"Ne demezsin."gözlerimi çevirdim ve bunun bir kabus olmasını diledim.
Justin ciddi bir tavırla bana döndü."Sabah ormana geri döner ve kalan eşyalarını alırız,sonra her nerede yaşıyorsan seni oraya bırakırım.Anlaşıldı mı?"
Onaylar gibi kafamı salladım."Tamam,evet."
"Güzel."sahte bir gülümseme ile yüzüme baktı."Şimdi koltuğun üzerindeki battaniyeyi al ve odadan çık."
Gerçekten benim yerde yatmamı istemesine şaşmıştım.
"Bekle--"dudaklarımı yaladım ve devam ettim."Cidden--yerde yatmamı mı istiyorsun?"
"Kaç kere tekrar edeceğim sürtük?"gözlerini çevirdi ve yatağına doğru ilerlerken ekledi."Koltukta kıvrılmanı söylerdim fakat söylediğim gibi odamda yabancı madde istemiyorum."
Kafamı çevirdim ve gözlerimi döndürdüm."Bari aşağıda,salondaki koltukta uyumama izin ver?"Çaresizce yüzüne baktım.
Yerde uyumayacaktım değil mi?
Yani,yerden bile bahsetmiyoruz aslında.
Merdivende,uyumam isteniyordu.
"Nathan'la birlikte mi?"güldü.Gözlerini çevirdi ve fısıldar gibi ekledi."Onun o kadar içkiden sonra odasına gideceğini mi düşünüyorsun?"
"Eminim bu Hilton Oteli gibi evde başka odalar vardır,Justin."alt dudağımı ısırdım.
Justin tek kaşını kaldırarak baktı ve dudaklarını yaladı."Belki evet belki hayır,sana yerde yatmanı söylediysem yerde yatacaksın."
Ben cevap vermek üzereyken eliyle sus işareti yaptı."Şimdi kapa çeneni."gözlerini çevirdi ve yanımdan geçip odadan çıkarken fısıldar gibi ekledi."Söz dinlemeyen aptal sürtükler."
Bir gün boyunca başıma başka ne kötülükler gelebilirdi?
Tanrım ciddiyim,kafama bir gök taşı düşürseydin daha iyiydi,çok daha iyiydi.
JUSTİN
Sinirle odadan çıktı ve bir kat aşağıya hızlıca indi.Spencer odada kalmıştı ve isterse yatakta bile yatabilirdi çünkü Justin bu gece o odaya döneceğini sanmıyordu.
Bir aşağı kattaki büyük ve geniş koridorda ilerlemeye başladı.
Yanındaki odalar geçip giderken aklına gelen bir şey sonucuyla güldü.
Spencer haklıydı.
Burası cidden Hilton Oteli gibiydi.
Elini saçlarının arasında gezdirdi ve bir kaç hareket ile düzeltirken dudaklarını yaladı.Saçlarını mükemmel konuma getirirken koridorun sonuna geldiğini fark etmemişti bile.
Önce asansöre binip -evet evinde bir asansör vardı- salonda Nathan'la takılmayı düşündü fakat daha sonra uzun süredir uğramadığı oda aklına geldi.
Koridorun sonunda asansörden bir kaç metre önceki odaya doğru baktı ve demir kapıyı çalma zahmetine girmeden kapıya asılıp içeriye girdi.
Kitli olmamasına sevindi ve sırıtarak yatağın üzerinde,tabletten film izleyen Katherine'ye doğru baktı.
Kath filmi durdurdu ve yatakta doğrularak Justin'i süzdü."Hey."
Justin gülümsedi ve bugün hiç olmadığı kadar yumuşak bir sesle cevap verdi."Hey,nasıl gidiyor?"
"Sen gelene kadar kötüydü."Katherine güldü ve dudağını ısırarak Justin'e baktı.
Justin kurumuş dudaklarını yalayarak yaramaz bir bakışla cevap verdi."Şu ana iyi diyorsan,geceyi beklemelisin Kath."
Kath güldü."O zaman neyi bekliyorsun,Bieber?"
