4. Bölüm

23 4 2
                                    

Sinirlenerek "Iu!? Bunun burda ne işi var!?" dedim. Jungkook kolumdan bir kaç adım geriye çekti "Sakin ol." dedi.

Iu ayağa kalktı. "Jennie, o senden özür dileyecek." dedi. Yüzüne öylece baktım. Kolumu Jungkook'dan çektim.

Iu "Oturup konuşalım" naif sesiyle. Jungkook ve ben oturduk.

Kai boğazını temizledi. "Jennie, yaptıklarım için özür dilerim. Ben... ben hata ettim. Sana hâlâ beraber olalım demiyorum. Sadece... sadece arkadaş olalım. Iu'ya kızma. Onu ben ikna ettim. Ne olur bak sana eskisi gibi mesaj atmayacağım, hislerimi söylemeyeceğim sadece 'arkadaş' olacağız." dedi. Sesi yumuşaktı.

Derin bir nefes aldım. "Arkadaşlıktan aşk olur ama aşktan arkadaşlık olmaz." diyip devam ettim. "Ben seninle zaten hiç bir zaman olmayacağım ama senin hislerin hâlâ olacaksa arkadaşlığımız başlamadan bitsin." dedim, setçe.

Kai ise "Tamam, istersen düşün. Neyse ben gideyim. Rahatsızlık için özür dilerim. Jennie yarın bana mesaj at. Tamam mı?" dedi. Ayağa kalktı "Görüşürüz." diyip gitti.

Iu'nun telefonu çaldı. "Alo? Ne!? Tamam, hemen geliyorum." diyip hızlıca kalktı "Size iyi eğlenceler. Annem rahatsızlanmış. Gitmem gerek. Haberleşiriz." Dedi. Hemen "Ara beni!" dedim. Kafasıyla onayladı ve hızlıca gitti.

Evet, Jungkook ile tek kalmıştık. Jungkook bana yine gözlerini dikti. "Aç mısın? Yemek yiyelim." dedi. Ben de "Evet, acıktım. Sushi ama pişmişinden yemek istiyorum." dedim. Gözlerimiz hâlâ birbirine dikiliydi. "Ben de aynısından alayım." dedi. Devam etti "Gözlerin güzelmiş." diyip önüne döndü. "Gözlerime bakmak istersen karşıma oturabilirsin." dedim. Hiç beklemediğim bir anda kalkıp karşıma oturdu. "Hey, sadece şaka yapıyordum." şok olmışcasına dedim. Jungkook ise gülerek "Bende" diyip kahkaha attı.

"Böyle anları filmlerde görüyordum. Vay..." dedi, gülmeye devam ederek. "Bende!" dedim. Konuşmaya devam ettim "Bu arada Iu ile konuşacağım. Bakalım seni seviyor mu?" dedim. Jungkook ise gülümsemesini biraz söndürerek "Aslında o sadece ideal tipm. Âşık ya da hoşlanmıyorum. Peki sen Kai'yi görünce ne hissediyorsun?" dedi merakla. Bende dürüstçe "Boşluk. Sıradan bir insanmış gibi ve sokakta geçen herhangi bir insana bakıyormuş gibiyim. Neden merak ettin?" dedim.

Garson geldi. "Buyrun neler istersiniz?" dedi, gülümseyerek. Jungkook ise "Pişmiş sushi ve su. İkimize de aynı şeyler." dedi. Garson başını sallayıp gitti.

Jungkook, tekrar gözlerime baktı "Hiç aşk duygusu yaşamadım. Aynı zamanda acısı da... Sadece merak ettim." dedi. Ben de "Aşk, eğer doğru kişiyi bulduysan güzeldir ama bulmadıysan falakettir." dedim. Jungkook "Sen de acı taraftasın." dedi. Başımı salladım ve "Eskidendi. Şuan yeni doğmuş gibiyim. Umrumda değil." dedim. Evet, inanması zor ama cidden böyleydim.

Garson yemeklerimizi getirip "Buyrun." dedi. Ve gitti. Yemeğimi yemeğe başladım.

"Güzel mi?"

"Ne?"

"Yemekler diyorum. Güzel mi?"

"Evet."

Ona bakarak "Niye sordun?" dedim. "Hiç. Merak ettim." Dedi. Bana bakmıyordu. Vay... ilk defa. Gözlerimi ondan ayırıp yemeğe daldım.

Yemekleri bitirdik. "Bakar mısın? Bir bardan az doz viski alabilir miyim?" dedi. Garson başını sallayıp, gitti. "Normalde çok içerim ama yanımdasın diye bir bardak yeterli." dedi. "Evet, arada yayınların karşıma çıkıyor ve büyük bardaklarda dolu alkolleri içiyorsun." dedim.

Garson getirip, gitti. Jungkook bardağından bir yudum aldı ve konuşmaya başladı. "Evet" dedi. Bende artık dayanamadım ve "Artık gidelim mi? Ya da sen istersen kal ben giderim." dedim çantamı alarak.

"Beraber çıkalım. İçmeyeceğim. Hesaplar benden." deyip ödedi.

Arabaya bindik. "Eğlendim. Teşekkür ederim." dedi.

Arabayı sürmeye başladı. "Bende eğlendim." diyip arkama yaslandım. Dışarıyı izledim.

Ah... insanlar... Çok güzel duruyor. Ama hiç düşündük mü içlerindeki acıları... Bu sokaklardan geçen mutsuz insanları. Belki hayattan dolayı intihar etmişlerdi. Belki de hayatları güzeldi. Kötü olsa bile güzelleştirenler en iyileriydi. Ben de onlardan olmak istedim ve oluyorum. Kimseyi umursamamayı öğrendim. Kimseye değer fazladan değer vermemeyi öğrendim

Aşık olduğum adam bir çöküşdü. Babam bir çöküştü. Gereksiz olaylar başlı başına çöküştü. Ama ne olursa olsun ayakta durmalıydım ve durdum. Kimse bana hiç birşey yapamaz. Kimseye güvenmemeliyim. Sayılı insanlar hariç ama adı üstünde 'sayılı'.

Ne olursa olsun, kim yaparsa yapsıb ayakta durun. Pes ederseniz işte o zaman kaybetmiş olursunuz. Ama inanın eninde sonunda feraha kavulacaksınız. İster günler, aylar, yıllar sürsün. Ne olursa olsun her zaman güçlü olmalıyız.

Uyandığımda bir odadaydım. Pencereden gelen günü görebiliyordum. Yatakta doğruldum. Bir dakika burası kimin eviydi?

Kapı açıldı. "Günaydın!" dedi. Evet, Jungkook'du bu...

Bölüm Sonu

...

THE İDOL [JenKook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin