En sevdiği ve sadece onun yanına giderken sıktığı parfümünü sıkıp çok sevdiği evinden çıktı.Adımları hızlıydı,ön bahçedeki bisikletinin kilidini açıp bindi ve sürmeye başladı.
Bisiklete binmeyi çok küçükken öğrenmişti.İlk bisikletini annesi doğum günü hediyesi olarak almıştı ama babası bozmuştu bisikletini.O günden sonra arkadaşlarının bisikletini sürmek için izin istedi ama kimse izin vermedi ona,o da büyümeyi bekledi.Her gece uyumadan önce düz siyah bisikletinin üzerinde papatyalar hayal etti.Kendisi çizecekti papatyaları,aya söz vermişti.
Büyüdü ve bir pastaneye işe girdi.İlk maaşıyla da bisikletini aldı.Söz verdiği gibi,düz siyah bisikletinin üstüne papatyaları kendisi çizdi.
Kendine bir bisiklet arkadaşı buldu."Geç kaldın,biraz daha bekletseydin gidiyordum"
"Üzgünüm,trafik yoğundu"
"Hadi ama bisikletle geliyorsun ve trafik yoğun muydu?"
Elini ensesine attı ve utançla gülümsedi.Karşısında gördüğü bedenin yanında her zaman utanıyordu zaten.
"Gitmeliyiz,sana yeni yazdığım şeyleri göstermeliyim"
"O zaman beklemeyelim,merak ediyorum"
Yanyana sürmeye başladılar.Her zaman oturdukları sahile gidiyorlardı.Çiçekli yola girdiklerinde sağa eğildi ve bir papatya kopardı.Diğeri ise sadece gülümsedi.
"Papatyaları cidden seviyorsun"
"Evet seviyorum.Büyük bir savaşın içinde tertemiz kalmış gibi gözüküyorlar.Çiçekleri sevmelisin Minhyung,özell-"
"Özellikle de papatyaları"
Bilmiş bir tavırla başını kahve saçlı çocuğa çevirirken söyledi Minhyung,gülümseyerek.
"Çiçekleri sevmeme konusunda kararlıyım Donghyuck,hepsi renkli birer bitki işte,fazlası değil"
"Yanılıyorsun,söylesene tanrı aşkına ne seviyorsun sen?"
"Şiirleri seviyorum Hyuck"
Donghyuck bir şey demedi...diyemedi.Çünkü çok iyi biliyordu ki kendisi de şiirleri seviyordu.Yalnızca Minhyung'un şiirlerini.
Bisikletlerini yanlarına bırakıp kuma oturdular.Minhyung cebinden çıkardığı defterinin sayfalarını geçti ve en son yazılmış sayfaya geldi.Donghyuck defterin sayfalarının az kaldığını farketti ve yaklaşan doğum gününde ona bir defter alması gerektiğini aklına not etti.
"İşte burda"
Defteri Donghyuck'a uzattı ve vereceği tepkiyi büyük bir merakla izledi.Donghyuck gözlerini yazıda gezdirdi.
Aklımın bir köşesinde onu gördüm
Sonra bir şeyler oldu
Acılar içinde unuttuğum anılarım birer birer doldu hafızama
Meğerse sadece kendimi kandırmışımDefterin kapağını kapatıp yutkunarak ve gözlerini kırpıştırarak Minhyung'a uzattı.Defter elinden alınınca dizlerini kendine çekip ellerini birbirine doladı.Gözleri uzaklara daldı,denizin koyu kısımlarına.
"Bir şey demeyecek misin?"
"Ne diyebilirim ki,yazdıklarına her zaman hayrandım zaten"
"Güzel,o zaman daha çok yazacağım"
"Kim için yazıyorsun bunları?"
Minhyung defteri yanına bıraktı ve Donghyuck gibi dizlerini kendine çekti.Derin bir nefes verdi.Artık o da uzaklardaydı.
"Kimseye...ben yalnızca içimden geleni yazıyorum.Bir insanın şiir yazabilmesi için bir kişiye ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum.Şiir duyguya yazılır,insana değil.Yani en azından ben öyle yapıyorum"
İkiside sustu.Şimdi çıkan tek ses dalgaların sesiydi.İkisi de sadece sustu.Konuşmaları gereken onca şey varken onlar susup sessizliği dinlemeyi tercih etti.
Donghyuck'un bisikleti
Çiçekli yol
Markhyuck