sonunda, ben de dahil hepimizin beklediği o bölüm. iyi okumalar <3
(hayır, osamu canlanmıyor-)
• • •
Kıvırcık saçlı, ayna karşısında saçlarını düzelten sevgilisine sessizce arkadan yaklaştı ve oğlanın ince beline sıkı sıkı sarıldı. Atsumu herhangi bir tepki vermezken, o çoktan çenesini sarışının omzuna yerleştirmişti bile.
"Çok güzel olmuşsun." dedi Sakusa, Atsumu'nun dudağının kenarının kıvrılışı gözünden kaçmamıştı. Hâlâ kendisine umutsuzca trip attığının farkındaydı, fakat Atsumu'ydu bu. Tribi çok uzun sürmezdi.
Sarışının yanağına bıraktığı uzun öpücükten sonra ellerini de belinden çekti Sakusa, birkaç adım geri çekildi ona alan tanımak için. Böylece Atsumu da hazırlanabilmiş, en sonunda ceketini giyebilmişti.
Evden çıktıklarında, Atsumu arabaya binmeyi bekliyordu. Fakat Sakusa yolu tam tersi yöne çevirmişti, şaşırtıcıydı bu. Sakusa toplu taşıma kullanmazdı, yürümeyi de sevmezdi. İçlerinden yürümeyi seven Atsumu'ydu.
"Yürümeyi sevmediğini sanıyordum." dedi Atsumu, bunu bildiği için. Sakusa omuz silkti, parmaklarını birbirine geçirip ellerini kenetledi. "Sen seviyorsun."
Atsumu, Sakusa'nın söylediği ile gülümsedi ve onunla ilerlerken şehirde alışık olmadıkları temiz havanın tadını çıkardı. Nereye gittiklerini bilmiyordu, Sakusa sürekli olarak ara sokaklardan ilerliyordu. Resmen yolu durduk yere uzatıyordu.
"Nereye gidiyoruz?" Atsumu sordu, Sakusa cevap vermedi. Somurtup yanaklarını şişiren sarışın önüne döndü, bu adam onu bazen gerçekten delirtiyordu.
Nihayet bir ara sokaktan çıktıklarında, sahilin en az insan olan kısmına gelmeyi başardıklarını fark etti Atsumu. Gülümsedi, Sakusa'ya baktı. Onun suratındaki bu heyecanlı ifadeyi ilk kez gördüğüne emin olabilirdi.
"Seni ilk kez bu kadar heyecanlı görüyorum, denize karşı."
"Seninleyken yaptığım her şey beni heyecanlandırıyor, denize özgü değil."
Sakusa'nın söylediği Atsumu'yu kıkırdatmıştı. Kıvırcık oğlan kendisine elini uzattığında, sarışın memnuniyetle tuttu onun elini. Sakusa ilerlemeye başladığında Atsumu da adımlarını ona uydurmuştu, demek ki daha Sakusa'nın istediği yere gelmemişlerdi.
İlerlediler, ilerlediler ve ilerlediler. İnsanların kalmadığı, kulaklarına dolan tek sesin dalgaların kumdan kıyıya çarpması olana dek yürüdüler. Güneş yavaş yavaş batıyor, gökyüzünü kızıla boyuyordu. Atsumu için günün en güzel saatleriydi bunlar.
"Az kaldı, merak etme." dedi siyah saçlı, göz ucu ile sevgilisine bakarak. Atsumu, yüzünde Sakusa için güneşten daha parlak olan gülümsemesi ile baktı sevgilisine. Başını aşağı yukarı salladı hevesle.
Nihayet Sakusa durduğunda, Atsumu da durup etrafına baktı. Burasının bu kadar süslenmiş olması normal miydi?
Yerlerdeki gül yapraklarına baktı önce, bu kadar az insanın olduğu bir yerde bunların ne işi olurdu?
Güllerle süslenmiş yolu takip ettiler beraber, ilerideki mumlarla aydınlatılmış örtüye varana kadar. Atsumu'nun kafasında parçalar yerli yerine oturmaya başlarken, ikisinin de heyecanı saniyeler içinde artıyordu.
Sakusa, nihayet örtüye vardıklarında durdu ve bedenini sevgilisine döndürdü. Onun de en az kendisi kadar heyecanlı olduğunu gözlerinden okuyabiliyor, hissedebiliyordu. Tebessüm etti onun bu heyecanının tatlılığına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reçete - [ SakuAtsu ]
Fanfictionİkizinin tedavisi için en uygun doktoru aramakta olan Atsumu Miya, en yakın arkadaşlarından biri olan Kita Shinsuke'nin önerisi ile gelecekteki iş arkadaşı Sakusa Kiyoomi ile tanışmıştı. _ _ _ 05.09.24 - 29.10.24