Wukong, Çiçek Meyve Dağında sinirle hem çekiçle duvara vuruyor hem de söyleniyordu. MK ise bulutuna yatmış onu izliyordu.
Wukong: "Biliyor musun, Monkie Kid, Cennete Eşit Büyük Bilge, tarafından eğitileceğimi öğrendiğimde, burada günde 12 saat duvarları çekiçleyeceğimi bilmiyordum!"
Wukong çekici kenara fırlatığında sinirden zıplamaya başlar.
Wukong: "Bunu neden yapıyorum ben?!"
MK hala gururla gülümserken konuşmaya başladı.
MK: "Ah, böylece güzel bir kahvaltı köşesi hazırlayabilmem için. Buraya biraz ışık getireceğim."
Wukong: "Ama benim Monkey King olmam gerekiyor. İnşaatçı Kral değil. Dövüş şeylerini bilmezsem kahramanlık işini nasıl yapacağım?"
MK asasını döndürdü ve maymun çocuğa altın renkli gözleriyle bakıp sinsice sırıttı.
MK: "Ah? Demek "dövüş şeylerini" bilmek istiyorsun, öyle mi? Bunun gibi mi?"
MK'in gözleri altın renginde parlıyor. Ardindan asasını fırlatıyor, Wukong son anda kaçıyor ve asa duvar resminde bir delik açıyor.
Wukong: "Ha? Vay canına."
Wukong hayranlıkla deliğe bakar, ardından gözleri parlamış ve dizleri üstüne çökmüş bir vaziyette akıl hocasının önüne gelir.
Wukong: "Evet, tam da bunun gibi. Artık biraz harikalik için hazırım ben."
MK alay edercesine gülmeye başladı ve elindeki asayı döndürüp halefine sırtını döndü.
MK: "Bak dostum. Bu işi aceleye getiremezsin. Oraya varacaksın. Sadece pratik yapmaya ihtiyacın var."
Wukong: "Ama bu pratik değil."
MK sinirle alnını ovusturur ve tekrar halefine döner.
MK: "Sana asla bilmen gerekmeyen bir şeyi öğretmeyeceğim, tamam mı?"
Wukong oflar ve hayal kırıklığıyla yere bakar. MK de buna iç çeker ve ardında tekrar gülümseyerek bir adım geri çekilir.
MK: "Tamam. Artık bu paha biçilmez, antik duvar resmi kendi kendini yok etmeyecek. Unutma: Vururken adım atacaksın."
Bir anda Wukong'un altında Macaque'ın gölgesi oluştu. Endişeli gözüküyordu.
Macaque: "Wukong, gerçekten yardımına ihtiyacımız var."
Arkadaşı ona gölgelerden bir ejderha gösterirken gösterirken Wukong heyecanla gülümsedi.
Wukong: "Şehre saldıran bir canavar mı? Bu çok korkunç. Lanet olsun."
Gölge kaybolduktan sonra Wukong akıl hocasına döndü.
Wukong: "Sanırım bunun yerine sıkıcı kahramanlık işleri yapmam lazım. Tamam hoşçakal."
Wukong hızlıca dağdan ayrıldı. MK ise bikkinlikla iç çekti.
=============
Wukong hızlıca Megapolis'e geri döner ve kaykayı bir yere çarparak arkadaşının yanına giderek.
Wukong: "Neyi kaçırdım?"
Macaque arkadaşına biraz sinirliydi.
Macaque: "Wukong, neden bu kadar uzun sürdü?"
Wukong: "Özür dilerim, özür dilerim, Monkie Kid bana sıkıcı şeyler yaptırıyordu. Kötü adam o mu?"
İki maymunun başlarının üzerinde uğursuz bir yeşil renket ejderha vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kral'ın Doğuşu (Takas AU)
FanfictionBu AU Temelde Wukong ve MK'in rollerinin değişimi ile alakalı bilmem kaçıncı takas AU'mdur. İyi okumalar :)