FESHEDİLEN SÖZLEŞME

755 61 22
                                    

Gecikme için çoook üzgünüm.
Bir dahaki sefere, böyle bir sorunda beklemeyip kitapPad'e yükleyeceğim yeni bölümü. Çünkü Wattpad bende çok sıkıntı çıkarıyor.


5.BÖLÜM: FESHEDİLEN SÖZLEŞME

🍷


İnsanların fikir çatışmalarından, öfkemi tetikleyen eylemlerinden uzak durmak için her zaman daha az yer kaplamaya çalışırdım. Kalabalıklardan kaçar dururdum.

Çünkü biliyordum, öfkem tetiklenirse çok can yakardım. Durma noktam ve kontrolüm olmazdı.

Ve Türkmen ailesini tebrik ederim, öfkemi kazanmayı başarmışlardı.

Kahrolası yaratık!

Kafamı öylesine sert çarpmıştımki, ağzımın içinde kan tadı vardı. Bütün kemiklerimin kırıldığını, acının, ayak serçe parmağımı bir yere vurmuşumda, hemen sonra parmak uçlarımdan başlayarak yukarıya doğru tırmanıp bedenimi sızım sızım sızlattığını hissediyordum. Tanrım... Bu gerçekten bütün soluğumu kesmişti.

Yanıma iki farklı bedenin çöktüğünü, ismimi telaşla dile getirdiklerini heyal meyal görüyordum. Birinin soğuk avuç içleri yüzümde dolanıyordu.

"Tanrı kahretsin, Levlâ...İyimisin? Levlâ!" Sancar'ın endişeli ve yeri göğü inleten sesi kafamın içinde yankıladığında gözlerim zorlukla aralandı.

"Boynunu kıpırdatma," Diye çıkıştı Cesur. "İlk müdahale yapılmadan ona dokunmaman gerekirdi!" Sesi sert ve tavizsizdi.

Sancar tuttuğu başımı tekrar yavaşça toprak zemine bıraktı. Kulaklarımda rüzgarın uğultusu vardı.

"Nevra hanımı çağırın!" Diye bağırdığını duydum birinin ama hangisi olduğunu çıkaramadım.

"Levlâ, canım," Gözlerini gözlerimle buluşturmaya çalışırken göz kapaklarım tekrar kapandı. Başım dönüyordu. "Sesini duymam gerek. İyi olduğunu duymam gerek..." Diye fısıldadı ardından, sesi bütün sesleri bastırıyordu çünkü fazla ilgiliydi.

Güç bela başımı salladım.

Gözüme çalınan güneş ışınları yüzünden gözlerimi açamıyordum.

Bunu düşünür düşünmez yüzüme düşen gölge gözlerimi kısıkça açmama sebep oldu. Bunu yapanın Cesur olduğunu farkettim. Kolunu kaldırıp güneşe siper etmişti.

O'nun bakışları tuhaftı. Acımı hissediyormuş gibi mimikleri kasılmış, bakışları paniğin getirdiği bir can havliyle hafifçe aralanmıştı. Halbuki sesi Sancar'dan soğukkanlı çıkmıştı.

"Sancar Bey, çekilin lütfen." İnce kadın sesi aramıza girdiğinde bakışlarım Sancar'a kaydı. Çenesini sıkıyordu geriye çekilirken.

Kadın boynuma, bel boşluğuma ve eklemlerime elleriyle nazik bir muayene yaptı.

"O'nu odaya taşırmısınız?" Diye sordu hasar tespitinde bir sakınca görmemiş olacakki rahatlamış bir nefes vererek. "Yumuşak araziye düşmüş, ya da düşüşünü hafifletecek kadar sağlam bir binici. Büyük bir hasar alabilirdi."

ÂFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin