VIII

82 15 3
                                    

Maran

Bakışlarımı duvardan ayırmazken hançeri bir kez daha döndürdüm. Masasına zarar verdiğim için Kılıç'ın sinirleneceğini bilsem de umursamıyordum. Gecemi verdiği işe ayırmış, hedefi ortadan kaldırmıştım. İşi bitirir bitirmez ona gelmemi söylediği halde ortalıkta yoktu. Hançerin keskin ucuyla masaya biraz daha zarar verdim. Hastaneye gidip Asyayı kontrol etmem gerekiyordu, burada olmam değil. Gitmek için ayaklanacağım sırada odanın kapısı açıldı. Kılıç her zamanki ifadesiz yüzüyle içeri girip masanın arkasına, yerine geçti.

"Kardeşin nasıl?"

"Ölüyor. Değişiklik yok."

"Rasim Kayahan ile karşılaştın mı?"

Hançeri masaya doğru biraz daha bastırdım. "Yaramı parmaklarıyla deşti," dediğimde Kılıç dediğim şeyden çok masasına verdiğim zarara odaklanmış durumdaydı. Onunla uğraşacak halim olmadığından hançeri cebime koydum. "Haklıymışız. Kırımlıları kullanan oymuş."

"Şaşırmadım. Ayrıca seni öldürmeye çalışmış olsa da Kırımlılarla çalışmak işimize yarayabilir. Hayatta kalmak için sağlam dostlara ihtiyacımız var."

Boş gözlerle rahatça arkasına yaslanmış olan adama baktım. Beyaz saçları normalde dikkatimi dağıtırdı ama şu anda sadece gözlerine bakıyor, dediğinde ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. "Adamın babasını öldürdün," dememle gözlerini devirdi. O kadar uzun süredir bu işteydi ki, ölüm Kılıç için sıradan bir şey olmuştu. Yas tutmanın bile saçmalık olduğunu düşünüyordu. Eh, Kırımlının böyle düşünmediğine emindim. "Adamın babasını öldürdüm. Öğrendiği zaman bize dost olacağını mı sanıyorsun?"

"Biz işimizi yaptık. Para ödendi, hedefin Cengiz Kırımlı olduğu söylendi ve sen de işi bitirdin. Biz olmasak başkası yapmayacak mıydı? Olayı büyütme."

Baver Kırımlıya ne zaman baksam babasının son nefesini verdiği anı hatırlıyordum. Şimdiye kadar öldürdüğüm kimseyi unutmamıştım. Cengiz Kırımlı da hafızamda yer edinen hedeflerden biriydi. Kırımlı henüz babasını öldüren kişi olduğumu bilmiyor olsa da öğrenecekti. Öyle ya da böyle günün birinde öğrenecekti.

"Hamile karısını öldüren bir adama göre ölümle ilgili çok rahat konuşuyorsun."

Aynı boş bakışlarla bana bakmaya devam etse de şakağındaki damarın belirginleşmesi gerçek hislerini belli ediyordu. Başkası maskesine inanabilirdi, ben değil. Katilimi kendimden iyi tanıyordum. "Rasim Kayahan seni bana getirdiğinde istediğimi yapabileceğimi söyledi. Organlarını satabilirdim. Seni satabilirdim. Birlikteki erkeklerin seks oyuncağı yapabilirdim. Ne yapacağım umurunda değildi. Benden tek isteği vardı. Acı çekerek ölecektin. Karımla ilgili konuşmadan önce babanın sana olan nefretini hatırlamaya ne dersin?" İşaret parmağını kıvrılan dudaklarının üzerinde dolaştırırken "Acı çekerek ölmeni istediğinde kaç yaşındaydın?" diye sordu. Yaramı deşmeye çalışıyordu. Çok yazık çünkü Rasim Kayahanın bende açtığı yarayı kendimden başkası deşemezdi. Kılıç'ın yarasını ise benden başka bilen ve deşe bilen yoktu.

"Hamile karını öldürdüğünde bebeğiniz kaç aylıktı?"

"Bazen..." İşaret parmağını bana doğrulttu. Birlikteki herkes bu adamdan korkuyordu. Eğitim adıyla yaptığı işkenceler yüzünden olduğunu düşünenlerin aksine korkularının asıl nedeni Kılıç'ın ne kadar acımasız olduğunun bilmeleriydi. Kılıç herkesin zaafını bilir, yaraların üzerine tuz basmaya bayılırdı. Etki edemediği tek kişi bendim çünkü kimseye o gücü vermemiştim. Vermek niyetinde de değildim. "Keşke babanın istediğini yapsaydım diye düşünüyorum. Seni yaşatmak, hele de güçlendirmek asla doğru karar değildi."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Maran [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin