Yazar'dan

40 5 0
                                    

Uyanır uyanmaz yüzüne çarpan ışık ile nerede olduğunu sorguladı Yeşil.

En son olanlar aklına bir bir dolaşırken gözleri dolmaya başlamıştı.

En son bir patlama olduğunu hatırlıyordu. Ama tek olmadığını da hatırlıyordu.

Emily?

Evet, Emily'i merak ediyordu.

Birdenbire kapı açılınca oraya döndü.

Vanessa içeri girerken kapı kolun da kalan eliyle aralık kalan dudaklarıyla, Yeşil'e bakıyordu.

Yeşil ise gülmemek için zor duruyordu.

" Y- Yeşil? Uyandın mı?" dedi Vanessa sanki rüya görmekten korkuyormuş gibi.

Yeşil ablasının bu sözlerine gülmeden edemedi.

Gerçi o, herşeye gülerdi...

" Yok Vanessa hala uyuyorum!" dedi ablasıyla dalga geçerek.

Vanessa üzerinde ki şoku atlatıp içeri doğru adımladı ve kardeşinin önünde durup hemen ona sarıldı.

Yeşil ise sanki bunu bekliyormuş gibi hemen kollarını ona sardı.

Vanessa," bir Green kızı olmanın hakkını veriyorsun açıkçası. Hiç bir zaman pes etmiyorsun," işte bu sözler Yeşil'in için deki kahkaha şelalesini dışarı akıtmasını sağlamıştı.

Vanessa küçük kardeşini çok özlemişti.

Ondan ayrılarak, " gidip öbürlerine haber veriyim." diyerek odadan çıktı.

Vanessa odadan çıkar çıkmaz kapının önünde ki ailesine bakarak derin bir iç çekti.

" Size efsanee bir haberim var!" diye artık pes ederek bağırdı.

Hepsi ona dönerken, Chole," ne oldu?" diye dayanamayarak sordu.

" Yeşil uyandı!" diye bağıran Vamessa'yla herkes nutku tutulmuş bir şekilde Vanessa'ya bakmaya devam etti.

En sonda babası," ne? Eminmisin Vanes?" diye dayanamayarak sordu.

Vanessa eliyle kapıyı göstererek," inanmıyorsanız gidin bakın ama benim haber vermem gereken bir kaç kişi var," diye aralarından ayrılmıştı.

Chole hemen sevgilisi Elijah'ın kolundan ayrılıp odanın kapısını açtı.

Yeşil'i uyanık bir şekilde görmek onu şaşırtmıştı.

Yeşil'e hâlâ bakmaya devam ederken Yeşil," bana sarılmayacakmısın, Chole?" diyerek onu daldığı düşüncelerden aldı.

Chole hemen ona sarılırken, diğerleri ona sarılmak için an kolluyordu.

Bu sırada Vanessa haber vermesi gereken en önemli kişiye çoktan haber vermişti. Yani, Drew'e.
************

Drew'den

Önümde ki cesetin zaten ölü olan bedenine bir kurşun daha sıktım.

Olmuyordu işte! Onu düşünmeden bir saniyem geçemiyordu!

Uyandığın da beni kendisine bu kadar muhtaç etmenin bedelini ödeyecekti!

Telefonum çaldığın da zaten Marcus'tur diyerek kim olduğuna bakmadan kapattım.

Tekrar çalınca sıkıntılı bir nefes alıp telefonumu elime aldım.

Vanessa?

Evet, Vanessa beni arıyordu. Ona birşey mi olmuştu?

Korkuyla açarak kulağıma götürdüm.

" Efendim?"

" Sen az önce benim yüzüme mi kapattın saygısız adam?" Gerçekten bunun için mi aramıştı?

" Ne söyleceksen söyle Vanessa."

" Hadi ama, dostum. Kardeşime olan sinirini benden çıkarmaktan vazgeç!"

" Ona bir şey mi oldu, Vanessa?" Diye sordum korkuyla. Eğer öyle bir şey olmuşsa şuan elim de olan silahla kafama sıkardım.

Dolunay surat yaşamıyorsa, benim de yaşamak için bir sebebim yoktu.

" Yaşıyor ve az önce uyandı."

" Şaka değ- bir dakika ne?"

" Uyandı işte mağara adamı! Gel gör!"

" Tabii ki göreceğim. Sonuçta o benim kadınım."

" Ama herşeyden önce benim kardeşim."

" He Vanessa, he sen öyle san kapatıyorum."

" Kapat." diyerek yüzüme kapatınca kahkaha attım.

Vanessa beni kurtarınca çoğu işin de ona yardım ediyordum. O da bunları zor da olsa kabul ediyordu.

İyi iki arkadaştan farkımız yoktu. Evet, belki bu zamana kadar sadece beraber insan öldürmüştük, ama yine de konuşmuştuk.

Şimdi daha önemli işlerim vardı. Örneğin gidip dolunay suratı görmek gibi.

Onu çok özlemiştim.

********

Yirmi üç gündür bölüm atmamıştım.

Ee nasılsınız??

Sizi çoook özledim ben yaa.

Bir daha ki bölüme görüşürüüzzz!!!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 5 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ötanazi Okulu 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin