...____________________
Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.
Özdemir Asaf.
____________________2005 / Muğla
Aksun ailesi Muğla'ya varmış, hatta kurulu düzene geçmişlerdi bile. Dükkan açılalı bir yıl olmuştu. Dükkan sahipleri olan Kamil bey ile Orhun bey gayet iyi anlaşıyorlardı. Onların eşleri Nesrin hanım ve Pınar hanım da. Oya nene zaten dükkana uğramıyordu, evde otururdu. Birbirlerinden pek haz alamayan tek ikili bu ailelerin çocuklarıydı.
Devrim ve Atay.
Sürekli birbirleriyle kavga ediyor, hatta gerekmedikçe konuşmuyorlardı. Doğrusu Devrim beş yaşında bir çocuğa göre fazla şımarıktı. Sürekli Atay'la konuşmaya çalışıyordu. Atay ise hep sessiz sakindi. Dokuz yaşında olmasına rağmen oldukça ılımlı ve olgun bir çocuktu.
Yine bir cuma gecesiydi. Pınar hanım ve küçük Devrim, Nesrin hanımlara gelmişlerdi.
Devrim için kötü olan şey ise , annesi ve Atay'ın annesi mutfakta kahve içerken onun Atay'la oyun oynamak zorunda kalmasıydı.
Salondan içeri girdiğinde koltukta uyuklayan Atay'ı gördü. Niye uyuyordu bu çocuk? Uyumamalıydı. Devrim'le oynamalıydı. Bu yüzden hızlıca baş ucuna oturdu Atay'ın. Ellerini yamukça birleştirip alkış yapmaya başladı.
"Ataylı Atay! Uyan!"
Kendince 'Atarlı Atay' demeye çalışıyordu ama düzgün konuşamıyordu ki. En çok da bu yüzden kızıyordu kendine.
Atay uyanmadı, daha da sesli bağırdı Devrim. "Atay! Uyansana Muğlalı!"
Bu sefer gözleri aralandı. Ağır ağır doğruldu yattığı yerden. Koyu kahverengi saçları dağılmıştı, keskin siyah irisleriyse çapaklanmıştı. "Ne var Devrim?"
Yüzünü ekşitti Devrim. "Iyy, çapaklı omuşun sen!"
Bıkkın bir nefes verdi, sonra da ellerinin tersiyle gözlerini ovdu. "Oldu mu?"
"Oydu." Kafasıyla onayladı yüzünde bir tebessüm oluşurken.
"Ne istiyorsun sen , ataylı Atay'dan?"
"Ataylı Atay yine teysinden uyanmış bakıyoyum." Şımarık bir kız çocuğu gibi gülümsedi.
"Bakma o zaman Devekuşu?" Gözlerini devirdi.
"Devekuşu değilim ben! Devrim'im."
Bu kızla uğraşmak bazen hoşuna gidiyordu Atay'ın. Şu sıkıcı günlerde eğlence geliyordu en azından hayatına biraz. Küçük kızdı aslında, minyondu ama pabuç gibi dili vardı.
Kafasıyla onayladı Atay. "Hı hı.. Devrim'sin sen , Devekuşu."
"Sen de ataylı Atay'sın."
"Ne istediğini söyleyecek misin?"
"Ha , doğyu. Oyun oynayalım. Kobalamaca?"
"Kobalamaca değil o, kovalamaca." Derin bir nefes verdi. "Hem, annemgil izin vermez. Toz kalkar."
"O zaman.." düşünüyormuş gibi elini çenesine yasladı. "Topçuk mama yiyelim!"
Topçuk mama dediğiyse çikolatalı gevrekti. Ona bu ismi ikisi vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVRİM
General Fiction...Her zerresi buram buram barut kokan bir asker duygusuzdur, gönlüne vatan sevdasından başka hiçbir sevdanın sığamayacağını düşünür. Eğitim aşkıyla yanıp tutuşan genç ve masum bir anasınıfı öğretmeni ise o askerin gönlünde koca bir devrimi gerçekl...