Daemon Targaryen ile Rhea Royce'un sevgisiz evliliklerinin sonucu olarak doğan Alyssa, annesinin ölümünün ardından babası ile yaşamaya başlar. Bu elim olaya kadar ailesinin Targaryen koluyla hiçbir iletişimi olmayan küçük kızın önünde birdenbire pek...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genç kız tüm enerjisi tükenmiş halde odasına döndü. Mahvolan kıyafetlerinden bir an önce kurtulmak istiyordu. Çıkmadan önce üzerine alelacele geçirdiği sabahlık daha az hasar görmüştü ama bir kaç saat öncesine kadar bembeyaz olan geceliği artık kurtarılamaz durumdaydı. İkisini de çıkardıktan sonra katlamakla uğraşamayrak odanın ayrı köşelerine fırlatıp attı.
Her sabah yüzünü yıkayabilmesi için hazır tutulan gümüş güğümdeki suyun bir kısmını porselen leğene boşalttı. Süngeri ıslatarak yüzünü ve kollarını temizledi. Karnına ve bacaklarının üst kısmına bulaşan kanı temizlemek daha zordu.
Alyssa, kuruyup yapışkan bir hal almış kanı dalgın hareketlerle temizledikten sonra dolaptan çıkardığı temiz geceliği üzerine geçirip yatağına uzandı. Dakikalar geçti fakat genç kız hala uykunun yakınından bile geçememiş haldeydi. Yatağında dönüp dururken düşünceleri ister istemez bir kez daha Aemond'a kaydı.
Bu gece ona yapılan haksızlığın büyüklüğü karşısında şu kısacık hayatında hiç olmadığı kadar şaşırmış ve öfkelenmişti. Fakat olayın sıcaklığı geçince Aemond'un intikamı alınsaydı bile artık hayatını tek gözü olmadan sürdürmek zorunda kaldığı gerçeği kafasına dank etti.
Gözünün karşılığında ejderha kazandığını ve bunun adil bir değiş tokuş olduğunu söylemişti fakat Alyssa, onun haklı olup olmadığına karar veremiyordu. Bu geceki olaylar yaşanana kadar kendisi de bir ejderha binicisi olmayı tutkuyla istediğine inandığı her şey üzerine yemin edebilirdi. Ama şimdi, böylesi bir amaç ve böylesi bir ödül için bir ömür boyu sakat kalmayı kabullenen Aemond'u görünce aynı fedakarlığı kendisinin de yapabileceğinden emin olamıyordu.
Sonunda gecenin geri kalanında uyuyamayacağını kabullenen Alyssa huzursuz bir şekilde üzerindeki örtüleri tekmeleyip açarak yatağından çıktı. Aklında, artık fazlasıyla alışık olduğu bir şeyi yaparak Aemond'u görmeye girmek vardı. Akıntıtaşı'nda ona verilen odanın tam olarak hangisi olduğunu bilmese de kalenin ne tarafında olduğuna dair üstünkörü bir fikri vardı. Aemond'un odasını bulmaya çalışma cesaretini genç kıza veren şey de bu fikirdi.
Şafak henüz sökmemiş olmasına rağmen havada aydınlanmanın ilk belirtileri kendini belli etmeye başlamıştı. Alyssa da buna güvenerek yanına bir mum almadan odasından çıktı. Akıntıtaşı'nda geçirdiği günlerin ardından artık kendisine tanıdık gelmeye başlayan koridorlarında güvenle yürüdü.
Güvenli yürüyüşü, dönmek üzere olduğu köşelerden birinin diğer tarafında önce fısıltılar, ardından da ayak sesleri duyana kadar sürdü. Alyssa ayak sesleri kendisine doğru yaklaşınca karanlığa, geriye doğru birkaç adım atarak sırtını duvara yasladı. Ne var ki, ayak seslerinin sahibi genç kızın bulunduğu köşeye gelmeden yolunu değiştirmiş, merdivenlerden aşağı inmekteydi.
Onun çıkardığı ritmik sesleri dinleyen Alyssa rahatlayarak tuttuğunun farkında bile olmadığı nefesi verdi. Dikkatli bir biçimde kafasının ufak bir kısmının gözükmesine özen göstererek köşeden merdivenlere doğru eğildi.
