Desis Adası'na küçük bir tatil seyahati.
En fazla ne olabilir ki?
Bindikleri geminin bir anda alabora olması genç çifti beklenmedik bir şekilde şaşırtmıştı. Kendilerini Desis Adası'na taşıyan dalgalara binlerce kez dua etseler de bu dua ettikleri s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İlk defa öfkenin bir bedene bürünüp karşımda durduğunu hissediyordum. Bana oldukça öfkeli bakan bu yüzleri anlamlandırmaya çalışıyordum. Vâlar önüme geçip bedenini bana siper etti.
"Greyatzi a salve mi Vâlar!" Dedi içlerinden biri. Bu Eski Dil'di, bunu biliyordum. Hatta artık anlıyordum. Sen ne yapıyorsun Vâlar?
Vâlar'ın önünde dikilen bedeni gerildi. "Natzi ya Gregor."
Bu seni ilgilendirmez Gregor.
Adının Gregor olduğunu öğrendiğim kırmızı pelerinli adam sertçe bir nefes verdi. Gözleri benimkileri bulduğunda çenesi daha da gerildi. "Krona niya mi flen, la merin vilya!"
Onun için herkes öldü, o herkesi öldürüyor!
Bedenim titredi ama bunu belli etmemeye çalıştım. Dillerini bildiğimi bilmiyorlardı. Gregor devam etti. "Mi flen Vâlar! Agnes mi flen!"
O ölmeli Vâlar! Kutsanmış ölmeli!
"Nya!" Diyen Vâlar'ın sesi ölüm gibiydi. Hayır! O kadar öfkeli duruyordu ki sırtına elimi yaslayıp onu sakinleştirmeye çalıştım. Dokunuşumu hissettiğinde nefes alışverişi düzenli hale geldi. "Nya di Gregor. Fiel lian e temi."
Hayır Gregor, şimdi buradan gidin.
Gregor her ne kadar öfkeli olsa da efendisini dinlemeyi seçti. Başını bir kere salladı ve arkasını dönüp grupla beraber uzaklaştı. Onlar gidene kadar Vâlar'la konuşmadık hatta nefes bile almadık. Görüş açımızdan çıktıkları an Vâlar bana döndü. Endişeliydi.
"Onlar benim yardımcılarımdan Iona. Peter ve Sofia'nın ölümünü öğrenmişler." Kalbim göğüs kafesimde gümbür gümbür atmaya başladı. "Ben dediklerini zaten anladım Vâlar." Diye fısıldadım. Kızıl gözlerinde alevler yanıp söndü. "Bu iyi." Dedi ve sustu.
"Ne yapacağız?" Dediğimde başını çaresizce iki yana salladı. "Onlarla konuşmam lazım. Her şeye hazırlıklı olmakta fayda var Iona. Panterin yanına git tamam mı?" Başımı salladım ve Vâlar yanımdan uzaklaşırken üzerimi başımı düzeltip panterin yanına gittim. Bu ışınlanma olayını artık yapabiliyordum.
Panter sahildeydi ve önünde gidip gelen okyanusu izliyordu. Hemen yanında durdum ve belime gelen boyuna baktım. Görkemli bir hayvandı. "Bir yol göstermen gerek." Diye fısıldadım.
"Üzgünüm Iona." Dedi zihnimin içinde. "Ben koruyucuyum. Şimdiye kadar gelen tüm efendilere yol göstersem tek bir efendi olurdu ve ölümsüzlükle ödüllendirilirdi." Sinirliydim. "Eğer yol göstermezsen nasıl koruyucu olacaksın?" Sahilde sesim yankılanmıştı.
