Sabah gözlerimi güneşin ışıklarıyla değil alarmımın çalmasıyla açmıştım. Ama neyseki dün erken uyumuştum ve fazlasıylada uykumu almıştım.
Uykusuz kalmak kadar kötü birşey yok bence. Ama neyseki fazlasıyla enerjiktim.
Bu yüzden kısık gözlerimi tamamen açtım. Ve güneşin odamı aydınlatışını seyrettim.Seyrettim diyorumda keşke seyredebilseydim. Fakat odama hayvan gibi dalan Yunus bırakmamıştı bile.
Elinde bir sürahi suyla direkt yanıma geldi. Kafayı sıyırmış cidden.
Benim uyanık olduğumu ve ona ters bakışlarımı görüncede elini kalbine koyup derin bir nefes verip
" Şükürler olsun uyanmışsın yoksa bu suyu kafandan aşağı boşaltırdım. Hadi kalk Nilsu'yu ara gelecek mi kınaya?" Mal bu çocuk vallahi mal. Nilsu benim en yakın arkadaşımdı ve evlenmemi dört gözle bekleyen oydu tabi bir yandan istemiyorduda her yakın arkadaş gibi fakat en yakın arkadaşımdı. Bu yüzden tabikide gelecekti.
Halen hevesle bana bakan Yunus'a dönüp
" Gelecek Yunus." Tuttu bununda Nilsu aşkı.
Yunus derin bir nefes verip komodinin üzerinde duran bardağı alıp sürahideki suyu içine doldurdu ve nefes bile almadan kafasına dikti.
" Ne yaşıyorsun Yunus?" Acaba kendiside biliyormuydu ne yaşadığını? Bence bilmiyordu.
" Ne bileyim Berfo. İlk defa gerçekten böyle oldum bunu sende farkındasın." Derin bir nefes aldı ve ciddileşip tekrar konuşmasına devam etti.
" Beni üzer mi acaba?" Nilsu üzmezdi asla. Hatta çok değer verirdi benim gibi soğuk birisi değildi.
Fakat Yunus'un tüm hayallerini yıkmak adına.
" Umarım üzer, sende kendi üzdüklerine sayarsın." Yunus yandan yandan bakıp
' senin gibi kuzen olmaz olsun' bakışlarını atmayı eksik etmeden." Ben kimseyi üzmedim. Beni biliyorsun herkesle konuşup tanışan birisiyim. Yani dışarıdan yavşak gibi gözüküyorum belki böyle aldatan tipler gibi, fakat öyle birisi değilim bunu sende biliyorsun." Yani biraz haklıydı. Yunus'un bu zamana kadar 2 sevgilisi falan tek olmuştu. Ciddi ilişki adamıydı. Ama birçok kez aldatılmış birisiydi.
" Bilmiyorum Nilsuda benim yakın arkadaşım üzülmesini istemem." Yunus anlayışla başını salladı.
" Üzmeyeceğim bugün konuşmaya çalışırım." Ve yaklaşık 2 dakikalık ciddileşmesini bitirip ayağa kalkıp yine eski haline döndü.
" Hadi Berfo kalk kocanı ara uyanmış mı?" Kocan ne alaka şimdi? Tamam kocam olacaktı maalesef, ama yani nasıl desem henüz düğün gerçekleşmemişti.
" Kocam değil henüz." Diye gayet mantıklı bir açıklamada bulundum. Fakat Yunus bunun altındada kalmayıp
" Müstakbel Kocan." Diyip gülerek odadan çıktı. Aslında o da üzgündü belli etmiyordu. 2 gün sonra evleniyordum başka bir eve gelin gidiyordum.
Yunusta bu yüzden üzgündü. Çünkü yıllarca beraber yaşamıştık. Tüm dertlerimizi birbirimize anlatmıştık. Çok değer veriyordum Yunus'a. Ama artık evleniyordum. Ne kadar inanmasam bile bugün kına, yarında düğün vardı.
Gerçi 1 yıl evli kalacaktım Boran'la. Sonrada boşanıp bu şehirden defolup gidecektim. Boran gerçekten çok iyi birisiydi bana karşı, yıllarca bana Boran'ı kötülemişti ailem.
Fakat Boran asla öyle birisi değildi, aksine çok iyi birisiydi. Ben Boran'ı asla haketmiyordum o daha iyilerine layık birisiydi.
Ben özgürlüğüme düşkün biriydim. Evli kalamazdım Boran'la. Hayatımın hiçbir döneminde evlenmek aklımın ucundan bile geçmemişti. Kariyerime odaklanan biriydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
Ficción GeneralMardin'in en büyük aşiretine sahip olan acımasız Boran Ağa'nın sevdiği kıza bir türlü açılamaması sonucu umudunu kaybetmesidir. Sevdiği kız ise düşman aşiretlerden olan Berfin Soysal kendini asla ezdirmeyen sosyal medyada fenomendir asla aşık olmaya...