fotoğraf austin
Steven ve diğerleri,beni ve Daphne'yi saçlarımızdan çekiştirerek oturma odasına götürüp ikili koltuğa fırlatarak başımızda beklemeye başlamışlardı.
Toby koltuğun yanında cebinden çıkarttığı esrarı çekerken Steven,karşımızdaki koltuğa oturup ayaklarını orta sehpaya koydu.Sırıtarak döndü."İkinizde gerektiği kadar çekicisiniz biliyor musunuz?"
Gözlerimi çevirdim."Sen de gerektiğinden fazla sinir bozucu."diye mırıldandım sadece Daphne'nin duyacağı şekilde.Daphne yanımda bana dönerek sırıttı.Ağız hareketleriyle buradan-kurtulacağız diye yavaşça fısıldadı.
Başımla onayladım fakat pek emin olamadığımı itiraf etmeliydim.Luke yanıma gelip beni ayağa kaldırdığında ona tokat atmak veya vurmak için elimi kaldırdım fakat Marcus elimi havada yakalayarak,kollarımı arkamda birleştirdi.
Luke geri çekildi."Yavaş ol,sürtük."diyerek bana yaklaştı ve çenemden tutarak ona bakmamı sağladı."Biraz eğlenmek istemiştim."
"Üzgünüm ama eğlenmen için yaratılmadık."diye çıkıştım ve diğerlerinin kahkahasını görmezden gelmeye çalıştım.
Steven oturduğu yerden söylendi."Kadınlar tam da erkekler eğlensin diye yaratılan varlıklar,bebeğim--ve sende bir kadınsın."
Daphne oturduğu yerden bağırarak "Her kadına sürtük gibi davranmanın cezasını çekeceğinizden eminim." diyerek gözlerini çevirdi."Nathan buraya gelecektir."
Toby "Peki sen kimsin?O boktan herifin yatıp kalktığı sürtük mü,ha?"diyerek Daphne'nin üzerine yürüdü ve saçlarından tutarak koltukta diğer tarafa fırlattı.
Daphne acıyla haykırırken Steven durduğu yerden kalkıp Toby'yi duvara ittirdi."Ne olursa olsun onlara dokunmayacaksın,kural bir."diyerek midesine bir tekme geçirdi.
Durduğum yerden gözlerimi çevirdim.Daha kendi içlerinde iyi anlaşamayan bu dengesizlerin Justin gibi biriyle iyi anlaşması kıyamet alameti falan olurdu sanırım.
Toby ve Steven kavga etmeye başlamak üzereyken konutun giriş kapısından gelen,çekici ve tanıdık bir ses elindeki siyah eldivenleri çıkartırken siyah,uzun saçlarını salladı.
"Ah,sizi özlemişim çocuklar."diyerek içeriye girdi Valentina.Beni ve Daphne'yi görmezden gelerek çetenin başı olarak sayılan,diğerlerinden daha güçlü ve iri olan Steven'a doğru ilerledi ve yakasından tutup duvara ittirdi.
Steven'ın çıkarttığı acı dolu sesleri görmezden gelerek kulaklarına seksi bir şekilde fısıldadı."Fakat sizi görmeyi değil,siz pes edene kadar sizi döverek acı dolu seslerinizi duymayı çok özlemişim."diyerek karnına bir tekme savurdu.
Kapıdan girdiği gibi diğer üçüne saldırmaya başlayan Nathan,Justin ve tanımadığım diğer çocuk bir anda ortalığı kargaşaya çevirmişti.Justin benden tarafa bakmadan eliyle diğer çocuğa işaret verdi.Çocuk uzun sarı saçları ve mavi gözleriyle yanımıza doğru gelmeden Marcus'a bayıltıcı bir yumruk attı.
Marcus gözlerimiz önünde yere serilirken,Justin ve Nathan'dan uzun,sarışın ve yakışıklı olan çocuk elimi tutarak dışarı çıkmamı söyledi ve Daphne'ye dönerek "Sende--"diyerek hızlıca emir verdi."--acele edin."
Hemen Daphne'yi de peşime takarak çıkışa doğru ilerlerken yerde baygın şekilde uzanmış Marcus'un üzerinden atlamak zorunda kaldım.
Tanrım,lütfen çocuklar buraya gelmeden ortalığı temizlesin diye geçirdim içimden.Bu karışıklık arasında evin durumunu düşünmem bencilce olmuştu fakat zaten Steven etkisini yitirmişti ve Marcus çoktan yere serilmişti bile.Şu an koltuğumda kan lekesi kalması benim için çok daha önemli bir durumdu.
Konutun dışarısında,odayı gözetleyerek saklanabileceğimiz bir girinti buldum ve arkamdan hızlıca koşan Daphne'nin elinden tutarak hemen araya girdim.
Soluk soluğa kalmış bir şekilde fısıldadım."Burada onları bekleyelim."diyerek neler olduğunu merak ettiğimi belli etmeden mırıldandım.
Daphne'nin böyle bir sorunu yoktu.Çocukları merak ettiği açıktı."Onlara bir şey olmaz değil mi?"diyerek umutsuzca bana baktı.
Dudaklarımı büzdüm ve sakinliğimi korumaya çalıştım."H-hayır bir şey olmaz."
Rahatlamış gibi gülümsedi.Tanrım gerçekten çok çekici bir kızdı ve o gülümseyince kendime hakim olamadan ona karşı gülümsemeye başladım."Justin veya Valentina'yı tanımıyorsun değil mi?"diyerek mırıldandım.
Daphne altı dudağını ısırdı."Hayır fakat iyi dövüştüklerini söyleyebilirim." diyerek gülümsedi.
Gözlerimi açarak gülmeye başladım.Gerçekten iyi dövüşüyorlardı ve Valentina'nın dövüşürken bile güzel gözükmesi hiç adil değildi."Ah,özellikle Justin--"
"--benim de payımı unutmamak gerek."diyerek gizlendiğimiz yere giren sarışın olan çocuk sırıtmaya başladı.
Bir cevap beklediğini belirterek kaşlarını kaldırdı ve kendimi cevap vermeye zorunlu hissettim.
"Ah,şey--tabi--sende--fena değildin."
Saçmalamıştım.
Çocuk Marcus'a bir yumruk atarak onu bayıltmıştı.
Fena değil miydi?
O muhteşem dövüşmüştü.
Dudağını yalayarak sırıttı ve elini bana uzatarak gülümsedi."Ben Austin."
"Spencer."diyerek gülümsedim.Bu çocuk gerçekten insanı etkiliyordu fakat konuştuğumuz her saniye kendimi ihanet ediyormuş gibi hissetmeme sebep oluyordu.
Austin elini saçları arasında gezdirdi."Bunu biliyorum."
Daphne Austin'in arkasından,duvara yaslanmış bir şekilde dudaklarını oynatarak birileri-senden-hoşlanmış-olmalı diyerek gülümsedi.Ona çenesini kapatmasını söylemek isterdim fakat sadece gözlerimi kaçırmakla yetindim.
Austin ellerini deri ceketinin ceplerine sokarak gülümsedi."Bana verilen göreve göre,sizi aşağıya indirip Justin'in aracına bindirmem gerekiyor.O nedenle şimdi--"
"Tamam."diyerek sözünü kestim.Justin'in adını duymak ürpermeme neden olmuştu bile.Daphne'nin koluna girerek koridora çıkmak için hazırlanırken Austin beni durdurdu.
"Üzgünüm ama sadece seni söyledi.Daphne'yi değil."diyerek alt dudağını ısırdı.
Bu da ne demek oluyordu?
Daphne ne yapacaktı o zaman?
Veya ben Justin'le ne yapacaktım?
Kaşlarımı çatarak Austin'in mavi gözlerine baktım."Bu ne demek oluyor?"
Austin eğilip kulaklarıma doğru bir sır paylaştı."Çünkü Nathan Daphne'yi yemeğe çıkartmayı düşünüyor ve ben de odandaki şeyleri Valentina ile temizlerken Justin'le arabada güvende olacaksın,güzelim."diyerek konuyu özetledi.
Daphne'nin bundan haberinin olmadığına emindim ve arabaya gitmeden önce Daphne'ye dönüp "Olaylar nedeniyle karışan saçlarını düzeltmen ve makyajını tazelemen için çok az zaman var."diyerek Austin'in arkasından asansöre doğru yürüdüm.
Daphne konuttan çıkıp yanına gelmek için harakete geçen Nathan'ı görmeden arkamdan bağırdı."İyi de neden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUSINESS THINGS
FanfictionBuda kimin nesi diyerek arkamı döndüğümde bana seslenen iri yarı sarışın adamın yanında üç kişiyi daha karanlıkta seçtim.Kim oldukları ve benden ne istedikleri hakkında fikrim yoktu ve korkmaya başlamıştım.Neden aptal bir karar alarak geceye kadar o...