(4) - yeniler 🖇️

38 11 62
                                    

Çantamı fırlatır gibi sınıfın köşe kısımlarına bıraktıktan sonra en arkalarda ki yüzeyi karalamalarlarla dolu sırama oturdum.

Etrafa kısaca göz gezdirdikten sonra kızarmış göz kapaklarımı ovuşturdum ve kafamı kolumun üzerine yasladım.

"Hey, hey. Buraya bak."

Muhtemelen bana fısıldayan kalın sesli arkadaşa bakmak için kafamı kaldırdım ve beklemediğim bir şekilde irkildim.

O gün beni ve Minho'yu o şekilde gören yeni çocuktu bu.

"Huh? Ne var?"

Çocuk etrafa aceleci bakışlar attı ve kulağıma eğildi.

"İyi misin?"

"Evet, fena değil. Neden sordun?"

Kaşlarını çatarak yüzüme baktı.

"Tanrım..."

Aptala yatmanın iyi olacağını düşündüm böylece ne gördüğünü öğrenebilirdim.

"Neyden bahsediyorsun? Açık ol."

Çocuk gözlerini bir kaç saniye kaçırıp beton zemine kısa bakışlar attı ve kaşlarını kaldırarak bana baktı.

"Hey, tanrım yanlış anlamış olmalıyım. Yani siz şey... sevişiyor muydunuz?"

Dediği şeyle gözlerim büyürken tam hayır demek için dudaklarımı aralıyordum ki aklıma daha iyi bir fikir geldi.

"Ah şey... Kimseye söylemeyeceğin konusunda sözleşebilir miyiz?"

Ağzımdan böyle bir şey çıktığına bende inanamıyordum ama yapmıştım işte. Bu bir hata mıydı, yoksa doğru bir seçim miydi, öğrenecektim zamanla.

"Ah, evet, evet. Kimseye söylemeyeceğime ailem üzerine yemin ederim."

"Hmm, teşekkürler. Bu arada ben Jisung."

Çocukla tanışmak istemiştim. Çünkü kendine özgü iyi bir havası vardı. Çok masum ve temiz görünüyordu. İşte bu beni onunla samimi olmaya itti.

"Yongbok, Felix'de diyebilirsin. Bu benim lakabımdır."

"Sana adınla seslenmeye tercih ederim. Güzel bir adın var."

"Teşekkürler."

Tatlı bir gülüşle sıramın yanına geçerken onu izledim. Açıkçası onu sevmiş olsam da yanıma otursun istemezdim. İnsanlardan ne kadar uzak o kadar iyiydi.

"Sevgilinle gerçekten yakışıyorsunuz Jisung, o gün her şeyin tam ortasında bozmuş olmalıyım, üzgünüm~"

Dediği şeyle şaşkınlığımı yüzüme vurmamak için çabalamam gerekti. Yakışıyor muyduk? Bunu bizi o an gördüğü zamanda mı düşünmüştü? Ah, tanrım...

"Eh... Sorun değil. Neyse birazdan ders başlar yerine geç istersen."

"Yok yaa, tek başına oturma sen burada, yanında kalayım."

Ayy, ne kadar düşüncelisin çok teşekkür ederim(!) bunu sırana geçerek daha iyi yapabilirsin.

İçimden geçenleri yüzüne de söylemek istesem de yanımdan ayrılıp çantasını almaya gidince derin bir nefes vermekle yetindim.

Neden yanımda oturuyordu ki yanında oturduğu sıra arkadaşı da düzenli ve geçinilebilir bir insandı. Ama belki de beni düşündüğü için yapmıştı bunu, bu yüzden iç sesimi susturmak zorunda kaldım.

"Geldiim."

Ona olabildiğince samimi bir şekilde gülümserken yerleşmesini izledim, kalemlerini ve defterini çıkardı, ve renkli notlarla dolu olan defterden bir sayfa açtı. Gerçekten benimkinin aksine oldukça güzel bir yazısı vardı.

OnlyOne - minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin