XII. Safir Veda

67 9 2
                                    

yazar notu:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

yazar notu:

merhabalar, 

hikayenin şimdiye kadarki en uzun bölümüyle karşınızdayım! 6000 kelimeden biraz fazla, düzenlemek için okurken gözüme uzun gelse de bu bölümdeki olayları bölmek istemedim.

bu bölüm başka bir yönüyle daha özel. çünkü şimdiye kadar hiç yapmama gerek olmayan bir şeyi yapmam gerekiyor; uyarı  (tw) eklemek. 

bu bölüm cinsel taciz teşebbüsü içerdiği için bazı kişiler için tetikleyici olabilir.

her zaman olduğu gibi yorum ve fikirlerinizi dört gözle bekliyorum. iyi okumalar!

-müge


***


Başkentte Alyssa'nın henüz çözemediği değişimler yaşanmaktaydı. Aşağı yukarı bir hafta önce Lyonel Strong, oğlu Sör Harwin'le birlikte Harrenhal Kalesi'ne dönmek üzere Kızıl Kale'den ayrılmıştı. Alyssa onun Kral Eli görevinden istifa edip etmediğini bilmiyordu. Ama Sör Harwin'in avluda Sör Cole'a saldırmasının ardından Şehir Muhafızları'ndan ihraç edildiğinden haberdardı.

Birkaç gün önce de Prenses Rhaenyra, ailecek Ejderkayası'na döneceklerini duyurmuştu. Alyssa, onların başkentten ayrılmasından iki gün önce akşam yemeğini Prenses'in odalarında yemişti.

Prenses'in ailesiyle vedalaşma fırsatını kendisine sunan bu yemek daveti, yaptığı başarısız evlilik teklifinin ardından Jacerys'i ilk görüşüydü. Aralarında hiçbir soğukluk veya tuhaflık olmadığını görmek genç kızı rahatlattı. Yemek esnasında ikisi de bahçedeki konuşmaları hiç yaşanmamış gibi davranmışlardı.

Aralarında önemli bir olay geçmesine rağmen bu olay hiç yaşanmamış gibi davranan biri daha vardı. Aemond... Odasına gelip ani öpücüğüyle Alyssa'nın aklını başından aldığı geceden beri başbaşa kalıp konuşma şansları olmamıştı.

Günler geçtikçe Aemond'un öpücüğünün dudaklarında bıraktığı hissiyat kayboluyordu. Dudaklarının ve nefesinin onu sersemleten sıcaklığı, ellerinin vücudunda bıraktığı ağırlık hissi genç kızın zihnindeki sislerin derinliğine gömülüyor gibiydi. Alyssa kendinden şüphe eder olmuştu. Gerçekten öpüşmüşler miydi? Yoksa Arbor kırmızısının aşırı mesaiye sürüklediği hayalgücünün bir ürünü müydü her şey?

Alyssa, derslere katılmayı ve prenslerle birlikte Ejderha Çukuru'na gitmeyi aksatmaya başlamıştı. Tek bir öpücükle hayatının ekseninden kaymış olmasını kendisine yakıştıramıyordu ama durum buydu işte.

Bahçede yaptığı yürüyüşler de zihnini boşaltmasına yardımcı olmuyordu artık. Hala Pentos'ta olsaydı kılıç talimi yapmayı da deneyebilirdi; bir şeylere vurmak iyi gelirdi şüphesiz. Fakat Başkent'te soylu hanımların eline kılıç alması dahi garip karşılanıyordu. Geriye tek bir seçenek kalmıştı.

Safir PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin