Fancy Man

11-

Yazardan;

(2 gün sonra;

Taehyung şirkette, birikmiş dosyaları ile ilgileniyordu. Ne kadar odaklanıyordu orası tartışılır...

Jungkook'u düşünüyordu, deli gibi Jungkook'u düşünüyordu. Aklı almıyordu, Jungkook gibi birisini aklı almıyordu.

Aniden kapısı çalınmadan açılınca gözleri hızla kapıyı buldu. Rose, Jennie, Hoseok ve Namjoon gelmişti.

"Kapımı çalmama hakkını kim veriyor size?"

Taehyung'un gayet sakin sorduğu soru Rose'yi güldürmüştü.

"Ah Taehyung... Cidden sinirlerimi bozuyorsun son zamanlarda."

"Ne güzel." Dedi Taehyung ve işine geri döndü. Diğerleri de kapıyı kapatmış ve koltuklara oturmuşlardı.

"Ne işiniz var odamda?"

"Ne işin var Jungkookla?"

Namjoon'un sorduğu soru ile Taehyung bakışlarını ona çevirmişti. Bu soruya sinirlenmişti.

"Sana ne lan Jungkooktan?!"

Jennie araya girmiş, hemen konuşmuştu.

"Ne sanıyorsun abi? Bizi kandırabileceğini falan mı? Jeonlarla işimiz 6 sene önce sona erdi! Rahat dur."

"Jennie."

Taehyung öyle soğuk konuşmuştu ki herkes suspus olmuştu. Tabii ki Rose hariç. Taehyung ile yarışır haldeydi o.

"Jennie haklı Taehyung. Jungkooktan ne istiyorsun? Jeonlar bitti, tam altı sene önce!"

"Jungkook'u seviyorum."

Taehyung konuşunca ciddi olup olmadığını anlamaya çalışmışlardı.

"Jungkook'u?"

"Evet, hani şu anda sevgilim ya zaten?"

"Siktir git!" Aniden bağıran Hoseok ile herkes ona dönmüştü.

"Senden bahsediyoruz Taehyung! O kadından sonra kimse ile iletişime bile geçmedin sen!"

"Ondan o kadın diye bahsetme!"

Taehyung'un yüksek sesle bağırması ile Hoseok susması gerektiğini anladı. Bu konuya hiç değinmemesi gerekiyor.

"Onun intikamını aldın bitti Taehyung, Jungkook'u rahat bırak." Rosenin konuşması ile Taehyung daha da sinirlenmişti.

"Onun yüzünden! Onun yüzünden öldü!"

"Jungkook daha 13 yaşındaydı! Nasıl bu durumda onu suçlayabilirsin Taehyung?!"

Jennie bağırınca herkes sustu. Jungkook'un bir suçu yoktu,
kime göre neye göre...

"Karışmayın işime! Ve emin ol Rose! Bir daha Jungkook'un aklına bir şeyler sokarsan, o çok sevdiğin babanı bir daha göremezsin!"

Rose çocukluk arkadaşından duyduğu şeyler ile gözlerinin dolmasına engel olamadı. Taehyung ne söylediğini daha sonra fark etti ama tek kelime etmedi.

Taehyung biliyordu, babasının ne derece değerli olduğunu biliyordu. Ve tehdit ettiği şey Rosenin hayatıydı.

Rose dolu gözleri ile sinirle kalktı yerinden. Taehyung ise kurduğu cunlenin saçmalığını tartışıyordu içinden.

Rose kapıyı açtı ve sinirle kapatarak çıktı.

"Umarım, ne dediğinim farkındasındır abi..."