Gerçekten bu çocuk niye her yerde? Onunla göz göze geldim. Hemen başka tarafa baktım.
"Jennie!" dedi Lisa. "Efendim?" Lisa'ya bakarak dedim. Lisa yanıma geldi. "Hey, şu Jungkook değil mi?" Onu işaret ederek dedi. "Yanına gitmeyeceğiz. Zaten ikimiz özellikle sen çok shipleniyorsun. Beni de Yg daha çok öldürmeden en iyisi görmemiş gibi yapmak." dedim.
"Haklısın." dedi Lisa. "Neyse gel fanların yanına gidelim." diyip başka tarafa yürüdüm.
Jungkook zaten maske falan takmıştı. Pek tanınmazdı. Ama JenLisa olarak şahin gözlerimiz varmış demekki.
Konser bitti. Zaten iki gün sonra Paris de konserimiz vardı.
Üstümüzü değiştirdik. "Arabaya gidelim mi?" dedim üyelere. Jisoo "Jennie, bugün Bts'e gideceğiz." dedi. Oflayarak "Yaa... siz gidin ben duş alıp gelirim." Rose bana sarıldı "Taksi de tutmalısın çünkü araba bizde." Kahkaha attı. "Yaa! Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?" Diyip gülerek Rose'ye sarıldım.
Ben dışarıya çıktım. Hava güzeldi. Şimdi nereden geçecek bu taksi?
Hızlıca arabalar, motorlar geçiyordu gözlerimin önünden. Motordan korkmuyorlar mı?
Hızlıca bir motor önümde durdu. Kaskını çıkardı. Bu... Bu Jungkook'du.
"Binsene!" dedi. "A... Ne!?" dedim şaşırarak. "Bin işte, götüreyim seni. Ayrıca konuşacaklarım var." Elini ile arkasını göstererek.
"Tamam." dedim. Ne diyeceğini merak ediyordum.
Ona arkadan sarıldım. Aslında karın kasları elime değdiği için biraz rahatsız oluyordum ama pek de umrumda değil.
Hızlıca sürdü. Aslında bayağı korkuyorum bu motordan. Hızlıca bir banka geldik. Motoru durdurdu. "İn." dedi sertçe.
Bende dediğini yapıp banka oturdum. Jungkook'da gelip yanıma oturdu. "Ne diyeceksin?" sakince dedim. "Öncelikle al telefonunu." diyip cebindeki telefonumu bana verdi. "Bugün neden hiç birşey demeden gittin?" dedi. Sesi sertti. "Bugün konser vardı. Yg yani patronum 05.00 da şirkete gelmemi söyledi. Ama ben şirkete 11.30 da gittim. Ceza falan verdi. Öyle işte." dedim. Sesim naifti.
"Hm... Anladım. Aslında konsere Taehyung gelecekti ama patron çağırdığı için gelemedi. O yüzden boşa gitmesin diye ben geldim" dedi. Yine sesi sertti.
Ben ona bakarken o bana ilk defa bakmıyordu.
"Jennie, ben Iu'ya karşı bir hoşlantım bile yok. O yüzden ona hiç birşey demeyeceğim." hâlâ karşıdaki denize bakarak dedi.
"Neyse hadi kalk gidelim." dedi. Kalktı ve kaskını eline aldı. Bende onun yanına gittim. İkinci kaskı bana takmaya başladı. "Aslında ben biraz korkuyorum... motordan..." dedim. Jungkook da dudağının bir kenarı yukarı kıvrılarak "Farkındayım." dedi. Ve sonra da kendi kaskını taktı.
Motora bindi. Ben de aynı şeyi yaptım. "Sıkı tutun Jennie Kim!" dedi. Anında ona sımsıkı tutundum. Hızlıca sürmeye başladı.
"Yavaş sür biraz!" dedim. Birden daha da hızlandırdı. Çığlık atınca normalce sürmeye başladı.
Evlerine geldik. Motoru park etti. Motordan aşağı indi. Bende aynı şeyi yaptım ve başım döndü yere düşer gibi oldum ama Jungkook iki kolumu da tuttu. "İyi misin?" dedi sakince. "E-evet. Ama beni motorda sarsmasaydın daha da iyi olabilirdim! Ve şimdi ellerini üstümden çek." dedim. İnanın sakince söyledim. Gerçekten. İkimizde güldük.
Kapıya yöneldik. Kapıyı anahtarı ile açtı. İki elini içeriye yönelterek "Buyrun" dedi. "Ah, mersi" dedim gülerek. Önden giderken arkamdan gülerek kapıyı kapattı.
Oturma odasına geldik. "Selam!" dedim neşelice. Ama durun bir dakika! Hwasa, Soyeon, Miyeon, Iu ve Kai de burdaydı. "Ooo! Kimler burdaymış?" dedi Jungkook. "Jennie! Gel aşkım!" dedi Lisa. Gidip yanına oturdum.
"Öncelikle" dedi Rm ve devam etti. " Bundan sonra 16 kişilik bir arkadaş grubuyuz. Her sırrı anlatabilirsiniz çünkü arkadaşız" dedi.
"Arkadaş değilde drama grubu olmasın?" dedi Jungkook. Soyeon söze girdi "K-pop magazin ile bir grup" diyip güldü. Ardından hepimiz güldük.
Jisoo bize baktı "Yarın şirkete erken gideceğiz o yüzden bize müsade." diyip ayağa kalktı. Biz de ayağa kalktık.
Rose "Yarın bizim evdesiniz görüşürüz!" dedi. Taehyung da kapıya kadar yolcu etti.
Arabayı sürmeye başladık. "Beni özleyin tamam mı?" dedim. Lisa "Merak etme zaten 3 gün." dedi moral verircesine. Jisoo "Uykum var!" Rose de ardından "Acıktım!" dedi. Tabi hepimiz gülüştük.
Çok geçmeden eve geldik. Hepimiz hemen odalarımıza geçtik. Üstümü değişip direk yattım.
Sabah oldu. Üstümü değişip bakım falan yaptım. Son kez aynaya baktım; Siyah t-shirt, siyah eşofman giydim. Güneş gözlüğümü de takıp arabaya gittim. Blackpink üyeleri bir kaç saat önce şirkete gitmişti.
Bir market görüp içine girdim. Küçük bir porsyon salata yiyip, su içtim. Arabaya tekrar gidip sürmeye başladım.
Hybe'a gelmiştim. Şirketi biraz inceledikten sonra içeri girdim.
Bir kadın çalışan yanıma geldi. "Merhaba. Jennie Hanım, buyrun dans odanız bu tarafta." dedi
"Jennie!" dedi bir ses. Hemen sağ tarafıma baktım. Bu Jimin'di. Koşup yanıma geldi.
"Naber? Niye bizim şirkettesin?" dedi hızlıca. "Öncelikle sakin ol. Ceza aldım o yüzden üç gün falan bu şirkette çalışacağım." dedim. Jimin de şaşırdı ve "Anladım." dedi.
"Jennie!" dedi. Bu başka bir sesti. Bu sefer arkama döndüm. Bu; Zico'ydu.
Yanıma geldi. "Jennie, nasılsın kankacığım?" dedi ve birbirimize sarıldık.
"İyiyim. Sen nasılsın?" dedim ondan ayrılarak. "Kıskandım." dedi Jimin gülerek.
"Kimi kıskanıyorsun?" dedi Zico gülerek. Jimin de "Seni." dedi Zico'ya gülerek.
Zico bana baktı "Her neyse Jennie beni dinle. Jennie sana bir teklifim var. Yeni bir şarkı çıkaracağım ve sende şarkıda olmak ister misin? Düet gibi düşünebilirsin." dedi.
ʙᴏʟᴜᴍ sᴏɴᴜ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE İDOL [JenKook]
FanficDünyaca ünlü Blackpink üyesi Jennie ve Bts üyesi Jungkook... Bu zorlu şöhret dünyasında âşk yaşayınca ne yapacaklar?