Bölüm 16(BITCHES LOVE JUSTIN.)

36 2 2
                                    


  Kapıyı yavaşça kapatıp kemerimi bağladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Kapıyı yavaşça kapatıp kemerimi bağladım.Justin direksiyonu tutup bana doğru döndü.Alın çizgilerini belirgin eden bakışıyla,fısıldayarak "Emin misin?"diye sordu.

"Eminim."dedim sertçe."Burada kalmayacağım.Yarın okulum başlıyor ve ben gecenin bir saatinde hala ormandayım."diye sitem ettim.

Justin arabayı çalıştırırken gülümsedi."Sana burada kalma teklifimi hala sunuyorum,bebeğim.Biraz daha öpüşmek ve--"durdu.Dudaklarını yalayarak baktı."---belki daha da ilerisi."diye sırıttı.

"Yavaşla,Bieber."diye dalga geçtim."Bu söylediğin şey asla olmayacak."dedim ve çantamdan büyük aynamı çıkartıp boynumdaki morluklara baktım.Justin boynumu emmiş ve ısırmıştı.Buna bağlı olarak beyaz tenimde ağır morluklar meydana gelmişti.Bir kaç küfür savurarak kapatıcıyı bulmak için çantaya elimi daldırdım.

"Ne oluyor?"diye kafasını yoldan bana doğru çevirdi Justin."Ne arıyorsun?"

Gözlerimi devirdim."Kapatıcıyı.Dilin ve dişlerin boynuma yeni bir renk vermiş."diye dalga geçtim.Sonunda elime geçen kapatıcıyı açarken "Tanrım,teşekkürler."diye inledim.

"Moru severim."diye fısıldadı Justin."Senin üzerinde de harika durmuş."dedi.

Dalga geçmesi beni deli ediyordu."Birazdan yüzüne atacağım yumruk da sende hoş duracak Justin."diye güldüm.O sırada aynada dudaklarımın benim ısırmamdan ve bugün öpüşmemizden sonra iyice kuruduğunu fark ettim.Parlatıcımı çıkartıp sürerken Justin gülmeye başladı.

"Şimdi neye gülüyorsun?"diye inledim."Artık yetişemiyorum."

"Hiç."diye geçiştirdi."Aklıma bir şey geldi."

"Ne?"

Justin gözlerini tekrar yola odaklayıp sakinleşmeye çalıştı fakat gülmesini durduramıyordu."Dudaklarına iyi bak."diye söze girdi."Bir sonraki referans için---"eliyle kasıklarını tutarak gülmeye başladı."--anlarsın ya."

Elinin nerede olduğunu görene kadar,sözün ne anlama geldiğini anlamamıştım.Bu kadar sapık olabileceği aklıma gelmemişti.Gözlerimi devirerek "Hiç hoş değildi."diye tısladım.

"İyiydi Spencer,kabul et."diye sırıttı.


NATHAN

Daphne'yi tekrar odasına kadar bıraktığımda,beni bir kez daha öpebileceğini sanmıştım.Ama lanet olsun ki,beni içeri almamakta direniyordu.

"Nathan hemen uyumam gerekiyor.Sadece beş dakika,tamam mı?Sonra evine git."diye söylendi.Yaramaz bir çocuk gibi gülümseyerek konuta doğru girdim.Kendimi oturma odasındaki çiçekli kanepeye attığım gibi yandaki beyaz kağıdı fark ettim.

Çocuklar işleri bitirdik.Valentina ve Austin temizlik neler başarmış görebilirsiniz-Vale ve Austin.

Daphne mutfaktan kafasını çıkarttı."Kimmiş?"diye sakince sordu.Kağıdı katlayıp yerine koyarken usulca cevapladım."Vale ve Austin.Burayı temizledikleri için bir aferin bekliyorlar."

"Ah,onları aramak istersen ara."diye gülümsedi Daphne.Uzun saçları beline doğru salınmıştı.Bana arkasını dönmüş bir şekilde mutfakta kahve yapıyordu ve bende fırsattan yararlanıp mükemmel poposuna doğru bakıyordum.

Gözlerimi başka bir yere çevirmeye çalıştım.Daphne getirdiği kahvelerden birini bana verip yanıma oturdu.Ona doğru sırıtırken kahvemden bir yudum aldım."Sanırım bu gece boyunca uyumamamız için."diye güldüm.

"Hayır,Sykes.Arabayı kaza yapmadan sürmen için."diye sırıttı.Seksi bakışları içimi delip geçerken,ona nasıl cevap verebileceğimi bilmeden,büyülenmiş bir şekilde gözlerine bakıyordum.

Daphne kahvesini kenara koyup odasına doğru giderken "Biz?"diye sordu.

"Ne?"diye şaşkınca suratına baktım.

Daphne söylemekte güçlük çekiyor gibiydi."Bir kez daha---"derin bir nefes aldı."--buluşacak mıyız?"

Sorusuyla rahatladım.Ona değer verdiğimi göstermek için zaman gelmişti."Tabi.İnsan sevdiği kızı çevresinde görmek istemez mi?"diye gülümsedim.

Odasına gidip çığlık atmadan önce tek söylediği şey "Doğru,tabi."olabilmişti.

DAPHNE
Nathan kapıdan çıkıp gitmeden önce sıcak dudaklarını alnıma bastırdı."Seni ararım."diyerek lobi sonundaki asansöre doğru hareket etti.Umarım arar,diyerek kapıyı kapattım ve kendimi yatağıma atmadan önce konuşurken tam bir salak gibi olduğumu hatırladıkça kendimden nefret etmeye başladım.

Bana beni sevdiğini söylediğinde,doğru tabi-diye saçma bir yanıt verdiğime hala inanamıyordum.Muhtemelen çığlık çığlığa bağırmamı da duymuştu.Tanrım,daha ne kadar rezil olabilirdim?

Umutsuz bir şekilde kendimi yastıklara gömerken odanın anahtarla açılma sesiyle irkildim.

"Spencer?"

İçeriye doğru küfreder gibi gelip,kahverengi saçlarını tepeden topuz yaparken bana gülümseyerek baktı."Ah,ne zaman döndün?"

"Gece yarısı."diyerek sahte bir gülümseme ile baktım."Sen neredeydin?"

"Beni boşver şapşal şey."diyerek yatağa doğru oturup yanıma uzandı."Nasıldı?"

Derin bir nefes aldım ve tüm enerjimle bağırarak "Beni öptü."diye bir çığlık attım.

"Ah,"diye inledi."Nasıldı?"diye mırıldanarak önüme gelen saçlarımı yana aldı.

Biraz düşünüp gözlerimi kapadım.Hala Nathan'ı dudaklarımda hissediyordum.Mırıldanarak "Muhteşemdi."diye gözlerimi açtım."Hayatımda daha önce böyle bir çocukla tanışmadım.Çok nazik ve beni sevdiğini söyleyip durdu.Sanırım onu seviyorum,Spencer."

Spencer gülümsedi ve ayağa kalkarak saate baktı."Sabah erken kalkacağımız için artık uyu."diye ışıkları kapattı ve yorganın içine girmemi bekleyene kadar yanımdan ayrılmadı.Sonunda sıcak yorganıma girip uyumak için gözlerimi kapattığımda Spencer,odasına gitmek için yürürken fısıldadı.

"Eminim ki o da seni çok seviyor,Daphne."

.................................................................................................................................................
JUSTIN
Evin kapısını dikkatlice açıp bu saatte gelmem konusunda kimseyle tartışmamak için içeriye sessizce sızmaya çalıştım.Çalıştım diyorum,çünkü lanet olası Vale gecenin bir saatinde hala içeride beni bekliyordu.

"Hey,Bieber."diye söylendi.Üstündeki pembe askılı tişört ve altında sadece külotla gerçekten güzel gözüküyordu.Elindeki bira kutusunu sallayarak güldü."Bu saatte nereden geliyorsunuz?Sen ve adı neydi?"lanet olası sürtüğün adını bildiği halde düşündü.Fısıldar gibi "Spencer?"diye yüzüme baktı.

"Bunun için hesap vermeyeceğim Vale.Kızı şehre kadar bıraktığımı biliyorsun değil mi?Yolun uzun sürmesi biraz normal değil mi?"diye tısladım.

Valentina sarhoş hareketleriyle yüzüme doğru bakarak güldü."Neden bu kadar karşı çıkıyorsun Bieber?Onu önemsediğini ikimizde biliyoruz."

"Bu s*ktiğimin dünyasında tek önemsediğim şey kendim.Bunu unutma."diyerek yanından ayrılıp sinirle merdivenleri tırmandım.Ben kimseyi önemsemezdim ve herkes de bunu bilmeliydi.

Saçma,aptal duydular besleyen kötü bir adam mı?

Bu hareketler beni zayıf gösterirdi.

Bu hareketler benim sonumu getirirdi ve ben asla aşık olmamıştım.

Asla.

Yere tükürerek odama doğru giderken açık tenli birinin arkamdan bana seslendiğini duyarak döndüm."Hey,Bieber."diye söze girdi."Neler yaptın?"

Sırıtarak bana bakan Austin'e doğru baktım."Hiç işte.Baş belası dırdır edip durdu.En sonunda onu evine bıraktım ve buraya döndüm."diyerek öpüşmemizi kimseye anlatmak istemediğim için kıvırmaya çalıştım.

"Onu bir yere mi götürdün?"diye sırıttı."Sadece arabada bekleyeceğinizi söylemiştin."dedi merakla.

Pot kırmıştım.

İçimden bir kaç küfür savurup yumruklarımı sıktım.

Derin bir nefes aldım."Biz--"diye söze girdim."---acıkmış.Onu McDonalds'a götürüp bir menü aldık."diye bir yalan uydurdum.Fena değildi.

Austin başını salladı."İyi,tamam."diyerek kendi odasına yürümeye başladı.Tam odama girmek üzereyken bana doğru baktı."Ha,Justin?"

"Evet?"diyerek şaşkınca ona baktım.

Boğazını temizledi ve omuz silkti."Katherine."ellerini ceplerinden çıkartıp yana doğru salladı."Seni sorup durdu.Ona bakarsan iyi olur."

"Tamam."diye geçiştirdim.Katherine'nin canı sıkılmış olmalıydı.

Austin kendi odasına girmeden önce mırıltıyla konuştu."Sanırım tüm gün boyunca onu s*kmen için bekliyor dostum.Bu kız tam bir sürtük."

"Hey."diye inkar ettim."O benim sürtüğüm."gülerek baktım.

Austin kıkırdadı."Ona Spencer ile ilişkinden bahsetmelisin."

"Ne ilişkisi?"diyerek Austin'e doğru yürüdüm."Bizim aramızda bir şey yok."

"Beni kandırma Jay."diye sırıttı."Şimdiden ondan hoşlanıyorsun.Yada hoşlanmak üzeresin.Seni tanıyorum."

Tam ağzımı açacakken Austin aptal ağzıyla konuşmaya devam etti."Ve artık hayatın bir kızı kaldırabilir.Her zaman yanında olabilecek bir kızı."

"Zaten bir kızım var."diye gözlerimi devirdim.Bu p*ç ne dediğini bilmiyor gibiydi.

Austin tükürür gibi söylendi."Bu kızın Katherine olmayacağını ikimizde biliyoruz."diye gözlerini çevirerek başka bir yere baktı."İnkar etmeye devam et.Ama ondan er yada geç hoşlanacaksın,Bieber."

İnsanların hayatım hakkında yaptığı yorumlara dayanamıyordum.Mükemmel gözüktüğünü bildiğim saçlarıma el atıp bir kaç kez karıştırdım.Şimdi son bir kaç merdiveni daha çıkıp odama mı gitmeliydim?Hayır.

Kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı.Tüm gün boyunca Spencer ve koca ağzını çekmem yetmezmiş gibi bir de Austin ve Valentina ile uğraşıp duruyordum.

Koridor sonuna kadar yürüdüm ve demir kapıyı çalmadan açtım.Gecenin bu saatinde kimin geldiğini anlayamadığı için yorganın altından öfkeyle bağırdı."Bu da neyin nesi?"

"Sakin ol bebeğim."diye fısıldadım."Beni özlediğini duyduğum için buradayım."

Katherine uyku gözlüğünü çıkartıp bana doğru gülümsedi."Ah,evet.Haberlerimi almışsın."

Bir şey söylemeden dudaklarına dudaklarımı bastırdım.Büyük yatakta üzerine çıkıp boynunu yalamaya ve ısırmaya başlarken tek söyleyebildiğim şey "Ben de seni özlemişim,bebeğim." oldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 24, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BUSINESS THINGSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin