Soffrire di

118 12 1
                                    



Helüüü nasılsınız anamm

Ben çok iyiyim ve bu iyi ruh halim tamamen bölüm sonuna ait.

Her bölümde zaten bir şeyleri yavaş yavaş anlıyoruz ama eski bölümleri dikkatle okuyanlar daha çok şey anlayabiliyor. Çünkü fark etmiş olacaklar ki yeni bölümlerde sürekli eski bölümlerde geçen sözleri kullanıyorum.

Bundan öncesine dikkat etmeyenler artık çok dikkat etsin çünkü eminim ileride çok işinize yarar 😍🫶🏻🩵

İyi okumalarr

(Bir de.. biraz yorum yapar mısın pls. Yorumları gördükçe gaza geliyorum da djmfksmdkfm)

Medya: Chase Atlantic - Right Here

...

...

Araçta sessizce ilerlerken duyduğumuz tek ses tekerlerin tümsekten geçerken çıkardığın seslerdi, ha bir de arada Yoongi'nin çiftlik oyunundan gelen garip sesler.

Sonunda araçlar durduğunda Jeongguk'un geldiğimiz yeri incelediğini fark ettim. Normalde de komutan davetleri oluyordu ama bu sefer birkaç albay birden katıldığı için daha büyük ve özenliydi. Bu yüzden şaşırdığını ve içinden bize küfür ettiğini anlayabiliyordum.

Birkaç dakika sonra biz Yoongi'yle baş köşeye geçtiğimizde diğer komutanlar da etrafımızda oturuyordu. Aracı süren asker düşük rütbeli askerlerin olduğu masaya geçip bizden uzaklaşmıştı.

Masaya yavaş yavaş sığır etleri getirildiğinde herkes Yoongi'yle beni bekliyordu. Yoongi fark etmeden yanındaki üsteğmenle sohbet ederken ben bir parça eti alıp pilavla birlikte yemeye başladım. Ardından avcumu açıp masadaki herkese başlayın anlamında masayı gösterdim.

Yediğim ilk lokmayla midem ağzıma gelirken kendimi zorlayıp birkaç parça daha yedim. Uzun süredir doğru düzgün bir şeyler yemiyordum ve bir anda yağlı şeyler yiyince midem tabii ki şaşırmıştı.

Yanımda başka komutanlarla sohbet eden Jeongguk çubuğuna bir parça et alıp benim tabağıma bıraktı. Ardından aynı şekilde bir marul alıp tabağıma koyduğunda sahte olduğunu anlayabildiğim bir gülümsemeyle bana baktı. "Afiyetle yiyin komutanım."

Yaklaşık iki saatin sonunda yemek sonunda bittiğinde kalkıp araca ilerledik. Birkaç dakika sonra aracı sürecek asker hala gelmediğinde Yoongi bunu fırsat bilip tuvalete gitti. Cebimden bir paket sigara çıkarıp dudaklarıma götürdüm.

Çakmak için ceplerimi kontrol ederken dudaklarımdaki sigarayı Jeongguk alıp yere attı. Postallarının altındaki sigarayı ezerken ciddiyetle yüzüme baktı. "Açsın."

...

Öğle yemeğinden sonra Yoongi bahçede çizim yapan Park Jimin'i kolundan tutmuş benim odama getirmişti. Şimdi üçümüz kahvemizin son demlerinde koyu bir sohbet içerisindeydik.

Masamın arkasındaki kitaplığa bakan Park Jimin dikkatle tüm kitapları inceliyordu. Kendim için bir ev almayı reddettiğimden kitaplarımı askeriyedeki odama yerleştiriyordum. Herkes buna çoktan alışmıştı ama Park Jimin her gördüğünde şok oluyor gibiydi.

"Ne kadar büyük bir kitaplığınız var albayım." Dedi sonunda bir haftadır içinde tuttuktan sonra.

"Çok değil, ortalama. Ne kadar kitap olduğunu bile bilmiyorum."

"Peki kaç tane kitap okudunuz içlerinden. Daha doğrusu, kaç farklı kitap okudunuz?" Sessiz kaldım bir süre. Yalnızca gözlerinin içine bakarak bir şeyler söylemesini bekledim. Yanar dağın patlamasını bekler gibi. Cevap vermek istemiyordum. Sanki korkuyordum söyleyeceklerinden. Anlamsızca...

My dear soldier// TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin