23

1.3K 277 310
                                    

Selaaaam, biz yine geldiiikkkk djdhdjbd

Öncelikle hemencicik bir uyarı bu bölümde smut var arkadaşlar (bu smutta bölüm var arkadaşlar .s)
sevmiyorsanız hoşunuza gitmiyorsa cringe buluyorsanız vs vs lütfen okumayın🫶🏻 Ben smut yazarken sansürleyerek ya da hafifleterek yazan biri değilim açık seçik erotik ve kirli yazmayı seviyorum. Oxytocini yazdığım dönemde smutlar yüzünden başım çok ağrıdı o yüzden önden uyarımı yapıyorum, teşekkürler, sevgiler💜💜





***


Duyduğum cümlelerin gerçek olduğunu, gerçekten de Jimin'in dudaklarından döküldüğünü anlamam saniyeler sürdü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Duyduğum cümlelerin gerçek olduğunu, gerçekten de Jimin'in dudaklarından döküldüğünü anlamam saniyeler sürdü.

Loş ışığın altında neredeyse yalvarırcasına bakan kahverengi gözleri minik parıltılarla titreşirken utangaç bir bakış attı bana. Tenime değen dudakları dişlerinin arasındaydı şimdi. Yaşadığım şaşkınlığın farkında değilmiş gibi bir hali vardı. Bana ne yaptığı hakkında hiçbir fikri yok sanki. Ağzından dökülen kirli sözcüklerin zavallı kalbimi durma noktasına getirdiğinden bir haber, ilgiliyle beni izliyor ve sanki onu reddetmem mümkünmüş gibi ne yapacağımı merak ediyordu.

Ona iyice yaklaşarak burnunun dibine kadar girdiğimde vücudumun en ücra köşelerinde bile hissetmek istediğim yumuşak elleri omuzlarıma tutundu anında. Bana bakmayı bir an olsun bırakmamıştı. Söylemek isteyip de söyleyemediği pek çok şey göz bebeklerinde gizlenmiş olduğundan onu tekrar öpmeden önce bir an bile tereddüt etmedim. Ağzımı ağzına yaslayarak dudaklarını araladığımda tek bir tereddütüm bile yoktu. O kadar uzun bir süredir bu anı bekliyordum ki... Elleri boynuma dokunduğunda belini sıkıca kavradım ve daha fazlasını, çok daha fazlasını istedim.

Sıcaklığını, canlılığını, baştan aşağı her zerremde, tenimde, çevremde ve içimde hissetmek istiyordum.

Ve tabii onun içinde de.

Bir elimle sırtını tutarken diğerini kalçalarının üzerine kaydırdım ve büyük geldiği için zaten düşecekmiş gibi duran pijamasının içine soktum. Çıplak teni parmaklarımın altında ipekli bir mendil gibi kayıp giderken "Siktir!" dedim zorlukla geri çekilerek. "İç çamaşırı giymedin mi?"

Jimiz omuz silkti. Kızarmış yanakları ve en az yanakları kadar kızaran dolgun dudaklarıyla beni baştan çıkarmak için özel olarak gönderilmiş bir meleğe benziyordu. "Bana verdiğin baksır çok çirkindi." derken kaçları havalandı. "Ben öyle şeyler giymem."

"Öyle mi?" Nefes nefese kaldığımı hissettim. "Nasıl şeyler giyersin?"

"Sana bir ara gösteririm." Elleri ensemde ve enseme dökülen saç tutamlarında gezindi. Dudağımın kenarına, hemen ardından ise çeneme bir öpücük bırakıp tenimin kokusunu içine çekti. "İstersen tabii."

"Hem de nasıl-" Dudaklarını, yanağını ve şakağını öptüm. Parmak uçlarım sırtı boyunca bir hat üzerinde gezinirken diğeriyle kalçasını kavradım ve bedenini sıkıca kendi bedenime bastırdım. Sertleşen aletim karnına değiyordu şimdi. "Hem de nasıl isterim."

dopamin : yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin