15. Bölüm

1.4K 66 75
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın aşklarım iyi okumalar🌸

Azad ağa son sözlerini benim hayatıma nasıl bir zarar vereceğini bilmeden söylemişti.

" Kerem'in Berfin Soysal'ın isteği ile Mardin'den sürgün edilmesine karar verilmiştir. Fakat Soysal aşireti için ne ölüm kararı çıkartılacaktır nede sürgün edileceklerdir. Çünkü Berfin kızımızın yaptığı o ailedeki herkesin hayatına mâl olabilirdi." Gözlerim dolarken bir anda kolumda bir boşluk hissettim.

Boran çoktan yanımdan ayrılmış Azad'ın yüzüne yumruk atmıştı. Sinirine hakim olamıyordu ve bir tek onu ben sakinleştirebiliyordum.

" Ne diyorsun lan sen! Senide onlarla birlikte öldürmemi mi istiyorsun!" Yunus ve birçok kişi Boran'ı tutmaya çalışıyordu.

Aslında karar yetkisi Borandaydı. Fakat herkes biliyordu ki Boran direkt onların ölüm kararını çıkarttıracaktı. Kerem'e yaptığı gibi...

Boran'ın azabından herkes korkardı. Ve Mardin'de hep yıllarca Boran'ın acımasızlığı konuşulurdu.

Zaten Kerem'in bana vuran sağ elinin kesilmesindende herşey belliydi. Suratı mahvolmuştu.

Boran'ın cidden Azad'ı döverek öldüreceğini farkedince yanına gidip Boran'ın elini tuttum. Boran bunu benden beklemiyordu fakat saniyesinde tüm siniri geçmişti. Buda bana bakarken ki gözündeki parlaklıktan belliydi.

" Bundan sonra olacak hiçbirşeye karışmayacaksınız çünkü ben bana yapılanların altında kalacak birisi değilim. Sürgün edilmeleri onların iyiliği için olacaktı fakat benimde işime gelir. Şimdi mahvolacağınız günü bekleyebilirsiniz." Bunları babam ve abimin yüzüne bakarak söylemiştim.

Boran tuttuğu elimi baş parmağıyla okşayıp elimi dudaklarına götürdü ve elimin tersini öpüp

" Müstakbel karımın arkasında ben varım. Yaptığı herşeydede arkasında olacağım. Yetki elbetki kısa bir süre sonra bana verilecek o zaman sizinle görüşeceğiz." Ve Boran bakışlarını Azad'a çevirip

" Sende koru kendini bundan sonra." Evet Boran vurdu ve goll. Azad'ın iki sefer ardı ardına yutkunduğunu görmemle keyifle gülümsedim.

Boran'da tuttuğu elimi okşarken beraber tekrar konaktan dışarı çıktık. Gerçekten bu embesilleri ikimizinde daha fazla görmeye tahammülü yoktu. Hem zaten Boran banada sinirliydi. Kerem'in sürgün edilmesini istemiştim diye. Yoksa Boran Kerem'i öldürecekti. Ben evleneceğim adamın katil olmasını istemiyordum.

Ben sessizce dışarı çıkmış ağaçların yapraklarına bakarken Boran bu sefer sakin kalmaya çalışarak bana döndü.

" Sanada aferin Berfin'im. Ben Kerem'i öldürmeye çalışıyorum sen gidip adamı savunuyorsun." Kaşlarımı çatıp bu sefer ben sakin kalmaya çalışarak konuştum.

" Ne savunmasından bahsediyorsun Boran! Sürgün edildi işte ayrıca adamı zaten öldürmekten beter etmişsin." Sinirimden artık çığlık atacaktım. Ama muhtemelen bunu yaparsam sonrada utancımdan kendi kafama sıkardım. Yada sıkmazdım bilmiyorum.

Ama haberlerede, çığlık atıp utandığı için kendi kafasına sıkan sosyal medya fenomeni Berfin diyede düşmek istemiyordum. Offf.

" Bak güzelim." Zaten yeterince gergindim.

" Sinirini benden çıkarma Boran doğru olanı yaptım ben." Bu sefer Boran kaşlarını çattı ve beni belimden tutup kendine çekti. Ve yanağımı okşayıp

" Bak sevdiğim şu hayatta herşeyi yaparım yinede senden sinirimi çıkarmam. Senin yaptığın şey bana kendimi kötü hissettirdi onu anlatmaya çalışıyorum." Tamam belki % 99 Boran haklıydı ama % 1 ben haklıydım. Yani anlayacağınız Boran %100 haklı değil.

BERDEL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin