Oy ve yorum atmayı unutmayın <33
———————————————Okulun o sabahki sessizliği, içimdeki fırtınayı bastıramıyordu. Minho'nun dün kütüphanede bana söyleyemediklerinin peşindeydim. Onun neden bu kadar karmaşık davrandığını, aramızdaki bu gerginliğin arkasında ne olduğunu öğrenmeye kararlıydım. Kafamda bir sürü soru vardı. Minho'nun davranışları ve bana söylediği o tuhaf "kıskançlık" itirafı hiç mantıklı gelmiyordu. Daha derinlerde başka bir şey vardı, ama ne?
Koridorda onu görür görmez içimdeki kararlılık daha da güçlendi. Bu defa kaçmasına izin vermeyecektim. Öğle arasında, kalabalıktan sıyrılıp Minho'nun peşine düştüm. Onu yine kütüphanede yakaladım, masanın başında sessizce oturuyordu. Yüzünde ciddi bir ifade vardı, sanki o da bir şeylerin ortaya çıkacağını biliyormuş gibi.
Sessizce yanına oturdum. Bu kez aramızdaki sessizlik ağır bir gerilim taşımıyordu; aksine, açıklanması gereken bir şeylerin ağırlığı vardı. Minho başını kaldırmadan konuşmaya başladı.
"Jisung," dedi, sesi alışılmadık derecede yorgun çıkıyordu. "Dün sana bir şey söylemeye çalıştım. Ama yapamadım."
O an derin bir nefes aldım. "Minho, bana ne olduğunu anlatmak zorundasın. O kıskançlık hikayesine inanmadım. Gerçek sebep bu değil, biliyorum. Neden bana bu kadar sert davrandığını ve neden bu kadar karmaşık olduğunu bilmek istiyorum."
Minho'nun gözleri bu kez doğrudan bana odaklandı. Yüzünde bir suçluluk ifadesi vardı. "Sana dürüst olacağım," dedi, dudaklarını ısırarak. "O kıskançlık meselesi... yalandı."
Sözleri mideme bir yumruk gibi oturdu. Aslında içten içe biliyordum, ama bunu ondan duymak yine de zor oldu. "Neden yalan söyledin?" diye sordum, sesimde hayal kırıklığıyla.
Minho'nun gözlerinde bir kırılma vardı, sanki uzun zamandır taşıdığı bir sırrı paylaşmak üzereydi. "Çünkü... çünkü gerçek, daha da karmaşık. Jisung, sana karşı olan hislerim... basit değil. Seni zorbalıkla hedef almamın sebebi, senden hoşlanmam."
Bu sözler, adeta zamanın durmasına neden oldu. Kalbim hızla çarpmaya başladı, ne diyeceğimi bilemedim. Sanki dünyam bir anlığına altüst olmuştu. Minho'nun hissettiği şey gerçekten bu muydu? Zorbalığın arkasındaki sebep... bu mu?
"Benden... hoşlanıyor musun?" diye tekrar ettim, hala duyduklarımı tam olarak kavrayamadan.
Minho başını eğdi, gözlerini kaçırdı. "Evet," dedi sessizce. "Bu yüzden seni zorbalıkla ittim. Çünkü ne hissettiğimi anlayamadım. İçimdeki bu karmaşık duygularla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Sana yakın olmak için yanlış yolu seçtim. Ve sonra her şey kontrolden çıktı."
Bu açıklama kafamda dönerken, içimdeki her şey birbirine karıştı. Bir yandan öfkeliydim, çünkü bana yalan söylemişti ve zorbalık yapmıştı. Ama bir yandan da, Minho'nun içindeki bu karmaşayı anlamaya başlamıştım. O da benim gibi duygularını yönetmekte zorlanıyordu, ama onun yöntemi yanlış olmuştu.
"Minho," dedim, gözlerimi ona dikerek. "Bu yaptıkların kabul edilemez. Beni zorbalıkla itip, sonra da bunu hoşlanmakla açıklayamazsın. Bu, duygularınla başa çıkmanın yolu değil."
Minho'nun yüzündeki suçluluk daha da derinleşti. "Biliyorum," dedi yavaşça. "Sana zarar verdim. Bunu geri almanın bir yolu yok. Ama artık sana yalan söylemek istemiyorum. Bu yüzden gerçekleri söyledim."
Sözlerinin ardından derin bir sessizlik çöktü. Bu açıklamayı duymak beni tamamen alt üst etmişti. Minho'nun hisleri, zorbalıkları, yalanları... her şey bir araya gelmişti ve şimdi bu karmaşayı çözmek bana kalmıştı. Minho'ya karşı ne hissettiğimi bilmiyordum, ama artık aramızdaki dengeler tamamen değişmişti.
Kütüphaneden çıkarken, aklımdaki düşünceler çığ gibi büyüyordu. Minho'nun bana söyledikleri, ilişkimizin yönünü tamamen değiştirmişti. Ama bu gerçeği öğrenmek, beni rahatlattı mı yoksa daha da mı zor bir duruma soktu, bunu çözmek için zamana ihtiyacım vardı.
---
Eve döndüğümde, kafamda Minho'nun itirafı yankılanıyordu. Annem yine evde yoktu, bu artık normal bir hale gelmişti. Sessizliğin içinde yalnız başıma kaldım ve babamın hatırasına sığınarak şiirlerime döndüm. Ama bu sefer şiirlerim bile içimdeki karmaşayı bastıramıyordu.
Minho'nun duygularını öğrenmek, benim için büyük bir şok olmuştu. Şimdi ne yapacağımı, ona nasıl karşılık vereceğimi bilmiyordum. Ama bir şey açıktı: Minho'nun sakladığı gerçekler artık açığa çıkmıştı ve bu, her şeyi değiştirecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate to love ~ minsung
FanfictionJisung minhonun zorbalıklarına karşılık vermeye çalışan 16 yaşında bir çocuk Minho ise jisung'a zorbalık yapan 18 yaşında bir genç Ama kim bilebilirdi ki en sonunda bu ikisini. Birbirine deliler gibi aşık olacağını