- Sekizinci Bölüm -

76 11 15
                                    

Selamlar ben geldim.

Ya şimdi şöyle, bölüm yazmayı çok istiyorum ama okul, dershane, denemeler ve testler falan derken zaman bulamıyorum. Eve geldiğim çoğu zaman ölü gibi oluyorum ve inanın kendime bile ayıracak yarım saati zor buluyorum. :(

Çerezlik gibi oldu bu bölüm biraz, maksat iki bölüm arasına aylar girmesin.

Bolca yorum atarsanız çok mutlu olurum. <3

• • •

"'Samu, hâlâ yatağa dönmen taraftarıyım."

Kardeşi hastane koridorunda yürürken onun koluna girmişti Atsumu. Osamu, bazen bu duruma sinir oluyordu. Ne de olsa ölüm döşeğinde değildi o.

"Abartma, 'Tsumu. Biraz daha o odada kalırsam kafayı yerim ben." dedi gri saçlı oğlan yürürken. Hastane kokusuna o kadar alışmıştı ki, artık dışarı çıktığında aldığı temiz havanın kokusu daha garip geliyordu ona.

Atsumu, genelde onun dışarı çıkmasındansa koridorda kısa turlar atması taraftarıydı. Kendisini yatağa zincirlemesini istemediği doğruydu, ama Osamu'nun on beş dakikalık dolaşmayı yalvararak üç saate çıkardığı da görülmemiş şey değildi. Bu durumdayken birisinin tasmasını tutması gerekiyordu.

"Oikawa'yı görmeye gidebilir miyim?" diye sordu Osamu, bakışlarını ikiz kardeşine çevirirken. Atsumu duraksadı. Sahiden, Oikawa hastaneye yatış yapalı beş gün olmuştu. İki gün sonra hiçbir sorun olmadığına karar verilirse taburcu oluyordu.

Sarışının başını aşağı yukarı sallaması ile kocaman gülümsedi Osamu. Gülümsemenin bulaşıcı olduğunu anlaması çok uzun sürmemişti sarışının.

İkizini hastane koridorlarında yönlendirerek Oikawa'nın kaldığı odaya getirdi. Osamu'nun odasından bir kat yukarıdaydı, Atsumu sanki ikizinin ciğerlerinden biri alınmış gibi bekleye bekleye çıkmıştı merdivenleri.

Kapıyı tıklatmalarının ardından, içeriden tanıdık bir ses "Girin." diyerek izin verdi ikizlere. Atsumu kapıyı açtı, Osamu önden odaya girdi.

"Oikawa." dedi gri saçlı, kumral böylece gözlerini ayırmıştı kucağındaki kitabın sayfalarından. Oturduğu yerde, İwaizumi'nin desteği ile, doğruldu. "Osamu."

Yavaş adımlarla arkadaşına ilerleyen Osamu, onun hasta yatağında kayması ile hemen yanına oturdu. Kollarını yaralı bedene sararken, canının yanmaması için özellikle çaba sarf ediyordu.

Kumral olan da kollarını hızla gri saçlının bedenine dolamıştı. Hastanede geçirdiği onca günde Osamu'yu ilk kez görmüştü. Tabii, bunda Atsumu'nun evhamı ve Iwaizumi'nin her şeyi fazlasıyla abartması da oldukça etkiliydi.

"İyi görünüyorsun," diye başladı Osamu sözlerine. Kollarını dolamayı kesti, ellerini Oikawa'nın kollarına koydu. "Ağrın falan yok, değil mi?"

Oikawa başını iki yana salladığında, Osamu'nun yüzündeki gülümseme büyüdü istemsizce. Haberi ilk aldığında çok korkmuş, Oikawa'nın yanına gitmek için çırpınmıştı. Fakat ne Atsumu, ne de Suna izin vermemişti buna.

Kapı bir kez daha tıklatılmıştı ikizlerin girişinin ardından. Odadaki herkes başını kaldırdı, odaya giren kıvırcık saçlı başıyla selam verdi onlara. Sonra ise Atsumu'ya döndü: "Konuşalım mı biraz?"

Atsumu gibi, Osamu da anlamamıştı Sakusa'nın neden çağırdığını, ne konuşmak istediğini. Gri saçlı, bakışlarını ikizine çevirdi, tek kaşını kaldırdı. Atsumu da kardeşinin sırtını sıvazladı, "Hemen döneceğim." dedi ve odadan çıktı Sakusa ile.

Reçete - [ SakuAtsu ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin