9. BÖLÜM

297 13 0
                                    

Boğazım düğümlendi... Nefes alamadım... yutunamadım, boğazıma oturan yurmru soluğumu kesti... Gözlerimin önü buğulandığın da çenem titredi... İnce bir sızı dolaştı göğsümde, kara bulutlar üzerime üşüştü, yağmurun altın da ıslandım... Bir şimşek çaktı, tam da göğsümün üzerine.

Bu adam bana ne diyordu?! Onunla evleneceğim öyle mi? Üstüne üstlük bir de çocuk yapacaktım öyle mi?!. Hem de erkek... Şartı da var erkek çocuk istiyormuş paşam!

"Ne diyorsunuz siz Bora Bey?! Siz ne ima ettiğinizin farkında mısınız? Escort muyum ben, hem sizinle evlencem hem de çocuk yapıcam... Öyle mi?!"

Sesim dehşete düşmüş gibi kısık ve güçsüzdü...

Sıkıntılı bir nefes verdi. Sanki söylemek, anlatmak istediği bu değilmişte yanlış anlamışım gibi. Uzun damarlı kolu havaya kalktığında önüne gelen siyah asi saç tutamlarını geriye doğru itti... Damarlı kolu ağır hareketlerle tekrar masaya indi ve damarlı ellerini birbirine kenetledi...Kara hareleri bir tuhaf bakıyordu şimdi... İfadesini okuyamadım, okumakta istemedim.  Hemen burdan def olup gitmek istedim... Bir daha da bu adamın karşısına çıkmayayım istedim.

"Yanlış anlıyorsun... Evliliği senin için istedim, bekar bir kadının çocuk doğurması tuhaf olur biliyorsun ki... Fikrimi kabul edersen, istersen evlenmeyiz...Yaşım geçiyor gördüğün üzere 35 yaşında bir adamım, benden sonra bu mala mülke, topraklara bakacak biri lazım... Evlenmeye hiç fırsatım olmadı... Aklıma da gelmedi zaten fakat gördüğün gibi. Bir çocuğum olacaksa da ordaki buradaki kadınlardan değil tanıdığım birinden olmasını isterim... Açık konuşacağım, seni uzun zamandan beri izliyorum... Ve senden başkasına bu teklifi yapmam. Üç gün veriyorum sana Elvin... Üç gün içerisinde kararını ver, seni bekliyor olacağım..."

Kalbim, kuş gibi çırpındı göğsümde... Tüm dünya başıma yıkıldığını benimde o enkazın altında kaldığımı hissettim... Gözlerim sızladı... Sanki biri vücudumun her yerine toplu iğne batırıyordu, zihnim de ondan farksız değildi. Biri vücuduma bir şey batırıp çekiyordu. Donuverdim öylece... Evlenmek? Çocuk?... Çaresizlik hiç bu kadar benliğime işlememişti...  Damarlarımın yakan ve derimin altında kaynayan bu düşünce... Çenemi, ağlama isteğimi bastırmak ister gibi sıktım... İçime çöken derin bilinmezlikle kemiklerimin iç içe geçtiğini hissettim. Söyleyecek o kadar sözüm vardı ki... Ama boğazımdan yukarı doğru tırmanan bir acıyı bastırmak ister gibi yutkundum...

Dakikalar geçti ne o konuştu ne de ben sadece sustuk... Böyle bir teklifi asla beklemediğim için anın şokunu hala atlatamadım... Düşündüm düşündüm düşündüm... Bir de iyi yanından bak dedi bir tarafım  herkesin elde etmek istediği bir adamla evleneceksin... Diğer taraf ise saçmalama sevmediğin bir adamla evlenip çocuk mu yapacaksın para için... Nereyi dinleyeceğim şaşırdım. İşin ucunda babaannem vardı...

Her şey boka sardı, ne yapacaktım şimdi ben, şu an nasıl hareket etmem gerektiğini dahi bilmiyorum... Tamam ben düşünür gelirim mi diyip kalkacaktım bu koltuktan yoksa böyle bir şeyi asla kabul etmeyip bağırıp çağırarak çıkacak mıydım bu odadan.

Zihnimdeki düşünceleri kovdum, en iyisi hiç bir şey demeden çıkıp gitmekti. Öyle de yaptım, ayağa kalkıp yüzüne dahi bakmadan odayı terk ettim... Derin bir nefes alıp, elimi sol göğsüme koydum. Hızlıca merdivenlerden inerken az önce ki kadın elinde kahve ile Bora' nın odasına doğru ilerledi.

Düşündüm, kabul etseydim bu adamdan çocuk yapacaktım... üstelik bunu evlenmeden asla yapmazdım. Haklıydı, benim için evlenmeyi söylemişti. Evlenmeden asla çocuk yapmazdım zaten.

TUTKUNUN BEDELİ |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin