10. Bölüm

20 5 0
                                    

İyi okumalar :)

Son iki gündür ne yaşadığıma dair en ufak fikrim yoktu. Şu anda bulunduğum durumu birkaç gün önce birisi söyleseydi buna gülüp geçebilirdim. Ama bu şaka olmayacak kadar gerçek hissettiren duygularım tamamen benden izinsiz tüm duyguları yaşarken daha neler yaşayabilirim ki dedirtmiyor değildi.

Öğleden sonra ormanda çiçek toplarken kaybolup böyle bir durumun içine düşeceğimi gerçekten beklemiyordum.

Boynumdaki ve bileklerimdeki zincirler tenime daha fazla acı verirken. Bilincim bunları red etmek ister gibi başka yere gidiyordu. Başım ağrıyor, ayaklarımda yürümekten takat kalmamıştı. Benimle aynı durumu yaşayan kadınlı erkekli kişilerin de benden pek bir farkı yoktu.

En son ormanda iki yabancıdan saklanırken sonuç olarak beni bulmuşlardı. Onlara direnirken birisini yere sermiştim diğeri ise sol kolumdan tutmaya çalışırken yaram olduğunu fark edip daha fazla basınç uygulamıştı. Ares'in dokunurken bile çekindiği yaramı bu haydutlar üstüne basınç uygulayarak beni hizaya getirmeye çalışmışlardı. Sesi sert olan haydutun yüzüne yumruk attığımda bir anda yüzüme tokat atmış ve elindeki yüzükten dolayı elmacık kemiğimde bir yara oluşmuştu. Son ana kadar dayanmaya çalışmış yine de kurtulamamıştım.

Böylelikle benimle birlikte onlarca kişinin de aynı durumu yaşadığını ve onların haydut olduğunu anlamıştım. Yol boyunca kuru ekmek verilmişti. Açlıktan bayılmamak için hepsini yemiştim. Şu anda da karanlık ormanda yola devam ederken bir anda önümdeki zincirli kadınlardan birisinin yere düştüğünü gördüm.

Kadının düşmesi ile birlikte zincirim bir anda çekilmiş öne savrulurken düşmekten son anda kurtulmuştum. İlerdeki haydutlardan birisi olduğum tarafa gelip elindeki kırbacı kadına savururken çıkan ses beni geri adım atmaya zorlarken olduğum yerde zor duruyordum. Yerdeki kadın hiçbir tepki vermeden aynı şekilde kalırken haydut bu durumdan rahatsız olmuş gibi bir kırbaç daha vurmuştu. İçim acırken kadında hâlâ hareket yoktu.

Haydut tekrar kırbacı savuracakken diğer haydutlardan uzun olanı onu durdurarak kadına eğilmiş elini burnuna götürerek nefes alıp almadığını kontrol etti. Başını kaldırıp olumsuz anlamda sallarken içim yanmadı değil. Uzun haydut kadının bağlı olduğu zincirlere yönelip açtı. Kadının boynundaki zinciri de çıkardıktan sonra kollarından tutup ormanın ilerisine sürüklemeye başlamıştı. Biraz ilerledikten sonra bırakıp geri döndüğünde tekrar yürümemiz için içimizden birkaçını kırbaçlarken yürümekten başka çarem yoktu.

Karanlık daha da artarken nereye gittiğimize dair bir fikrim yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Karanlık daha da artarken nereye gittiğimize dair bir fikrim yoktu. Son olaydan sonra düşüncelerim bulanırken sadece onlar gibi yürüyordum. Bir ölü gibiydim ayaklarım yürümekten ağrırken, vücudumun da ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. Zincirler yüzünden nefes akışlarım bile kısıtlanırken daha ne kadar yürümemiz gerektiğini düşünüyordum.

ALBİNOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin