Bölüm 1-Sürpriz

644 25 3
                                    

18. yaş günümde babamın yaptığı sürpriz adeta göz bebeklerimi yuvalarından çıkaracaktı. Gördüğüm hediye karşısında kanım donmuştu. Koskocaman bahçesi olan, kocaman bir ev. Aman Tanrım ! Şimdi burası benim evim mi diye sürekli kendime soruyor iken, babamın ''beğendin mi kızım?'' sorusu ile boynuna atladım. Kocaman elleriyle beni sımsıkı sarmıştı, sanki hiç bırakmayacakmış gibi. Yanağına öpücük kondurarak ''ço-çok beğendim, şimdi burası benim evim mi yani.'' diye kekelemeye başladım. Çimen rengi, yaşlı gözlerini evet dercesine kırptı. Sanırım zengin ailenin tek kızı olmak böyle bir şey.



Mavi duvarlarla boyanmış, pembe çatılı eve girerken midem de kelebeklerin uçuştuğunu hissedebiliyordum. Evin her yeri o kadar güzel dekore edilmişti kelimelerim kifayetsiz kalmıştı. Babamı uğurlayıp hızlı adımlarla eve girdim. Oturma odasının sehpasının üstünde anne ve babam ile çekildiğim küçüklük fotoğrafını gördüm. Annemi gerçekten çok özlüyorum. Çerçeveye sarıldım, gözlerimin dolduğunu fark ettiğim an da yeşil gözlerimi tavana odakladım. Çünkü ağlamak istemiyordum. Çerçeveye bakıp sevgi dolu gülümsememi yaparak yerine koydum.



YARIM SAAT SONRA~



Üstü açık, kırmızı rengi arabama binerek spor salonuna doğru arabayı sürmeye başladım. Spor salonuna geldiğim de, merdivenlerden yukarı kata çıkıp soyunma kabinin de üstümü değiştirdim. Koyu yeşil yarım atleti daha sonra aynı renkte olan kısa şortumu giyip, saçımı topuz yapıp salona indim. Koşu bandına koşarak hızlı hızlı koşmaya başladım. İki gözün üzerimde olduğunu fark edince kafamı çevirip soluma baktığım da yanımda bir yakışıklı olduğunu fark ettim. Deniz mavisi gözleri, bembeyaz dişleriyle bana gülümsedi. Gözlerimi ondan alamıyordum, derken birden kendimi yerde buldum. Kahretsin ! Hem bileğimi incilttim hem de rezil oldum. ''İyi misiniz ?'' diye deniz mavisi gözlerini, çimen rengi gözlerime kenetlemişti. Aval aval hala ona bakıyorken ikinciye tekrar sordu ''İyi misiniz?'' - ''Sadece ayağımı burktum iyiyim.'' diyerek tam kalkacakken ayağa kalkıp düşmem bir oldu, uzun kızıl saçlarımı geriye atarak ''sanırım incilttim'' dedim. Belimden tutarak beni ayağa kaldırdı, destek için kollarından tuttuğum da adeta kas yığını olduğunu fark ettim. ''Girişte ki yeşil koltuklara yürüyebilir misin?'' dediğinde kavisli kaşlarımı yukarı kaldırarak alt dudağımı dışarı çıkartarak bilemiyorum gibisinden bir yüz ifadesi takındım. ''Anlaşıldı'' diyerek tatlı tatlı gülümsedi ve birden beni kucağına alıp koltuğu otutturdu. Mavi renkli sehpayı bana doğru çekti ve ayağımı üstüne koydu. ''Burada bekle beni, biraz buz getireyim.'' onaylıyormuş gibi kafamı salladım. Yine o seksi gülümsemesini yaparak gitti.



Yaklaşık beş dakika sonra elindeki buzlarla yanıma oturdu. Buz dolu poşeti bileğime ovalamaya başladı. O kadar nazikti ki adeta beni benden alıyordu. Gözlerimle yiyordum resmen ama elimde değildi kenetlenmiştim. Masmavi gözleriyle, gözlerime baktığında, aniden gözlerimi bileğime odakladım.

''Eve nasıl gideceksin?''

''Arabam dışarıda.''

''Bu halde eve gidemezsin. Seni eve bırakma mı ister misin?''

''Sana çok zahmet verdim, gerek yok teşekkür ederim.'' dedim gülümseyerek.

''Gerçekten bu halde gidemezsin.'' diyerek birden beni kucakladı.



Ellerimi boynuna kenetledim. Masmavi gözleri, sarı rampa saçlarını, kalkık burnunu incelerken bana bakıp gülümsedi. ''Sanırım arabanız bu küçük hanım.'' Gözlerim hala kenetlenmiş durumdaydı kafamı olumlu bir şekilde salladım. Beni koltuğa otutturup, sürücü koltuğuna geçti. Yol boyunca sadece evi tarif ettim. ''Burası.'' diyerek işaret ettim. Arabadan inerek, beni tekrardan kucağına aldı ve kapıyı zor da olsa kapattı. Çantamdaki anahtarı alıp zoraki kapıyı açtığımda bir kaç saniye kapının eşiğinde put kesmiş şekilde duruyordu. Deniz mavisi gözleri adeta yerinden çıkacak göz bebekleri ise irileşmişti. ''İçeri girebiliriz.'' Kırmızı - bej renkli koltuğa oturtarak ''ailen nerede?'' diye sordu. ''Yalnız yaşıyorum.'' dediğim de şaşırmış yüz ifadesini gizlemeye çalıştı. Gözleriyle tüm evi eskitmişti hala etrafına bakarken elini uzatarak ''telefon'' dedi. Cep telefonumu uzattım, ne yapacak diye meraklı gözlerle bakarken, telefonu kurcalayıp bana uzatarak ''işte numaram, yardıma ihtiyacın olursa ararsın.'' diyerek göz kırparak evden çıktı. 

YAKIŞIKLI HIRSIZ #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin