PATRON VE ASİSTAN

925 71 27
                                    

Bölüm başı size sıkıcı gelebilir ama bölüm ortasından sonra spoiler verdiğim köşk maceramıza ışınlanıyoruz. Keyifli bir bölüm oldu, keyifle okuyun :)

3.BÖLÜM: PATRON VE ASİSTAN

🍷

İnsan mutluluğu ararken, mutludur. Onu bulduğunu zannettiğinde bütün büyü bozulur.

Bunu annemi kaybettiğimde anlamıştım. Çünkü mutluluğu annemden ibaret sanırdım. Değilmiş.

Bulduğum ilk boşlukta, Sancar'ın odasından kaçmış; soluğu Safa Beyin odasının önünde almıştım. Ancak içeriye bir adım dahi atamadan, kapı eşiğinde içeriden duyulan cümlelerle donup kalmıştım.

"...Levlâ son bir kaç aydır öfkeli, savurgan ve saldırgan bir kız çocuğunun ruhunu taşıyor. Ayrıca çoğu zaman tedirgin edici bir sessizliğe gömülüyor. Çünkü kız çocukları, annelerinin savunmasız kalışına şahit olduklarında; hayatlarının geri kalanında her ân kendilerini savunmada hissederler."

Yutkunamadım. Babam, Peyami Safa Beye bunları anlatırken sesi kederliydi. Beni neden o adama anlatıyordu?

"Anneler, kız çocuklarının klavuzudur Vahit. Levlâ'nın yolundan şaşması, onun özünü değiştirmez. Kendisine yeni bir kimlik bulma arayışındadır sadece." Dedi Peyami Bey, olgun ve soğukkanlı bir teselli tonuyla.

Tuhaftı. Adamın sesini daha önce hiç duymasamda, tıpkı Sancar gibi sakin ve uysal bir tehlikeyi ince ince sezdiren bir yanı olduğunu hemen anlamıştım.

Aile evinde yaşamak o kadarda iyi bir fikir olmayabilirdi...

"Belkide artık eskisi kadar şımartılamadığı için ilgi çekmeye çalışıyordur babacığım." Diye söze karışan kişi Melda ablamdı.

Hemen ardından Eda ablam, "O'na büyüdüğünü ve her zaman talep ettiklerini kolay yoldan alamayacığını öğretmeliyiz." Diye ekledi.

Babam sustu. Babam sustu ve benim başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki.

O'nları haklımı buluyordu?

Bocalayarak geriye bir adım atacağım sırada, ensemde hissettiğim nefesle irkildim. Boğazımdan taşan çığlığı dökmek üzereyken arkamdan bir kol uzandı ve dudaklarımın üzerine büyük bir el kapandı. Gözlerim büyüdü.

"Şhht, sakin ol." Diye fısıldadı tanıdık ses. "Kaçak asistan."

Sancar tepki vermediğimi farkettiğinde, elini dudaklarımdan çekti ve önüme geçti. Odada konuşulanları duymuşmuydu?

Başını eğerek kulağıma yaklaştı. "Kapı dinlemek, Tanrının bir hanımefendiye yakıştırmayacağı kadar çirkin bir hareket." Diye fısıldadı.

Üzerimdeki trans halini atarak alayla gülümsedim.

"Ahlak kurallarının bile estetik standartları olmalı," Gözleri kısıldı, aynı şekilde karşılık verdim ve devam ettim. "Kapının ardında bir dedikodu döndüğünde, bu bir suç teşkil etmez. Ancak o dedikodu dinlenince insanlar ayıplanır." Bir adım atarak gözlerinin içine alaydan sıyrılmış bir öfkeyle baktım.

ÂFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin