7. Bölüm

58 9 2
                                    

Oy ve yorum atarsanız sevinirimmm
İyi okumalarrr
____________________________
Ertesi gün okula giderken, kütüphanede Minho'yla yaşadığım konuşma aklımdan çıkmıyordu. Onunla olan bu tuhaf bağ, ne tam dostluk ne de düşmanlık gibiydi. Ama bir şey değişmişti, bunu hissedebiliyordum. Artık zorbalıklarının ardında başka bir hikaye olduğunu biliyordum. Fakat bu bilgi, kalbimde daha da karmaşık hislerin doğmasına sebep olmuştu. Onu affetmek istemiyordum ama bir yandan da onun da acı çektiğini bilmek beni ona karşı yumuşatıyordu.

Okula vardığımda, yine onun sert bakışlarını bekliyordum. Ama o sabah hiç göz göze gelmedik. Minho, sınıfa girdiğinde sanki beni görmemiş gibi davrandı. Normalde bana bir laf atmadan geçmezdi ama bu defa sessizdi. Diğerleri ise her zamanki gibi Minho'nun peşindeydi, ona hayranlıkla bakıyorlardı. Ben ise, onların bilmediği bir sırrı biliyordum. Minho, aslında zayıf ve kırılgandı.

Dersler boyunca sessizliğimi korudum. Minho'nun bana dönüp bakmaması tuhaf bir rahatlık verdi. Ama bir yandan da içimde onunla yeniden konuşma isteği filizleniyordu. Sanki kütüphanedeki o sessizlik, tekrar yaşanmak zorundaymış gibi hissediyordum.

Öğle arasında, arkadaşlarım beni kantine çağırdı ama ben bir bahane uydurup kütüphaneye gitmeyi tercih ettim. Kafamda düşünceler dolanırken kitapların arasında kaybolmak en iyi kaçış yöntemim olmuştu. Kendimi kitap rafları arasında dolaşırken buldum, o sırada bir ses duydum.

"Yine buradasın, ha?"

Arkamı döndüğümde Minho'yu karşımda buldum. O an kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. Bir şey söylemeden ona baktım. Minho ise yine o sert görünümünü takınmıştı, ama gözlerinde bir yumuşaklık vardı. "Dün söylediklerimizi unutmadın, değil mi?" diye sordu.

Başımla hafifçe onayladım. "Unutmadım. Sen de zor zamanlar geçiriyorsun... Anladım."

Bir an için bakışlarımız kilitlendi. Bu an, bizi birbirimize yaklaştıran bir kırılma noktasıydı. Ama Minho, hızlıca başını çevirdi. "Şey..." diye mırıldandı. "Sana karşı olan tavrım... yanlış olduğunu biliyorum."

Sözlerinin devamını getirmedi ama içimde bir şeyler kıpırdanıyordu. O an, onun pişmanlığını ve içindeki karmaşayı anlamıştım. Ama yine de, kafamdaki sorular bitmiyordu. Neden bana bu kadar sert davranmıştı? Neden özellikle beni hedef almıştı?

"Minho," dedim, cesaretimi toplayarak. "Neden? Yani... bunca zaman bana neden böyle davrandın?"

O an, Minho'nun yüzünde bir gölge belirdi. Gözlerini yere dikti ve derin bir nefes aldı. "Bilmiyorum... Yani biliyorum da, anlatması zor," dedi, kelimeleri dikkatle seçmeye çalışarak. "Bazı şeyler çok karmaşık."

Ona bakarken, onun da bir cevap aradığını hissedebiliyordum. Bu cevap belki de ikimizin de anlamakta zorlandığı bir şeydi. Sessizce başını salladı ve arkasını dönüp hızlı adımlarla uzaklaştı. Bu konuşma, sanki onun için bile fazlaydı.

Minho'nun ardından bakarken, içimdeki karmaşıklık giderek büyüyordu. Onun davranışlarının ardındaki gerçek sebebi öğrenmek, sanki yaklaşıyordu ama bir türlü tam anlamıyla ortaya çıkmıyordu. Ama hislerim, bu sırrın yakında çözülmek üzere olduğunu söylüyordu. Minho, beni o kadar kolay bırakmayacaktı.

---

O gece, annem yine evde yoktu. Bu durum artık beni şaşırtmıyordu. Sessizce odama çekilip yazmaya başladım. Babamın hatırasını tekrar kalemime taşıyarak, içimdeki bu karmaşık duyguları kağıda döküyordum. Ama bu defa babamın yanı sıra, Minho da aklımda yer etmişti. Onunla olan bu tuhaf bağ, şiirlerime bile yansımaya başlamıştı.

Sabah okulda onu yeniden görecek olmak beni hem korkutuyor hem de garip bir şekilde heyecanlandırıyordu. Minho'nun söyledikleri, yarım kalmış bir hikaye gibiydi ve ben bu hikayenin sonunu öğrenmek için sabırsızlanıyordum.

Ama daha neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Minho'nun bana neden bu kadar sert davrandığını, onun içindeki fırtınaları ve duygularını çözmeye çalışırken, bir şeyler ortaya çıkmak üzereydi.

Hate to love ~ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin