İlayda
Hadi bana iyi olduğunu yaz. Bu kadar fazla şey yaşadıktan sonra birinin ölümüne sebep olduğum için kendimi yıpratmama izin verme
Hani beni seviyordun ? Seven adam öyle birşey olunca hemen gider mi?
Ben gerçekten sevdiğini mi zann ediyorsun
Oysa beni tüm üzüntülerimle başbaşa bırakıp gitmek yerine yanımda olup yaralarımı iyileştirmeme yardımcı olman gerçek aşk sayılmaz mıydı?
Yalvarırım bana bunu yapma
Ben öldüğüne inanmak istemiyorum
Beni bu denli ızdıraba sokma
Sana bu denli gereksizce alışmışken beni senin gerizekalıca mesajlarından mahrum etme.
Evet kabul ediyorum. Mesajını görünce çok kırıldım. Lamet olsun ki neden bu kadar kırıldığımı da bilmiyorum. Ama keşke bu kadar abartmasaydım ve sen.. Sen iyisin değil mi?
Neden hiçbir mesajım sana ulaşmıyor? Neden!
Çıldıracağım. Lütfen lütfen lütfen gel de yazdıklarını sadece beni üzmek bana ders vermek için yazdığını söyleKızmayacağıma yemin ederim.
Hadi gel.
Hiçbir mesajım ona ulaşmıyordu. Kalbimin en derininde çokca şey kopuyordu ama sebebinden habersizdim. Hiç düşünmeden onu aradım. Ve içimden açması için yalvardım. Hıçkırıklarıma hala engel olamıyordum. Ve telefon açıldı. Ama duymak istediğim ses bir kız sesi değildi elbet
"Alo?"
Kendimi sakinleştirerek kıza cevap verdim.
"Alo şey ben. Ben telefonun sahibini aramıştım aslında"
"Abim şu an müsait değil"
Oh çok şükür yaşıyordu. Yaşıyordu işte
"Kendisiyle görüşe bilir miyim. Çok acil"
"Malesef. Kendisi şu an hastanede yoğun bakımdan yeni çıktı. Daha tam uyanamadı." Söyledikleri kalbimi delik deşik etmişti.
Yapmıştı işte. Beni ölümün pençesinden çıkaran adam kendini o boşluğa bırakmıştı. Hıçkırarak ağlamamk için kendimi zor tutsam da kendimi daha fazla tutamadım. Boğuk sesle konuştum
"Ona ne oldu?"
"Dün gece araba kazası geçirdi. 2 saat önce yoğun bakımdan çıktı. Şu an ilaçların etkisinde uyuyor"
Kaza değildi işte. Kimse anlamasın diye kaza süsü verilmiş bir intihardı. Bunu ben de yapmayı düşündüğüm için çok iyi biliyordum. O esnada başka birinin sesini duydum.
"Abiniz tam uyandı. İstediğiniz kadar görüşe bilirsiniz" Kız mutlulukla karşı tarafa cevap verdiği sırada hemen ona yalvarmaya başladım.
"Lütfen telefonu ona verin. Şu an iyi olmam için onun iyi olduğundan emin olmam gerek. Yalvarırım sana lütfen"
Kız bir kaç saniye sustuktan sonra kabul etti. Oda kapısının kapandığını duyduktan hemen sonra kızın sesini duydum.
"Telefon sana"
Bir kaç saniye sonra telefonda kesik kesik nefes sesi duymamla hıçkırıklarım güçlendi. Evet oydu. Ben o nefes alış sesini çok iyi tanıyordum. O esnada kardeşinin dışarıda beklediğini söyleyerek çıktığını duydum.
Bir kaç dakika sadece bir birimizin nefes sesini dinledik. Tabii ki ben hala ağlıyordum. Ama onun da canının fazlaca yandığına emindim. Sonunda dayanamadım ve hıçkırıklarımı susturarak zor da olsa dudaklarımı araladım:
"Tanımadığım halde bu denli endişelendiğim yegane insan ola bilirsin. Beni benim silahımla vurarak cezalandırdın ama canımı ne kadar fazla yaktığını bilmiyorsun. Neden senin için bu kadar endişelendim ki. Çok saçma herşey. Ama anlamışsındır değil mi? Benim aslında ne kadar sevilmeye değer biri olmadığımı anlamışsındır."
Bir kaç saniye durup nefes alışımı dizginleştirdikten sonra ilave ettim:
"Niye birden bire böyle ansızın hayatıma girip herşeyi tersyüz yaptın bilmiyorum. Sen gelene kadar hayatım zaten boktandı ama şimdi her yere sıvadık gördün mü ? Bana yazmanı ne kadar istemesem de aslında fazlaca istediğimi farkettiğimde sana yazdım bir bahaneyle ama sen biryle buluşuyordun işte. Kimimle olduğunu bilmiyordum ve bu istemsizce beni kızdırıyordu. Belki de bu yüzden daha fazla acı çektirmek istedim sana. Ben aptalın tekiyim. Hala bütün bunları neden yaptığımı bilmiyorum."
Şimdi daha sakin hiss ediyordum kendimi. En azından tüm hisslerimi açığa dökmüş ve rahatlamıştım.
"Eğer benim yüzümden bir daha kendine birşeyler yapmaya kalkışırsan aynısını yapacağımdan emin olmalısın. Hani sen bana demiştin ya ben sana yetişemezsem ruhum sana yetişirdi diye. Bu gün ben de sana aynısını söylüyorum. Ben sana yetişemezsem ruhum sana mutlaka yetişir ve bundan hiç şüphe olmasın. Kendini iyi hissedince bana mutlaka yaz tamam mı?"
Karşı taraftan sadece kısık nefes alışlarından başka birşey duyamıyordum. Uykuya daldığını düşünüyordum ki burnunu çekmesiyle aslında ağladığını anladım. Ahh lanet lanet lanet. Neden ağlıyor olması beni incitiyor.
"Ağlama. Yalvarırım." Yutkundum. Ve gözlerime gelen yaşları dökmemek için fazlaca çaba sarfederek konuştum
"Benim gibi biri yüzünden ağlaman ve böyle aptallık yapman çok saçma. Ben o kadar da önemsenecek biri değilim. Hadi şimdi kendine iyi bak. Senden gelecek mesajı büyük bir hasretle bekleyeceğim. Allaha emanet ol."
Hemen ardından telefonu kapattım ve yorganın altına girerek saatlerce ağladım. Bu kadar duygu karmaşası yaşama çok saçmaydı. Hem de fazlaca saçma
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak Aşk (ANONİM 18+)
Teen Fictionİki farklı insan. Adam kadını çok iyi tanıyorken kadın adamı tanımadan ona tutuluyor. Ve tüm hijaye de aslında burada başlıyor. 18+ sahneler var dikkat