4. Bölüm 🌙

562 67 26
                                    

Yazardan

Hayat süprizlerle dolu işte. Hayal bile edemeyeceğiniz şeyler bir anda olurdu ve siz sadece şaşkın bir şekilde bakardınız. Ilgın'da aynı şaşkınlıkla duruyordu. Üçüzü ona sarılıyordu. Annesi nefret ettiğini söylemişti ama kardeşi ona sarılıyordu.

Heyecanlanmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Kafasındaki senaryoların hepsi Işılay'ın tepkisi ile silinmişti. Işılay'ın ona kötü davranacağına kendini o kadar alıştırmıştı ki şimdi ona sarılamıyordu bile.

Işılay geri çekilince Ilgın'ın şaşkın bakışlarını fark etti. "Ben özür dilerim. Aniden sarıldım." dedi mırıldanarak Işılay. Yıllardır Ilgın'ın ondan nefret ettiğini, istemediğini düşünüyordu. Üçüzü değil, o kadının ilk çocuğu olduğunu biliyordu.

Şimdi öğrendiği gerçek ile ne yapacağını bilememişti. Sadece sarılmak istemişti. Ilgın üstündeki şaşkınlığı atıp Işılay'ı göğsüne çekip sıkıca sarıldı.

Dursun Bey arandan çocuklarını izlerken sağ gözünden bir damla yaş düşmüştü. Silmedi. Silemedi. Bunca yıl bir hiç uğruna çocuklarından ayrı kalmıştı. Çocukları birbirinden ayrı kalmıştı. Nefret etti. O an kendinden nefret etti. Onun da suçu yoktu oysaki. Bilmiyordu.

Işılay , tuttuğu nefesini bırakıp rahat bir nefes aldı. Ilgın başta tepki vermediği için korkmuştu ama şimdi rahat hissediyordu. İçinde tarif edemediği bir duygu vardı.

"Bugünde satıldık çok şükür." Ilgaz'ın tripli sesi ile Işılay kısıkça gülüp sol kolunu açtı. Ilgaz gülümseyip ikisine sarılınca Ilgın göz yaşlarını tutmakta zorlanıyordu.

Ağlamak istiyordu. Bunca yıl ayrı kaldığı kardeşleri ona sarılınca ağlamak istedi. İkisinden ters bir tepki beklerken bu sarılma ona hem mutluluk hem acı veriyordu.

Mutluydu çünkü kardeşleri ona sarılmıştı. Kötü söz söylememişti. Acı çekiyordu çünkü anneleri yüzünden üçüzlerinden ayrı kalmıştı. Annesi kötü olsada yanındaydı. Annesiyle yaşıyordu sonuçta. Ama Ilgaz ve Işılay tekti. Yetimhanede büyümüşlerdi. Ilgın hissediyordu. Kardeşlerinin en az onunki kadar berbat bir hayatı olmuştu. Acı çekmişlerdi ve yanlarında olacak kimseleri yoktu.

Tıpkı onun gibi...

Dursun Bey'in telefonu çalınca bakışlarını sarılan çocuklarından çekip telefonuna baktı. Arda'nın aradığını görünce nefeslenip aramayı yanıtladı.

"Bana neredesiniz ?" dedi merakla Arda. Eve gelmişti ve babası ile Ilgın'ın olmadığını görünce merak etmişti. "Ilgın'ı , Ilgaz ve Işılay'ın yanına getirdim. Birazdan geliriz." dedi Dursun Bey. Arda duydukları ile gülümsedi. Kardeşlerinin bir araya gelmesi onu mutlu etmişti.

"Tamam baba. Umarım her şey yolundadır." Işılay'ın tekrardan ters tepki vermesinden korkuyordu. Bir yandan hâk veriyordu. Geçen onca yılın ardından hayatı değişmişti. Üçüzü ve babasını öğrenmişti. Zordu...Çok zordu. Ama kardeşleri evlerine gelince elinden gelenin fazlasını yapıp yanlarında olacağına kendine söz vermişti.

"Yolunda. Şu an sarılıyorlar." Dursun Bey'in sesi duygu doluydu. Arda'nın yüzünde ise gülümseme oluştu. "Harika bir haber. Her şey yolunda girecek baba. Üzme kendini. Geçen yılları geri alamayız ama bundan sonra beraberiz. Onların yanında olup yaralarını saracağız." Oğlunun sözleri Dursun Bey'i mutlu etmişti. Diğerleri gibi ters tepki vermiyordu Arda.

"Saracağız...Bu saatten sonra beni istemeseler de yanlarında olacağım." Geçen yılları geri alamazlardı. Yaşanan onca acının üstünü kapatamazlardı ama bu saatten sonra çocuklarının yanında olacağına yemin etti.

Bilinmeyen Üçüzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin