Harika. Müdürüm benim cinsel sağlığımın bozuk olduğunu düşünüyor. Benimle konuşacağı son konu olmalıydı bu. Şu anda arabasıyla bu konuyu konuşmaya eve gidiyorduk. Hani şu bahsettiğim "özel mesele" konusu...
"Yemek yiyelim mi?"
Ne? Biz mi? Tepki vermemek için zor durdum. Onun için heyecandan çırpındığımı falan görmesini istemezdim. Bu yüzden olabildiğince sakinliğimi korudum. "Olur." dediğimde güldü ve eve sapmadan geçti. Birlikte yemek yerken içki de söylemişti benim için. Sanırım hafif çakırkeyif olmalıydım ki utanç duygularım körelsin ve rahatça konuşayım istiyordu.
"Müdürüm böyle aniden neden buraya geldik? O meseleyi konuşacaksak benim bir sorunum yok. Sağlıklıyım."
"Nasılsa aynı apartmanda oturmuyor muyuz? Birlikte yiyip eve döneriz, o arada da konuşuruz diye düşündüm."
Etrafımdaki kalabalığa baktım. "Anladım. İyi düşünmüşsünüz." dedim. Niye konuyu kabul etmiş gibi görünüyorum be.
Hem niye şu anda hesabı öderken ona borçlanıyorum? İyi tarafından bakalım. Ona yaklaşmak için bahanem hazır.
Yemek sonrası hafif çakırkeyif olmuştum bile. Düşüncelerim birbirine giriyordu. Direksiyonun başındaki müdürümü o gecelikle hayal ettiğim an düşüncelerimi dağıtmak için aniden başımı salladım. Düşünmemeliyim, düşünmemeliyim... Tatlı şeftalimi o şeylerin içinde düşünmemeliy-
Çoktan eve geldik mi? Birlikte asansöre bindik. Onun katında durunca önce o çıktı, ben yukarı çıkmayı düşünürken "Gelmiyor musun?" dedi.
"Oh... Kafam karıştı biraz." diyerek gülümsedim ve indim asansörden.
Şimdi onunla benim özel hayatım kakkında konuşmak için evindeydim. Çok saçma bir durumun içine düşmüş gibi hissediyorum. Çünkü o konuşmanın müdürümün ofisteki odasında çoktan son bulmuş olması gerekirdi.
Sehpanın etrafındaki kanepelerde oturuyorduk. "Bakın benim bir sorunum yok. Bunu konuşmak için evinizde buluşmamız bile çok saçma." dedim.
"İnsanlara neden anlatıyordun o halde?"
"Ne!?"
Hafif de olsa sarhoş olduğum için fazla tepki gösteriyordum. Kontrolsüzce bağırmıştım. Joshua istifini bozmadan bacak bacak üstüne atmış, sözlerine "Bir tür sapık mısın?" diye devam etmişti.
O an duygularımı kontrol edemiyordum, öfkemi dışarıya vurmaktan alamadım kendimi.
"Ne sapığı be!? Yanlış anlaşılma diyorum. Yoksa siz beni tehdit mi ediyorsunuz? Ereksiyon sorunları olan kişinin siz olduğunun öğrenilmesinden korkuyorsunuz, o nedenle benim üzerime geliyorsunuz ama yanılıyorsunuz." Kendimi tamamen salmış olarak parmağımla onu işaret ettim ve devam ettim; "Benim değil, sizin sorununuz var!"
Joshua'nın yüzündeki ifade pek bozulmamıştı ama ben ortalığı batırdığımın farkındaydım. Ellerini dizinin üzerinde birleştirirken yüzüne alaycı gülümsemesini yerleştirdi; "Anladım, bilerek orta yaşlılara soruyorsun. Eğer bir sorunu varsa yardım edeceğini söylüyorsun."
Olduğum yerde kahkaha attım, kafasında binbir senaryo kuruyor olmalıydı. Ellerimi dizlerime vurup deli gibi güldükten sonra gözlerimi suratına diktim "Ben değil sizin sorununuz var, merakımdan sordum Soojin'e çünkü seninki kalkmadığı için çeşitli fantezilere başvurduğunu biliyorum!" dedim.
Şu anda diri diri gömülmek istiyorum... Çok kötü batırmıştım.
Joshua'nın kaşları çatıldı, şimdi öfkelenmeye başlamıştı. Şimdiye kadar ben olsam beni eve bile sokmazdım. Saçlarını geriye atıp bacaklarını ayırdı; "Ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alt Komşum | Seoksoo
Hayran KurguÜst komşum ficinin Seoksoo olarak devamı. Seokmin'in yeni işe başladığı ofisteki müdürü alt komşusu çıkar. Seokmin'in hayalindeki tip olan soğuk bakışlı, 40 yaşıdaki centilmen müdürünün alt katta oturan komşusuyla -aynı kişi olmasına rağmen- uzaktan...