Bieber,derken sesini bilerek azaltmış ve seksi görünmeye çalışmıştı.
Justin Katherine'nin onu böyle baştan çıkarmasına bayıldığını içinden bir kez daha itiraf etti ve kendini yatağa doğru fırlattı.Fısıldayarak "Ne izliyordun?" dedi.
Katherine hemen iPad'ini kapattı ve kekeleyerek "Bir r--öportaj sadece." diye mırıldandı.Eğer bir şeyler gizliyorsa da bundan Justin'in haberi yoktu.
"Agh,"diye çıkıştı Justin."Meşgulsün yani?" üzgün surat ifadesini takınıp dudaklarını yaladı.
Katherine sırıttı."Evet." alt dudağını seksi bir şekilde ısırdı ve eğilip Justin'i dudağından öptü."Ama," bir kez daha Justin'i öpmek için eğilirken ekledi."--seninle meşgulüm."
Justin gülerken Katherine'nin belini kavradı ve bir hareketle onu altına aldı.Yavaş yavaş boynunu öperken,arada Katherine'nin bundan hoşlandığını belirten sesler çıkartmasıyla daha da yaramazlaşıyordu.
Justin ateşli bir öpücükle Katherine'ye sarılırken ekledi. "Tanrım Katherine,seni istiyorum---şimdi."sırıttı.
Zaman su gibi akıp giderken Justin ve Katherine çoktan kıyafetlerinden kurtulmuşlardı ve ayın odada parlayan ışığıyla birlikte ikisi de bir müziğin ritmi gibi aynı hızla hareket ediyorlardı.
Sonuçta,vücutları birleştiğinde Justin son zamanların tüm gerginliğini üzerinden atmış gibi hissetti.
Justin'in kendi için yaptığı en iyi şey,Katherine'yi işlerine almaktı.Çünkü Katherine her anlamda Justin'e iyi geliyordu.
Ve Justin hayatında hiçbir zaman başka bir kadına yer vermesinin gerekli olmadığını düşünüyordu.
Kath'e aşık değildi.
Hatta onu sevmiyordu bile.
Çünkü birine bağlanmak,Justin'in sonunu getirebilirdi.
Ve Justin bunu iyi biliyordu.
Zaten en çok korktuğu şeyde buydu.
Aşık olmak.
Güneşin çıkmasına yakın bir zamanda Justin Katherine'nin yatağında çıplak bir şekilde uyandı.Yerde cansız bir şekilde duran,hastalıklıymış gibi fırlatılmış kıyafetlerine doğru baktı ve hemen iç çamaşırını yerden alıp giydi.
Sırasıyla pantolonunu ve tişörtünü de üstüne geçirip,ayakkabılarını giymeden önce uzak bir yere fırlatılmış çorabını ayağına geçirdi.
Yatakta uyuyan Katherine'ye doğru baktı ve aynada dağılmış saçlarını düzelterek kapıyı arkasından kapatıp odadan çıktı.
Uzun ve geniş koridordan gidip üst kata doğru çıkarken,gerçekten rahatlamış hissettiğini kabul etti.O sırada merdivenlerde uyuya kalmış Spencer'ı görünce bir küfür savurdu.
Battaniyeyi ayaklarına kadar örtmüştü ve kafasını merdiven üzerine dayamıştı.
Üstelik mermer merdivenler gece gerçekten soğuk olmuş olmalıydı.
Spencer'ın Justin'in sözünü dinlemesi,boktan hissetmesine neden olmuştu ve yanağının içini ısırarak Spencer'a doğru bir kaç dakika baktı.
Bebek gibi uyuyordu.
Yavaş ve narin hareketlerle onu merdivenden kaldırıp kucağına aldı.Odadan içeri kucağında taşırken göğsüne yaslanmış bir şekilde hala uyumaya devam eden Spencer'a doğru sırıttı.
Kıyamet kopsa uyanmayacak gibi duruyordu.
Justin Spencer'ın yüzüne bir kaç defa tekrar tekrar baktı.
Güzel olduğunu kabul etmeliydi.
Onu yavaşça kendi yatağına bıraktı ve battaniyesini ayaklarına kadar örttü.Kendini boktan hissederek banyosuna doğru gitti ve daha yirmi dakika önce giydiği kıyafetleri tekrar çıkartıp yere fırlattı.
Kendini sıcak suyun verdiği rahatlığa bırakırken Spencer'a neden bir bokmuş gibi davrandığını anlamaya çalıştı.
O baş belasının neden üzerinde böyle bir etki bıraktığına fikir yürütmeye çalışırken içinden bir ses ona Siktir et,nasılsa bir kaç saat sonra hayatından tamamen çıkacak dedi.
Ses haklıydı.
--Peki Justin bunu istiyor muydu?
***************************************************************************
SPENCER
Gözlerimi açtığımda yumuşak bir yerde yatmanın verdiği hisle yatakta bir anda doğruldum.
Burası da neresi--tanrım.
Justin'in odasındaydım.
Ve--yatağında yatıyordum
Kendime gelmek için bir kaç kez etimi sıktım ve bunun garip bir halüsilasyondan ibaret olduğunu düşündüm.Mermer taşlar ve soğuk hava hayal görmeme neden oluyor olmalıydı.
Götün açıkta kalmış,lafının doğruluğunu bir kez daha kanıtladığım için içimden kendimi tebrik ettim.
O sırada içimden küfürler etmemi sağlayan bir şey oldu.Odada,yatağın sağ tarafından girilen banyodan alt tarafını havluyla kapatmış bir şekilde,tüm vücudu ıslak ve üstü çıplak olarak Justin geldi.
Saçlarında ellerini gezdirirken bana doğru seksi bir şekilde sırıttı."Günaydın,gün ışığım."
(Şimdi hani 'good morning,sunshine' repliği varya Damon'un ondan aldım bunu hjsdfghj)
Gün ışığım?
Ondan bu tür iltifatlar beklemek biraz sıkardı.
Vücudunun gün ışığı ile parlamasıyla gözlerimi vücudu üzerinde gezdirdim.Tüm kasları ıslaktı ve üstünden damlayan su taneleriyle çok daha seksi gözüküyordu.Işığın vücudu üzerinde parlamasıyla yutkundum.
Tanrım,cehennemde bu denli seksi erkekler olmamalı.
Islak saçlarını salladı ve bana doğru bir kez daha sırıttı."Vücuduma bu şekilde bakmak hoşuna gittiyse bir de havluyu çıkartınca gör."
"İğrençsin."gözlerimi çevirdim.
Justin güldü."Biliyorum."bir iç çamaşırı,bir pantolon ve V-yaka bir tişörtü eline alıp banyoya doğru giderken bana doğru baktı."Merdivende uyumak eğlenceli miydi?"
"Pek değil--buraya nasıl geldim?"saçma bir soru sormuştum.
Justin gözlerini çevirdi."Kutsal ruhlar taşıdı."
"Çok komik,"gözlerimi çevirdim ve Justin'in kahkahasını görmezden gelerek "Ciddiyim."diye çıkıştım.
Justin banyo kapasını ardımdan kapatırken fısıldadı. "Hazırlansan iyi olur,gidiyorsun."
Gidiyor muydum?
Gerçekten mi?
İçimden teşekkürler tanrım,diye geçirdim.
BİR ARA DREAMCAST YAPMAYI PLANLIYORUM,JUSTİN VE SPENCER'DAN BAŞKA TÜM KARAKTERLERİN RESİMLERİNİ İÇEREN BİR YAZI YANİ.TAKİPTE KALIN;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUSINESS THINGS
FanfictionBuda kimin nesi diyerek arkamı döndüğümde bana seslenen iri yarı sarışın adamın yanında üç kişiyi daha karanlıkta seçtim.Kim oldukları ve benden ne istedikleri hakkında fikrim yoktu ve korkmaya başlamıştım.Neden aptal bir karar alarak geceye kadar o...