Minhyung dış kapının çalmasıyla koltuktan kalktı ve kapı deliğinden baktı.Heyecanla kapıyı açtı ve karşısında elinde papatyalarla bekleyen adama teşekkür edip kapıyı kapattı.
Bir haftadır her gün kapısına papatya geliyordu ve kimin gönderdiğini de tahmin ediyordu.Papatyaları sevmemesine rağmen ondan geldiği için papatyalar birikmiş vazoya koydu.
O vazoyla ilgilenirken tekrar çalan kapı sinirini bozdu.Söylenerek kapıyı açtığında karşısında ağlamaktan gözleri şişmiş ve kızarmış,yağan yağmurdan sırılsıklam olmuş ve sağ yanağı kızarık Donghyuck'u asla beklemiyordu.
Donghyuck kafasını yerden kaldırıp ona baktığı anda kendine çekip sarıldı.Başını boynuna gömdü ve kokusunu içine çekti.Donghyuck ise yüksek sesle ağlamaya başlamıştı şimdi.Minhyung'un boynuna sarılı kollarını daha da sıktı.
"Sorun ne?"
Gözyaşları arasında zorda olsa konuştu Donghyuck.
"Babam annemle kavga etti yine,bu seferki çok kötüydü Minhyung.Annemi dövdü,onları ayırmaya çalışırken bana da vurdu.Odamda sakladığım papatyalarımı buldu ve attı onları"
"Şhh...sakin ol"
Donghyuck'un sırtını sıvazlamaya başladı.Nefret etti Minhyung,Donghyuck'u ağlatan herkesten nefret etti.Onu içeriye çekti ve kapıyı kapattı.Birlikte salona gidip koltuğa oturdular.
"Sana su getireceğim"
Mark mutfaktan bir bardak su alıp geldi.Donghyuck artık sessiz ağlıyordu.Zaten alışmıştı sessiz ağlamaya,uzun zaman sonra bu kadar sesli ağlamıştı.
Minhyung elini kahve saçlı çocuğun yanağına götürdü ve kızarıklığı okşadı.Elleri titriyordu ona dokunurken.Canını acıtmamak için kendisiyle savaş veriyordu.
Donghyuck başını yanağındaki ele yaslayıp gözlerini kapattı.Gözyaşlarını sessizce akıtmaya devam etti.Mark'ın elinde dinlendirdi kendini.
Aradan bir sürü saat geçti.İkiside sakindi artık.Kahve içme fikriyle mutfağa gittiler.Donghyuck tezgahın üstünde gördüğü papatya dolu vazoyla şaşırdı.
"Papatyalar...Sen sevmezsin"
"Ee şey...sen gönderdiğin için saklamıştım,seni affedince sana verecektim"
"Ben gönderdim diye mi? Ben sana papatya göndermedim."
"Sen göndermediysen kim papatya gönderecek bana?"
"Bilmiyorum Minhyung"
Minhyung vazodaki bütün papatyaları alıp çöpe atacaktı ki Donghyuck durdurdu.
"Dur...atacak mısın?"
"Sen göndermediysen başkasının papatyasını kabul edecek değilim.Tabiki atacağım."
"Ama çok güzeller"
"O zaman ben sana hediye ediyorum,yarın yine gelir,her gün geliyor"
Donghyuck kaşlarını çattı.Her gün Minhyung'a kim papatya gönderir Tanrı aşkına,onun papatyaları sevmediğini bilmiyor mu?
Donghyuck gece orda kaldı.Her gün orda kalmak istedi,Minhyung gibi kokan evde yatmak istedi.