Chang'e ve Lady Bone Demon kek için ihtiyaç olan meyveler için pazarda alışveriş yapıyorlardı.
Chang'e: "Ho ho! İşte bu çok güzel bir havuç! Bu bebek gibi birkaç tane daha bulursak altın gibi oluruz!"
Ama Lady Bone Demon bıkmış gibiydi. Havucu onun elindne alırken inceledi
Lady Bone Demon: "Daha önce baktığımız 20.000 havuçla aynı görünüyor!"
Chang'e sanki hakarete uğramış gibi havucu geri aldı.
Chang'e: "Ver onu bana! Böyle güzel bir havucu takdir etmeni beklemezdim. Sen benim gibi bir mutfak dehası değilsin!"
Chang'e gülerken Lady Bone Demon ona siniri bozulmuş bir bakış attı.
Bu an gölgelerden gelen erkekimsi bir sesin gelmesiyle kesildi.
????: "Aman Tanrım, aman Tanrım! Siz çocuklar oldukça olay çıkarıyorsunuz. Malzeme mi almak istiyorsunuz? Lezzetli bir şey mi? Doğru yere geldiniz."
Ortaya çıkan kişi turuncu gagası ve fuşya gözleri olan soluk su yeşili tüylü bir kuş iblisiydi. Başında turkuaz bir tüy, gözlerinin etrafında koyu halkalar, geniş omuzlar ve daha küçük bir bel vardı. Ayrıca geri çekilebilir altın kanatları da vardı. Kuşun omuz zırhı altındı, kemeri mor renkteydi ve turkuaz kuyruklu ceketi ve bilezikleri vardı.
Bir öpücük yollarken Lady Bone Demon igrenmis bir şekilde kuşa baktı.
Lady Bone Demon: "Uh…oh! Hadi, Chang'e, devam edelim. Ha!?"
Chang'e gülerken ilgiyle meyvelere bakıyordu.
Chang'e: "B-bugün güzel meyveler mi satıyorsun?"
Lady Bone Demon arkadaşına Side Eye bakışları attı.
Lady Bone Demon: "Kör müsün?"
Peng: "Haklısın güzelim, burası tüm pazardaki en iyi mağaza. Neden arkaya gelip özel kıyafetlerime bakmıyorsun?"
Peng gölgelerin arasından geçerken Chang'e kıyafetleri duyunca heyecanlanmaya başlamıştı bile
Chang'e: "Ooh!"
Lady Bone Demon: "Chang'e, ben emin değilim, şey—"
Ama kadın, arkadaşını dinlemedi bile ve yürümeye başladı.
Chang'e: "Bunu benim için mahvetme! Buna ihtiyacım var!"
Lady Bone Demon soluk soluğa kalırken onun peşinden gitti.
Peng: "Biraz daha yaklaş, biraz daha yaklaş!"
Chang'e ve Lady Bone Demon bir kapaktan düşerken çığlık attılar. Arkadan ise kuşun pis kahkahasi duyulabiliyordu.
=============
Sea-Crate Karargahında Macaque, Monkey Mech oyununu oynarken Azure düşünceli gibiydi.
Azure: "Hey, sence Sea-Crate Üssü'nde çok fazla zaman geçirmememizi garip buluyorsun musun? Yani, haftalardır buraya hiç gelmedik."
Macaque: "Evet, ve düşünürsen, şu anda burada olmamıza gerek var mı?"
Bir anda Wukong panikle üsse daldiginda ikili altın maymuna döndü.
Wukong: "Arkadaşlar! Chang'e kayıp!"
İkisi bunu duyduklarında şaşırdılar. Macaque oynamayı bırakırken Wukong'a döndü.
Macaque: "Kayıp mı? Ne demek kayıp?"
Wukong: "Yani bu sabah dükkanı açmadı!"
Azure: Ama daha önce hiç dükkanını açmamazlık etmemişti!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kral'ın Doğuşu (Takas AU)
FanfictionBu AU Temelde Wukong ve MK'in rollerinin değişimi ile alakalı bilmem kaçıncı takas AU'mdur. İyi okumalar :)