- On Dokuzuncu Bölüm -

67 10 212
                                    

"Oğlum, evli misin sen?" Atsumu, duyduğu soru ile bıkkınlıkla iç çekti. Şu anda kardeşinin yanında olması gerekirken, acildeki teyzelerin ideal damat adayı olmakla uğraşıyordu.

"Evleniyorum teyze ben iki haftaya." dedi sarışın, yaşlı kadın inanmamış gibi kaşlarını çattı ve oğlanın eline baktı. "Yüzüğün bile yok, bak benim torunum çok güzeldir."

Derin bir nefes alan sarışın, hastayı bir arkadaşına devrettikten sonra dışarı doğru adımlamıştı. Nihayet acildeki hastaların çoğu ile ilgilenmişti, artık kardeşinin yanına gitmemesi için önünde hiçbir engel yoktu.

O tarafa doğru koşan kendisi dışında üç hemşire daha olduğunu yeni fark etmişti. Ne oluyordu?

Çok kurcalamadı, ta ki hemşirelerden biri konuşana kadar: "Bay Miya'nın ameliyatına mı siz de?"

Duraksadı, küt saçlı hemşireye döndü. Siz de mi? Ne yani, aniden hemşire gerektirecek bir şeyler mi olmuştu?

"Ne oluyor?" diye sordu Atsumu, kalbinin sıkıştığını hissediyordu. Herhangi bir cevap alamayınca adımlarını hızlandırdı, hemşirelerle beraber koştu. Kendisine soru sormaya gelen Suna ve Akaashi'yle konuşamamıştı bile.

Ameliyathaneye girdiğinde donakaldı.

Sakusa, kardeşine kalp masajı mı yapıyordu yoksa o mu yanlış görüyordu?

Ne geriye gidebildi, ne de ilerleyebildi Atsumu. Doktorlar ve hemşireler sürekli bir şeyler için çabalarken, kendisinin bacakları kıpırdamıyordu. Vücudu hareket etmeyi reddediyordu, olduğu yere çakılmış gibiydi.

"'Samu..." diye fısıldayabildi ancak. Çatlayan sesinin, içerideki alaverede hiçbir önemi yoktu. Kendi sesini duyduğundan bile şüpheliydi sarışın.

Sakusa'nın yüzündeki paniği gördü, sonra hemşirelerden birine "Defibrilatörü hazırlayın, hemen!" diye bağırmasını işitti kulakları. Başı döndü, gözleri doldu.

Kardeşinin kalbi durmuştu.

Yavaş adımlarla onlara ilerledi Atsumu, etrafında gerçekleşen her şey bir senaryo gibiydi ve o da baş kahramandı. Bu hikâyeyi kim yazıyorsa, bu senarist kimse benden nefret ediyor olmalı, diye düşündü.

O kendini ameliyat masasından biraz uzakta bulurken, kardeşinin göğsünün şok etkisi ile havaya kalkmasını izledi. O kadar süre nefessiz kalmış olamazdı ama, değil mi?

İkinci kez, Osamu'nun göğsü ikinci kez havaya kalkarken gözlerinden akan yaşlara engel olamadı Atsumu. Kardeşinin yüzünü inceledi. İfadesiz, bembeyazdı. Ameliyat sırasında taktıkları bantlar hâlâ gözlerindeydi.

Sakusa, "Artır." dedi yanındaki hemşireye. Ve üç, Osamu'nun göğsü üçüncü kez havaya kalktı.

Atsumu'nun kulaklarını dolduran tiz ses kesilmemişti, kalp atışlarını duyamıyordu kardeşinin.

Kıvırcık saçlı, göz ucuyla baktı sarışına. Onun hayal kırıklığı ve korku dolu ifadesi, yutkunmasına sebep olmuştu. Vazgeçemezdi, böyle bırakamazdı.

"Bay Sakusa..." dedi bir hemşire, Sakusa'nın tekrardan hazırlandığını görünce. "Artık bıraksak mı?"

Atsumu'nun gözleri, duyduğu ile şokla açıldı. Başını hızla iki yana sallarken onlara yaklaştı. "Bırakmayın!" dedi, sesi o kadar zayıf çıkmıştı ki bağırdığı anlaşılmıyordu bile.

Reçete - [ SakuAtsu ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin