Bölüm 2-Akşam yemeği

357 22 0
                                    

Sabahın ilk ışıkları ile uykulu gözlerle etrafa baktım. Papatya desenli pembe yorganımı iterek bileğimi baktığım da morluğun geçtiğini fark ettim. Yavaş bir şekilde ayağımı yere bastığım da pek bir acı hissetmemiştim. Karnımın guruldadığını duyar gibiydim. Adeta midemin içinde savaş çıkmıştı. Mutfağa doğru ilerlediğim de buzdolabından yumurta alarak omlet yapmaya başladım. Diğer bir yandan ise portakal suyu sıkıyordum kendime. Her şey tamamdı. Bardağımı ve tabağımı alarak yemek odasındaki cam masaya koyarak, bej rengi sandalyeyi çekerek masaya oturdum. Büyük bir iştah ile kahvaltımı yapmıştım. Mutfağa götürerek bulaşıkları yıkamaya koyulmuştum ki telefonumun çaldığını duyunca hızlı adımlarla yatak odasına gittim. Telefonu elime aldığım da ''Demir arıyor.'' Demir? Dün ki kas yığını... Hemen telefonu açtım ve o seksi ses;


''Nasılsın, ayağın nasıl oldu?''

''İyiyim, sen nasılsın.''

''İyiyim, sadece iyi misin diye aramıştım.'' dedi gülümseyen ses tonuyla.

''Teşekkür ederim, kendi-'' sözümü keserek,

''Bu gün ne yapıyorsun.'' dedi.

''Bir planım yok.'' heyecandan ölecektim neredeyse.

''Beraber, yemek yiyelim mi?''

''O-Olur.'' dedim kekeleyerek.

''Akşam 8 gibi alırım.'' diyerek telefonu kapatır kapatmaz dolabın yanına gittim. Tüm kıyafetleri yatağın üstüne koydum. Tek tek denemeye başladım. Zamanın çabuk geçtiğini fark edemedim. Üstüme lacivert tonların büstiyer, altıma aynı renkte kısa şort giydim. Açık mavi renginde yarım ve kısa kollu ceket giyerek, bilekten bağlamalı beyaz topuklu giydim. Aynanın karşısına geçerek makyaj yapmaya başladım. Yeşil, hafif çekik gözlerime eyeliner ve rimel sürdüm. Açık mavi-yeşil renkli far sürerek, hafif pembe tonlarında ki ruj ile makyajımı tamamladım. Aynanın karşısına geçerek kızıl, uzun saçlarıma maşa yaparak sol tarafımdaki saçımı kulağımın arkasında attım. Son bir defa aynaya bakarak hazır olduğumu anlamıştım.



SAAT 20:00~



Dışarıda korna sesini duyar duymaz son bir kez daha aynaya bakarak dışarı çıktım. Arabanın başında durmuş beni bekliyordu. Siyah renkteki t-shirt'ü adeta üzerine yapışmış kasları belli oluyordu. Kapri tipi beyaz pantalon ve siyah renkli beyaz çizgili adidasları ile kombinini tamamlamıştı. Gerçekten çok seksi görünüyordu. Arabaya binerek geniş ve bol ağaçlı yollardan geçtik. Adeta huzur dolu bir yoldan geçiyorduk. Sonunda yemek yiyeceğimiz restauranta gelmiştik. Çok hoş ve elit bir yerdi. Arabanın kapısını açarak gülümsedi. Elini uzatarak buyur der gibilerinden elini uzattı ve oturacağımız masaya geldiğimiz de sandalyemi çekik mavi gözleriyle göz kırptı. Gerçekten beni çok etkiliyordu.



Mavi gözlerini, çimen rengi gözlerime kenetlemişti. Utanıp gözlerimi kaçırdığım da sadece gülümsüyordu. Garson yanımıza geldiğin de ''kobe bifteği lütfen'' diyerek bana baktı. ''Aynısından'' dedim gülerek, damak zevkimizin aynı olması beni sevindirmişti. Yemeklerimiz geldiğinde birbirmizi tanımaya devam ettik. Ailesini küçük yaşta kaybettiğini bu yüzden kendi ayakları üzerinde durduğunu anlattı. Bunları anlatırken gökyüzü gözleri adeta yağmur topluyordu. Hem çalışıp hem de okuması beni derinden etkilenmişti. Yirmi bir yaşında olmasına rağmen çok sorunun üstesinden gelmesi onun gereğinden fazla olgunlaştırmıştı.



Sıra bana geldiğin de ise annemi küçük yaşta trafik kazasında kaybettiğimi bir süre babam ile yaşadığımı söyledim. ''Peki şimdi niye yalnız yaşıyorsun?'' diye sordu meraklı bir ses tonu ile. ''Babamın bana doğum günü hediyesi, babam da kalırken bile yalnız yaşıyor gibiydim'' dedim. ''Nasıl yani, anlamadım?'' boncuk gözlerini belerterek, ''işleri dolası ile eve gelmediği zaman oluyordu, hizmetçilerle büyüdüm diyebiliriz.'' dedim sırıtarak. Sohbetimiz o kadar derindi ki saatin geç olduğunu fark edememiştim. ''Artık kalkalım mı'' dediğim de gözlerini kırparak garsona el kaldırıp hesabı istedi. Restauranttan çıkıp arabaya bindik. Gözleri sürekli üstümdeydi bunu hissedebiliyordum. Birden dönüp gözlerine bakıp gülümsedim. Eve geldiğimiz de arabanın kapısını tam açacak iken Demir'e dönüp ''babama yarın doğum günü partisi vereceğim, eğer sende gelmek istersen bana haber verirsin.'' Tamam gibilerinden başını salladı ve gülümsedi. Kapıyı kapatıp pencereden baktığım da bana el sallıyordu.

YAKIŞIKLI HIRSIZ #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin