8. parçalanmış porselen

24 10 0
                                    

Hastaneden çıkmış ve ardından direk evin yolunu tutmuştum. Tüm yol boyu aklımdaki tek şey bir an önce eve varıp o lanet oyuncağı yok etmekti.

" Kız yavaş yürüsene, yetişemiyorum."

Arkamdan seslenip hızlı adımlarla bana yetişmeye çalışan Tia 'nı beklemeden adımlarımı daha da hızlandırıp sonunda eve varmıştım.

Direk içeri girdiğim anda hızla etrafı inceleyip Anubis'i nereye bıraktığımı hatırlamaya çalışıyordum.

Salona geçtiğim zaman sinirli bir şekilde kanepenin üzerindeki Anubis'e taraf yürüyüp onu elime aldım.

Benim ardımdan nefes nefese kalmış Tia da içeri geçti.

" İnan hiçbir şey anlamış değilim. Neden birden hastaneyi terk ettin ?! "

Ardından gözü elimdeki Anubis'e ardından da bana kaymıştı.

" Ne yapmaya çalışıyorsun?"

Düşünmeyi bırakıp tüm gücümle oyuncağı duvara fırlattım.

Porselen parçaları her tarafa dağılmıştı.

" Neden yaptın bunu Vera ? "

Şaşkın gözlerle bana bakan Tia 'ya taraf döndüm.

" Çünki neler yaşadığım hakkında hiçbir fikrin yok ! "

🎃

Tia ile beraber oyuncağın parçalarını toplayıp evden çok uzakta olan çöplüğe atmış, geri dönüyorduk.

Ama içimde hala kötü bir hiss vardı. Bu hiss sanki içimde büyük boşluk yaratmış ve nefes almamı engelliyordu.

Ondan tamamen kurtulmuş olmayı umuyordum.

Tia ile beraber eve dönerken ilk konuşan ben olmuştum.

" Sen de bir şeylerin yanlış gittiğini hissediyor musun?"

" Nasıl yani ?"

" Bilmiyorum. Bu kadar kolay olmamalıydı. "

" Tamam ama sonuçda onu parçaladın neredeyse. Bence her şey artık iyi olucak , inan bana."

Tia bunu her ne kadar beni rahatlatmak için söylüyor olsa da , ben de onun dediği gibi olmasını umuyordum.
Umarım bu yaratık sonsuza kadar hayatımdan çıkıp giderdi.

🎃

2 hafta sonra ......

Tam iki hafta olmuştu. Ve hayatım eskisinden daha da güzel haldeydi. O lanetli oyuncak gerçekten de peşimizi bırakmıştı. Çünki onu parçalara ayırdığım günden itibaren hiçbir kötü ve ya paranormal olay yaşamamıştım.


Buz dolabını temizleyip yeni aldığım yiyecekleri dolaba dizdikten sonra ellerimi yıkayıp salona geçtim. Bugün annemler bana gelecekti. Evet , hangi dağda kurt öldü bilmiyorum ama nedense son günlerde bana gelmek istediklerini sürekli dile getiriyorlardı.

Ve bugün nihayet annem, babam ve küçük kardeşim bize gelecekti.
Son birkez daha evi kontrol edip onların gelmesini bekledim.


Çalan kapı ile elimdeki su bardağını sehpaya bırakıp kapıya yaklaştım ve kapıyı açtım.

" Hoş geldiniz."

" Hoş bulduk , hoş bul- yüzün neden beyaz senin ? Yoksa yeterince kırmızı et yemiyor musun ? Ayrıca ev neden bu kadar havasız Vera , insan biraz pencereyi açar."

Evet ... daha 3 saniye bile olmadan annem yine beni yargılamaya başlamıştı.

" Sende hoş geldin baba."

Babam sadece bana gülümsemekle yetindi. Genelde hep böyleydi. Konuşmayı değil sessiz kalıp tebessüm etmeyi üstün görürdü.

Birden bacağıma gelen tekme ile kafamı oraya çevirdiğim zaman Lucas 'ı gördüm. Benim yaramaz küçük kardeşim.

" Sen de hoş geldin Lucas."

Hep beraber içeri geçip oturduk.

" Hadi koy bir çay da çayını içelim Vera."

" Tamam anne ."

Çayı koyup tekrar onların yanına döndüğüm de Lucas da mutfağa taraf gidiyordu.

Ben biraz daha annem ve babamla sohbet etmiştim. Ama buna sohbet değil de yargılama desek daha doğru olur.

Birden içeri giren Lucas ile hepimizi o taraf döndük. Yüzünde sinsi bir bakış vardı bana karşı. Ne zaman beni kızdırmaya çalışsa hep bu surat ifadesini kullanırdı.

" Anne , baba ? Bilin bakalım ne gördüm."

" Ne gördün oğlum?"

" Vera ' nın erkek arkadaşını. İçeride gördüm, mutfakta. "

" Ne ?"

" Ne ?"

" Ne ?"

Annem , babam ve ben . Üçümüz de bu tepkiyi vermiştik.

Neden bahsediyordu bu dümbelek?

" Siyah , kırmızı saçlar falan. Havalı tip ha ! İlk kez seçimin gözlerimi yaşarttı abla . "

OLAMAZ !








Arkadaşlar artık bu kitabı bu hesabda yani yeni hesabdan yazdığım için tüm yorumlar , oylar ve okunma sayısı sıfırlandı. O yüzden sizden ricam lütfen bölümleri oylayıp , yorum yapmanız.

ANUBİS - Cehennemi yaşamak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin