YARA İZLERİ VE CANAVARLAR

92 19 10
                                    

Uzun ve her sahnesi keyifli bir bölüm oldu. Keyifli okumalar dilerim, oy ve yorumlarla destek olursanız daha sık bölüm atacağıma emin olabilirsiniz ♡

6.BÖLÜM: "YARA İZİ VE CANAVARLAR"


🍷

Derler ki; seni öldürmeyen acı, ya delirtir ya da değiştirir.

Yara izleri, canavarlar büyütebilir.

Ben her iki taraftaydım. Çünkü koşullar bazen bir deliyi, bir kez daha delirtebilirdi.

Çok uzun zamandır kör bir noktada, kendi eksenimde dolanıp duruyordum. Fakat şimdi benim dünyamın çizgisine yaklaşmış kayıp bir gezegen daha vardı ve dünyalarımız birbirine çarptıkça parçalanıyor, dağılıyorduk.

"Babanın kokusuyla uyuyabiliyormuşsun," Dedi Sancar, hâlâ onunla uyumam için bulunduğu teklife bir cevap vermemişken. Çenesiyle kendi üzerini işaret etti. "Ödünç aldığın kazağı benim üzerimde," Kaşları sahte bir sorgu ifadesiyle havalandı. "Babanın kokusunu almak için bana yakın uyuyabilirsin. İstersen sarılabilirsinde?"

Babamın odası, bulunduğum koridorda olduğu için gecenin sessizliğinde odasını bastığımdan dolayı sesim boş duvarlarda yankı yapmış olmalıydı. Bu yüzden Sancar babama attığım yalanı duymuştu.

Karnımın aşağısına tatlı bir sızı saplanırken, kan akışımda garip bir karıncalanma ve sıcaklık vuku buldu.

"N-ne münasebet!" Diye yükseldim panikleyip doğrularak. Lanet olsun, kekelemişmiydim?

O'na daha fazla yakın olma düşüncesi, midemde ölü bir kelebek sürüsünün canlanarak kanat çırpmasıyla eş değerdi.

Durgun ama eğlenen bakışlarıyla derin bir nefes alıp, ayaklandım. Hâlâ ayaklarımın dibindeki kesilmiş saç tutamlarına bakmamıştım.

Sabah, onu bu odadan kimse görmeden nasıl çıkaracaktım? İlerleyip kapıyı kilitledim.

Sırtım ona dönükken, "Odamda tek kişilik bir yatak, iki kişilik bir yer var. Sen istediğin yerde uyuyabilirsin." Dedim sessizce.

Kibar bir dille, aynı odada ama aynı yastığa kafamızı yaslamayacağımızı açık açık izah ettikten sonra tekrar ona döndüm. Oda ayaklanmıştı. Kısılan gözleri yatağımın üstündeki Duby'e düşmüştü.

Uzun sayılacak bir müddet hiç bir cevap vermeden köpeğime bakmaya devam etti.

Zavallı Duby, geceleri kıyamet kopsa bile uyanmazdı. Tembel bir bebekti.

Onun ve yatağımın kenarından geçerek dolabımdan bir yastık, birde pike çıkardım.

Önüme döndüğüm ânda ise O'nunla burun buruna gelmeyi beklemediğimden afalladım ve elimdekileri iç güdüsel olarak göğsüme bastırdım.

"Burada kalmak gibi bir niyetim yok, bırak şunları," Elimdekileri almaya çalışınca bırakmadım, kaşları çatıldı. "Uyuduğunu gördükten sonra gideceğim." Dedi, göğsüme bastırdığım örtüyü almaya çalışırken kuvvetle kendime çektiğim için yüzü yüzümün hizasına doğru eğildiği sırada.

ÂFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin