BÖLÜM 3: HİZMETÇİ Mİ?

114 21 65
                                    


Selam canlarım❤️ Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Size kafanızdaki bir çok soruyu açıklyacak bir bölümle geldim gepinize iyi okumalar ve iyi eğlenceler diliyorum:) Hepinizi ayrı ayrı çok sevdiğimi unutmayın lütfen ❤️❤️🌹

💥💥💥

4 GÜN SONRA

Doktor dikişleri alıp ortadan kaybolmuştu, ben ise öylece ayağıma bakıyordum. Neredeyse tamamen iyileşmişti. Ama yara izi kalmasından korkuyordum. Bana o iğrenç günleri hatırlatmasını istemiyordum. Hapishaye atılmadan önce veya sonra olan her şeyi bana hatırlatacaktı. Bunu söylerken bile o günlerde yaşadığım anılar teker teker gözümün önünde oynatılıyordu.

Yağmurlu bir gündü. Şimşekler çakıyor, gökyüzü ise yırtılmak istercesine gürlüyordu. Ben ise boş bir sokakta ilk cinayetimin pisliğini üzerimde taşıyarak ilerliyordum. Perişan bir durumdaydım.

Babam yüzünden birini öldürmüştüm. Öldürdüğüm kişinin kim olduğunu bile bilmiyordum. Babama çok yalvardım, istemediğimi söyledim ama bana bir gram bile merhamet etmemişti. Bana çıkış yolu bırakmamış, üstüne kardeşimi öldürmekle tehdit etmişti. Ailemde bir tek onu severdim bir tek ona içim giderdi. Bunu oda biliyordu. Bu yüzden bu kozu kullanmıştı.

Öldürmeyi hiçbir zaman istememiştim. Ama yaptığım için pişman değildim kardeşim olmazsa yaşayamazdım. Hoş şimdide yaşamıyordumda. Onun benim gibi bir hayat yaşamasını istemiyordum. İstenmediği şeylere zorlanmak istemdiği şeyleri yapmak baskı altında kalmak. Onu babamın gözünde yapması gerekenleri ben yapıp ona güzel bir hayat sunacaktım.

Kendimi büyüyünce, hep güzel yerlerde, güzel şeyler yaparken hayal etmiştim. Ama şimdi olduğum durum, bulunduğum yer bana aksini gösteriyordu. Hatta kendimi o kadar kötü hissediyordum ki bunu tarifi bile yoktu.

Telefon sesiyle yerimden sıçradım. Kanlı ellerimle telefonu elime aldım. Ekrandaki isim canımı yakarken açtım telefonu

" Söyle " dedim ruhsuz bir şekilde rol yapamayarak. Karşı taraftan ses alamayınca " Orda mısın?" dedim bu seferde.

Cevap yerine telefondaki can yakıcı bağırtılar yükselince canımdan can gitti.

Dilim lâl olmuşken telefondan korkunç sesli bir adam konuştu.
" Attığım konuma gel yoksa o çok sevdiğin iki öğrencin daha fazla dayanamayacak." dedi ve ben bir şey diyemeden telefonu suratıma kapattı.

Elim ayağım birbirine karışırken onlara bir şey olma ihtimali beni mahvetmişti. Bu perişan halimle daha ne kadar berbat olunabiliyorsa o kadar berbat olmuştum.

Telefona gelen konumla kendime gelip hızla arabaya atladım.

Attığı konuma gelince, arabanın el frenini çekip indim. Gördüğüm ormanla tüylerim diken diken olurken, ormanı inceledim. Orman olamayacak kadar sessizdi ve korkunçtu burası.

Arabadan uzaklaşıp ormana daha çok yaklaştım. Kendimden emin adımlarla ilerlerken, kendimi ağaçların olmadığı etrafı ağaçlarla çevrili olan arazide buldum. Ben daha ne olduğunu anlayamadan etrafım yüzlerce adamlar tarafından çevrilmişti.

Tetikte beklerken sağ taraftaki adamlar kenara çekilerek yolu açmaya başladı. Yol açılan yerden  kalıplı, siyah giyinen ve kendini kamufule etmiş adam belirdi. Sadece gözleri açıktaydı adamın. Bana giderek yaklaşırken " Hoş geldin. " dedi fazla erkeksi olan ve korkunç sesiyle.

Olduğum yerde dikelirken " Hoş bulmadım." dedim.

Dediğime kahkaha attı. Kahkahası tıpkı filmlerde olan o korkunç krakterler gibiydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SUİKASTÇI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin