Sanırım karakterlerin hepsini yavaş yavaş tanıttık,artık biraz aksiyon katmaya başlayabiliriz.Bu arada Vale'yi özleyenler için,bir sonraki bölümde olacağına kesin kararlıyım.Takipte kalın:)
NATHAN
Nathan,Justin ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra biraz huysuzlanmıştı.Justin genelde bu tür çıkışlar yapardı fakat sesi her zamankinden çok daha kötü gelmişti.
Bir sorun olduğuna emindi ve bu sefer dostunun kötü bir şey yapmasına göz yummayacak,onu engellemek için gerekirse canını verecekti.
Justin geçmişteki hatalarından ders almıştı,şu an göründüğünden çok daha kötü bir insandı ve çok kötü bir şey yapmıştı.Bunun cezasını her gün içinde çekiyordu ve tek istediği bunu geri almaktı.
Eski günlere geri dönmek istemiyordu Nathan.Justin'i hayata döndürmeye çalıştığı,onu iyileştirmeye çalıştığı günler çok uzakta değildi.
Sadece dört ay geçmişti fakat Nathan,Justin üzerinde iyi bir iş çıkarttığını düşünüyordu.
Fakat Justin en ufak bir durumda alınıyor ve sinirlenmeye başlıyordu.Bu nedenle genellikle sinirli olduğu zamanlarda etrafında onu durduracak birinin olması herkes için çok iyi olurdu.
Nathan Daphne'nin daha hızlı sürmesinin imkansız olduğunu biliyordu.Kızı gerçekten hızlı sürmesi için zorluyordu ve daha hızlı sürerse yasal olmayacaktı---zaten Daphne için mümkün de değildi.
Yaklaşık yirmi dakika veya yarım saatlik bir süre kalmıştı ve Nathan durumu kontrol etmek için arabanın gözünden telefonunu çıkarttı ve hızlı bir şekilde mesaj düğmesine dokundu.
Kime:JustinDostum,bir sorun mu var?
Justin mesajlara cevap verme konusunda insanları bekletmezdi.
Kimden:JustinBir sorun yok.Gelmene daha var mı?
Onu köşeye sıkıştıracak bir mesajla cevap verdim.
Kime:JustinBir yarım saat daha.Kolejde misiniz?
Bu sefer mesajın gelmesi gecikmişti.
Kimden:JustinKız orada.
Kapalı cevaplar verme konusunda iyiydi.
Kime:JustinYa sen?
Justin benden kurtulamayacağını farkına varmış olmalıydı.
Kimden:JustinBen yokum.Arabayı teslim et ve o cehennemden ayrılınca beni ara.Anlaşıldı mı?
Benimle böyle konuşmasına izin veremezdim.
Kime:JustinBana lanet bir köpekmişim gibi davranmaktan vazgeç.
Bir daha cevap atmadı.
~YARIM SAAT SONRA~
Nathan Daphne'nin arkasından ana binanın otoparkına doğru arabasını sürmeye devam etti.Nathan Spencer'ın aracını park etti ve araçtan inip Daphne'nin yanına doğru gitti.
Dudaklarını yalayarak "Şimdi plan nedir?" diye mırıldandı.
Daphne güneş gözlüğü takıp gözlerini kısarak baktı."Ben danışmadan giriş yaparken,arkadaşının odasını öğrenmeye ne dersin?" diye gülümsedi.
Nathan Daphne ile tanıştığı için şanslı hissediyordu."Anlaşıldı."diyerek önden ana binaya gitmeye başladı.
Döner kapıdan girip kahverengi büyük bir salona çıktılar.Mermer parkelerin sonunda yuvarlak bir bölüm vardı ve bölümün tepesinde büyük bir "DANIŞMA" yazısı göze hemen çarpıyordu.
Danışman kadın Nathan'a sahte bir gülümse ile "Nasıl yardımcı olabilirim?" diye söze girdi.
Nathan aynı sahte gülümseme ile Daphne'yi işaret ederek "Arkadaşımın girişini yapmak istiyoruz."diye söze girdi.
DAPHNE
Daphne sırıttı ve kimliğini çantasından çıkartarak danışmana uzattı."Bir oda ayarlamıştım.Sadece yerini öğrenmem yeterli---ah,ben Daphne Green."
Danışman kimliği inceleyerek önündeki bilgisayarına bir şeyler yazdı ve tekrar Daphne'ye döndü.Aynı sahte gülümsemesini hiç kaybetmeden "Kolejin arka kapısından çıkarak,kolejimizin konutlarına gidin ve güvenlikten yerinizi öğrenin.Sistemde bir sorun var ve sizin konut bilgilerinize buradan ulaşamıyoruz."
Daphne anladığını belirtmek için başını salladı."Çok teşekkürler."dedi ve ardından Nathan'a döndü."Arabana atla.Konutlara gitmemiz gerekiyor."
Nathan kötü bir sırıtma ile Daphne'nin arkasından yürürken "Bebeğim bana cehenneme gitmemi söylersen de giderim."diye dalga geçerken,sesini fısıldar gibi kullanmıştı.
Daphne,etkilendiğini belli etmeden gözlerini çevirdi fakat kızarmadan duramamıştı.
***
Nathan ve Daphne,aynı bir saat kadar önce Justin ve Spencer'ın gittiği yoldan giderek konutların güvenlik kısmına ulaştılar.Daphne siyah camlı arabasından kafasını çıkartıp gözlüğünü indirerek,açık kahverengi gözleriyle güvenlik görevlisine baktı.
Sesini alçaltarak "Ben ve arkadaşım--"diyerek arka arabadaki Nathan'ı işaret etti."---oda numaramı öğrenmek istiyoruz."diyerek kimliğini uzattı.
Güvenlik görevlisi Daphne'den etkilenmiş bir ses tonuyla"Hemen--bakıyorum--genç bayan."diyerek kendi bürosuna doğru yol aldı ve beş dakika sonra geri gelip kimliği Daphne'ye uzattı.
"Altıncı bina,yirmi sekiz numaralı oda.Şanslısınız çünkü her binada az bulunan konuta denk gelmişsiniz."diyerek Daphne'ye baktı.
Daphne güneş gözlüğünü tekrar takarken fısıldar gibi "Bunun tesadüf olduğunu mu sanıyorsunuz?"diyerek mırıldandı.
Görevlinin bir şey demesine fırsat vermeden ekledi."Sizden birinin odasını öğrenmek istersem--"Sesini alçaltarak ekledi."--bana yardım edebilir miydiniz?"Daphne çantasından bir kaç yüz dolar çıkartarak görevliye uzattı.
Güvenlik görevlisi parayı gördüğü gibi sırıttı."Rüşvet teklifi mi ediyorsunuz,bayan?"diye mırıldandı ve kaşlarını kaldırarak Daphne'ye baktı.
Daphne güldü."İçeri girip bilgisayarınızdan bir bilgiye bakmak için beş yüz dolar teklif ediyorum fakat siz hayır derseniz buna saygı duyarım."diyerek son kozlarını oynadı.
Görevli parayı yavaşça aldı."Kimin odasını soruyorsunuz?"
Daphne gülümsedi ve Nathan'ın ona söylediği ismi hatırlamaya çalıştı."Spencer--Hastings."
Görevli büyük bir kahkaha patlattı."Bunun için bilgisayara bakmama gerek yok çünkü sizden bir saat önce kadar buradaydılar.Yanında yakışıklı bir çocuk vardı ve onu da aynı sizin gibi altıncı binanın yirmi sekizinci dairesine gönderdim."
Daphne Spencer ile oda arkadaşı olduğunu öğrendiği gibi gözlerini sonuna kadar açtı ve içinden bir küfür savurdu.Bu gerçekten iyi bir şey olabilirdi çünkü Daphne,Nathan ile bir kaç kez daha görüşmenin yollarını arıyordu.
Bingo,diye geçirdi içinden.Onun için bugün gerçekten güzel geçiyordu.
***
SPENCER
Odasına yerleşmenin verdiği mutluluk ile yatağına uzandı ve artık Justin'den de kurtulduğu için keyifli bir şekilde bir şarkı mırıldanarak uyuyana kadar yatakta bir kaç kez yer değiştirdi.
Konut kapısının açılması ile yataktan fırladı.Başta biraz korkmuştu fakat daha sonra giriş taraflarından gelen neşeli ses ile derin bir nefes aldı."Nathan burada!"
Ve ardından tanımadığı bir başka ses aynı neşeli ses ile ekledi."Yanında oda arkadaşın Daphne de var!"
Spencer odasından çıkarak girişte onu bekleyen Nathan ve yanında adı Daphne olan;uzun,kısa kahverengi saçları ve buğday teniyle gerçekten güzel gözüken kızı buldu.
Gidip Nathan'a dostça sarıldı."Araba için teşekkür ederim,gerçekten."diye mırıldandı ve Daphne'ye doğru baktı.Açık kahverengi gözleri ışıl ışıldı."Ve sende?"
Kız cevap verdi."Daphne--Green.Oda arkadaşın."diyerek Spencer'a sarıldı.
Spencer ikisine birden gözlerini kısarak baktı."Ve siz tanışıyor musunuz?"
Nathan araba anahtarını cebinden çıkartırken "Daphne ile otobanda tanıştık ve arabana benzin bulmak için bana yardım edip,New York'a kadar eşlik etti.Onu bulduğum için şanslıyım yoksa çoktan Justin'i arayıp işi beceremediğimi söylemek zorunda kalacaktım."
Spencer gözlerini devirdi."Hiçbirimiz Justin'in sinirlenmesini istemeyiz.Kendi cehenneminde kaybolup gitmesi herkes için çok daha iyi olur."
Nathan sırıttı."Özünde iyidir aslında."diyerek arkadaşını korumaya çalıştı.
Spencer güldü."O zaman özüne dönmeli."diyerek çıkıştı ve Daphne'ye dönüp "Ben bir odayı kaptım,diğerini almanda sakınca olur mu çünkü çoktan yerleştim bile."diye umutsuzca baktı.
"Ah,ne sorunu olacak.İkimizde biliyoruz ki en iyi konut bizimki ve ikimizinde odası birbirinden farksız."diye gülümsedi.Spencer bu kızı gerçekten sevmişti.
Daphne eşyalarını odasına taşırken Nathan "Agh,kızlar benim artık gitmem gerek."dedi mutsuzca.Kimsenin bir şey söylemesine izin vermeden cebinden yapışkanlı bir kağıt çıkarttı ve yanda duran masaya yapıştırdı.
"Bir şeye ihtiyacınız olursa beni arayın.Sadece takılmak için de olur."diye güldü.
Spencer Nathan'ı geçirirken gözlerini devirdi."Takılmak için gelirken yanında yabancı getirme."diyerek yabancı derken Justin'i kastettiğini belirtmek için havaya elleriyle tırnak çizdi.
Nathan güldü."Tamam,getirmem."diyerek kapıyı arkasından kapattı.
***
NATHAN
Asansörden inip,beyaz dış kapının otomatına basarak dışarı çıktı ve dış merdivenlerden hızlıca inip havanın bir anda kararmış olmasına şaşarak gökyüzüne baktı.Gözlerini kasvetli bulutlardan alıp,karşıya doğru dikince bir kaç tanıdık adamın bir araba etrafında ona baktığını görür gibi oldu.
Gözlerini kısarak uzak noktadaki adamlara odaklandı.Dört kişilerdi ve bakışlarını gerçekten Nathan'a çevirmişlerdi.Nathan biraz daha arabaya doğru yaklaştıkça onların kim olduğunu anlamıştı.
Steven elindeki sigarayı yere attı ve ayakkabısının ucuyla söndürdü."Nath,dostum seni görmekte güzel."
Nathan yere tükürdü."Ama seni görmek değil."
Luke,Steven,Marcus ve Toby gülmeye başladı.
Toby küçük bir kız taklidi ile Nathan'a "Ne oldu yoksa o çok sevdiğin kahraman Justin buralarda yok mu?"diye çıkıştı.
"Biliyorsunuz ki sizi ben de cehennemin dibine yollayabilirim."diyerek güldü Nathan.
Luke gözlerini devirdi."Kızın kaldığı yeri bulduğumuza şaşırdın mı?Biraz intikam alalım dedik."
"Kız size bir şey yapmadı seni lanet herif."diye çıkıştı Nathan.
Luke Nathan'ın üzerine yürüdü."Yanılıyorsun seni sersem.Onun yüzünden dayak yedik."
Nathan Luke'un üzerine yürürken güldü."Biliyorsunuz biz size o dayağı zaten atacaktık."
Steven araya girdi ve kötü bir şekilde güldü."Biliyorsun biz de o kızdan zaten intikam alacaktık.Geçen sefer pek eğlenememiştik de."diye mırıldandı.
"Neden kızlarla uğraşıyorsun dostum?Biraz bölüm atla ve gücünü üzerimizde kullan."diye çıkıştı Nathan.
Steven kahkahasını durdurdu ve ciddi bir sesle "Sizden intikam almak için kavga etmemizin nedeni,size yapılanı umursamayıp o masum boktan kızlara yapılanları gerçekten umursuyor olmanız."diye açıkladı.
"Şuna sizinle dövüşemiyoruz desene,Steven."diye dalga geçti Nathan.Onları takmayıp oradan ayrılırken ekledi."Bir şey yapmaya kalkışırsanız--olanlardan sorumlu olursunuz."
Luke yere tükürdü."Hadi git ve süper kahramanını ara,seni pislik."
Nathan onlardan uzakta bir yer bulup Justin'e hızlıca bir mesaj atmak için telefonunu çıkarttı.
Kime:Justin
Umurunda olmadığını biliyorum fakat Steven ve diğerleri kızın kaldığı yeri bulmuş.Biraz önce onlarla biraz sohbet ettim.Sanırım bir sonraki adımları dışarıda beklemek ve odayı gözetlemek olmayacak,dostum.Buraya gelmen gerekiyor.
Şerefsiz dörtlünün ne yaptığını gözetleyecek bir yer buldu ve hala bir şey yapmamalarına sevindi.Justin ya mesajı görmemişti,yada gerçekten Spencer ile iyi bir kavga yaşamışlardı.
Fakat onu ve Nathan'ı umursamayacak kadar kötü biri değildi.
En azından Nathan bunu umuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUSINESS THINGS
FanfictionBuda kimin nesi diyerek arkamı döndüğümde bana seslenen iri yarı sarışın adamın yanında üç kişiyi daha karanlıkta seçtim.Kim oldukları ve benden ne istedikleri hakkında fikrim yoktu ve korkmaya başlamıştım.Neden aptal bir karar alarak geceye kadar o...