- Yirmi Üçüncü Bölüm -

43 8 104
                                    

Osamu'suz koskoca bir ay geride bırakmıştı Atsumu.

Sakusa, onun acısının zamanla hafifleyeceği teorisine kendisine öylesine inanmıştı ki, Atsumu'nun Osamu'nun artık olmadığı gerçeğine gittikçe daha da mahvolacağı gerçeğini hep geri plana itmişti.

Doğru düzgün yemek yemeyi reddediyordu sarışın, içi almıyordu. Arada su içiyor, bazen de sadece ekmek yemeye zorluyordu kendisini. Yoksa ağrı kesici alamıyordu, Sakusa izin vermiyordu.

Kapısını tıklatarak, elinde bir tepsi ile içeri girdi Sakusa. Yatakta oturan, elindeki fotoğraf albümünü karıştırıyordu.

"Atsumu." dedi Sakusa, oğlanın yanına oturdu. İkizlerin çocukluk fotoğraflarını bir hafta içinde kaçıncı kez gördüğünü bilmiyordu bile, ama asla şikayetçi değildi.

Atsumu, "Aç değilim ben..." diye mırıldandı, parmaklarını gezdirdi fotoğrafların üstünde. Sakusa iç çekti, saçlarını okşadı onun. "Kendini böyle yıpratma, Atsumu."

Atsumu omuz silkti. Kardeşi, bir buçuk haftadır rüyalarına uğramıyordu, ziyaret etmiyordu onu. Sarı saçları uzamış, diplerinden gelen kahverengi tutamlar görünür olmuştu.

"Saçını boyamayacak mısın?" diye sordu Sakusa, elini Atsumu'nun yıpranmış saçlarında gezdirirken. Sarışın, başını iki yana salladı.

"Ben saçımı Osamu ile boyamayı seviyordum, birlikte kuaföre gitmekti sevdiğim şey." Atsumu burukça gülümsedi. "İlk saçlarımızı boyayacağımız zaman Osamu kuaföre gitmek istemişti, ben de çok pahalı diye kendimiz boyayalım dedim. İkimiz de kendi bildiğimizi okuduk, Osamu haklı çıktı. Saçlarımdan nefret etmiştim uzun süre."

Kıvırcık oğlan, onun bu anlattığı anı ile kıkırdadı. Atsumu'nun yüzündeki buruk gülümseme yavaş yavaş kaybolurken, alt dudağını ısırdı.

"Akaashi falan gelmek istedi, sana sormadan kabul etmedim." dedi Sakusa. Ne zaman birlikte yaşamaya başlamışlardı, ikisi de bilmiyordu. Sakusa'nın Atsumu biraz olsun iyi olana kadar sürdürmeyi planladığı ziyareti belli ki kalıcı olmuştu.

Tebessüm etti Atsumu, ona baktı. "Kabul edebilirdin, merak etme. Akaashi ve diğerlerini görmek çok güzel olurdu." Sakusa, onun söylediği ile rahatlamış bir nefes verdi ve telefonunu çıkarıp sırf Atsumu için kaydettiği Akaashi'ye gelebileceklerine dair bir mesaj attı.

Birkaç dakika sonra mesajına yanıt vermişti. Ekranı açıp mesajı okuyan Sakusa, Atsumu'ya dönüp "Dışarı çağırıyorlar, ister misin?" diye sordu. Artık hayata dönmesi gerekiyordu Atsumu'nun, ömrünün sonuna kadar böyle devam edemezdi.

Atsumu sessizleşti, bir süre düşündü.

Osamu olsaydı, kesinlikle çıkmasını söylerdi.

"Olur." dedi Atsumu, kısık bir ses tonuyla. Yüzünde içten bir gülümseme oluştu Sakusa'nın, Akaashi'ye hızlı bir mesaj yazdı. "Hazırlanalım hadi."

Atsumu, onun bu hevesine anlam verememişti, yine de Sakusa'yı dinleyip ayaklandı ve dolabına ilerledi. Fazla umrunda değildi ne giyeceği, ne de olsa arkadaşlarıyla en fazla bir saat görüşüp evine geri gelecekti.

Sakusa odadan çıktıktan sonra beyaz bir sweat ve siyah bir eşofman altı giydi Atsumu, aynada bir süre kendisine baktı. "Fena olmadı. Değil mi, 'Samu?" dedi, köşedeki fotoğrafa bakarken. Uzun zaman sonra ilk kez aynaya bakabiliyordu. İlk iki hafta evdeki bütün aynaları kapalı tutmuş, telefon kamerasından bile kaçınmıştı.

Saçlarını taradı, şekillendirmek için zahmete bile girmedi. Ellerini ceplerine attı ve çıktı odadan, ekimin başında olmalarına rağmen hava hâlâ soğumamıştı.

Reçete - [ SakuAtsu ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin