kim?" Dedi ince sesiyle.
Vestiyerden çantamı alıp koluma taktıktan sonra, siyah topuklularımı giyinmeye başladım.
Ayak seslerinin yaklaştığını hissettiğimdeyse gelip tam yanımda durarak elinin tekini bir anda saçıma götürdü. Bu ani girişimi sonucunda ayakkabılarımın üzerindeki elim duraksadı ve yüzümde dumura uğramış bir ifade belirdi.
Hiç bir zaman başımı okşamaz ya da bana sarılmazdı. Sadece bir kaç söz söylerdi o kadar. Samimiyet belirtisi olan her bir hareketten kaçardı. Ama ben onun kızıydım. Bana bile sıcak yaklaşmazdı hiç bir zaman. Hep uzun ve demirden duvarları vardı, aşılması mümkünsüz olan duvarları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP DÜĞÜMLER
RomanceKayıpların acılarındır derler ancak kayıpların tecrübelerindir de bazen.