8. Bölüm

28 5 0
                                    

İyi okumalar :)

İlerlediğimiz yolda sisler daha da artarken dakikalardır üstümüzde uçuşan karga bir süre sonra kaybolmuştu. O kadar çok ilerlemiştik ki ayaklarıma ağrı girmeye başlamıştı. Ares'i bu kadar telaşladıran şey beni de gerdiriyordu. Girdiğimiz her sokakta etraftaki sisler artarken, Ares daha fazla zaman kazanmak ister gibi adımlarını daha da hızlandırdı. Elimi tuttuğu için onla birlikte hızlanmam gerekmişti.

Uzaklardan atların nalından çıkan sesleri duymaya başlayınca telaşa kapılıp ayaklarıma daha da yüklendim. Adımlarımız koşma şekline geçerken etraftaki gaz lambalarından pek fazla ışık aydınlatamadığı için sadece birkaç metrelik olan bir mesafeyi görebiliyorduk. Birkaç sokak daha ardımızda bırakırken atın sesi daha da yakınımızdan gelmeye başlamıştı. Telaşım artarken girdiğimiz son sokakta çıkmaza denk gelmiştik. Geriye dönüp baktığımda birkaç metre ileriden olduğumuz yere doğru gelen at görüş alanıma girdikçe üstünde tamamen siyahlara bürünmüş yüzü görünmeyecek şekilde başlık takan bir silüet belirdi omzunda demin üstümüzde uçuşan karga olduğunu fark etmem ile eğitimli bir kargası olması beni şaşırtmıştı.

Yolun sonuna gelmişiz gibi hissederken Ares sağ elimi bırakmadan arkasına çekerek önüme geçti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yolun sonuna gelmişiz gibi hissederken Ares sağ elimi bırakmadan arkasına çekerek önüme geçti. Ne olduğunu hâlâ anlamazken atın üstündeki yabancıdan boğuk ve emredici bir şekilde bir ses işittim.

- Onu bize ver! Bu üç kelimeyi söylerken tüylerimi ürpertmişti. Ares buna karşı elinin içindeki elimi biraz sıkarak,

- Böyle bir şeyi yapmayı düşünseydim en başta kendi ellerim ile size getirirdim. Derken sesi korkusuz çıkıyordu. Yabancı kişi bu sözlerden hoşnut olmamış gibi başını iki yana sallarken,

- Bunun için savaşmak istemiyorum. Ya onu hemen verirsin ya da sonun hiç iyi olmaz! Derken önümdeki adam buna karşı olarak sırtındaki kınından kılıcını çıkarmış, benimse arka tarafa doğru ilerlemem için başı ile göstermişti. Ona uyaraktan birkaç adım geriye gitmiş neler olacağını beklemekten başka çarem olmamıştı.

Bununla beraber yabancı adam Ares ile savaşmak için attan indiğinde karga üstümüzde uçuşarak çatılardan birisine konmuştu. Yabancı ise Ares'e doğru adımlarken belindeki kılıcını kınından çıkartarak. Adımlarını hızlandırmış ilk atakta bulunmuştu. Bu seri atağını Ares yan tarafa geçerek kolay bir şekilde atlatırken. Yabancı görüş alanıma girmişti.

Bana baktığı sırada Ares kılıcını yabancıya savurmuştu. Kılıcı tuttuğu sağ koluna bir darbe indirmişti. Yabancı arkaya bir adım gerilerken bundan rahatsız olduğunu belli edercesine kılıcı Ares'in üstüne boyluca indirirken bu darbesinden kurtulmak için bir kılıcını yana yatırıp güçlüklede olsa sağ ayağını kaldırıp yabancının karnına indirdiğinde.

ALBİNOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin