1. BÖLÜM

441 13 2
                                    


Mardin'in eşsiz sokaklarında geziyordum. Taşıyla toprağıyla güzel bir şehirdi. En çokta eskimiş evleri ile tarihi bir hava katıyordu, en güzel yanıda buydu.

Buranın ayrı bir havası vardı. Aynı anda hem kan hemde huzur kokuyordu bu nasıl mümkün olur ben bile anlamıyorum.

Ama  huzur kokan tarafına aşık olmamak mümkün değil. Çünkü bu topraklar insanı kendine çekiyor ve bütün o kan kokusunu bir anda ortadan siliyordu.

Ben düşüncelere dalmışken çoktan toplanma alanımız olan  sokağa girmiştim.

Biraz ilerledikten sonra eskimiş duvarların arkasından çıkan köpek ile afalladım.

Küçük boyu ile bana bir şey yapamayacağını düşünürken yanından yavaş adımlarla ilerlemeye başladım.

Tanrım neden ben.

Sivri dişlerini çıkartmış kısa kolları ile yavaşça geriledi ve esnedi. Bu sırada bir elim kadar olan dili ile yavaşça dudağının çevresini yaladı. Salyası yanaklarından akarken iğrenç bir görüntüydü.

İçimden zararsız diye düşündüğüm hayvanın ağzından salya akıtması beni ürkütse de yanından yavaş adımlarla kaçmaya devam ediyordum.

Ta ki beni fark edene kadar...

Simsiyah gözleri beni görünce daha tehlikeli bir hal almış ve yanından yavaş hareketlerle kaçan bana bakıyordu.

" Hayır dostum bunu yapmana gerek yok bak ne güzel gidiyorum işte"

Bana doğru gelen hayvan ile elim ayağım boşaldı. Sanki ısırmak ister gibi mi bakıyordu yoksa ben mi korkudan öyle görüyordum.

Ah Tanrım. Tabana kuvvet Elvin.

1...

2...

3...

Bana doğru gelecekken, hızla koşmaya başladım.

Tabi arkamı dönüp peşimde olduğunu görünce daha hızlı koşmaya çalışsam da nefesim tükenmeye başlamıştı.

Çocukken de nefesim hemen tükenir en fazla bir dakika dayanabilirdim. Şu an da pek fazla dayanabileceğimi sanmıyorum zaten.

" Lanet olsun bırak peşimi "

Allahtan sabahın beşi olduğu için sokakta kimse yoktu.

Yoksa küçük çocuklara dalga konusu teyzelerede dedikodu mlazemesi çıkarmak hiç istemem.

Bir dakikaya yakındır koştuğum için artık nefes nefese kalmıştım. Ellerimi dizlerime koyup derin bir nefes çektim. Arkama dönüp baktığımda köpekte yorulmuş ama salına salına bana doğru gelmeye devam ediyordu.

Ben geri geri adımlarken oda bana doğru geliyordu.

" Ah Tanrım lütfen tatlım bırak peşimi. Hayır yani eski sevgilim falan da de-"

Sert bir bedene çarpıp sendeleyerek yüz üstü yere düşecekken iki göğsümden tutularak tekrar havaya kalktığım da şaşkınlıktan dilim tutuldu.

Biri benim göğüslerimi tutu ve buna hala devam ediyordu.

Hala göğüslerimi serbest bırakmayan kişiye döndüğümde bu sefer gerçekten yere düştüm.

Dudağının bir köşesi kıvrılmış alayla bana bakıyordu.

Evet bu oydu herkesin korkarak baktığı o kişi...

Bora Ataoğlu...

TUTKUNUN BEDELİ |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin