iyi değilim

2 0 0
                                    


Karnımda uçmayan ölmüş kelebekler, beynimde her şeye karışan sesler, göğüsümde sızlayan duygular ve toparlanamayacak kadar dağılmış bir ruh.

O gün Draco beni derin bir çukurdan çıkardı. Onunla beraber sevmeyi, sevilmeyi öğrendim. Onunla beraber herkesi her şeyiyle kabullenebilmeyi öğrendim. Onunla beraber sadakati, güveni öğrendim. Onunla beraber dürüstlüğü öğrendim.

Ben Millie Potter, şu güne kadar güzel fiziğim ve güzel yüzüm için sevildim. Her zaman kullanılma gözüyle bakıldım. Kimse gerçekten beni sevmedi, annem ve babamda dahil. Eğer bir şeyi bile yanlış yapıyorsanız hayırsız evlat oluyorsunuz. Eğer bir şeyi reddetiyorsanız orospu oluyorsunuz.
Eğer bir sınavdan düşük alıyorsanız gerizekalı oluyorsunuz.

Eğer her şeyi doğru yapıyorsanız yaranmaya çalışıyor oluyorsunuz. Eğer kabul ediyorsanız acımasızca kullanılıyorsunuz. Eğer tüm notlarını yüksek geliyorsa ineğin teki oluyorsunuz.

Bu dünya adil değil ve asla adil olmayacak. Draco'yla tanışana kadar ölmeyi bile denedim, çünkü bu hayat bana ağırdı; ben kaldıramıyordum, güçsüzdüm.

Mavi gözleriyle baktığı günden sonra yeniden doğmuş gibi hissettim. Birine ihtiyacım vardı ve o beni bulmuştu. Yalnızlığıma arkadaş, dertlerime sırdaş, anılarıma neşe oldu.

Çok mutluydum. Onunla geçirdiğim her salise kanımı kaynatıyordu.

Bu dünya ise buna dayanamadı ve onu benden almaya çalıştı.

-

"Hareket ediyor!"

"Uyandı mı?"

"Ah canım nasılda acıyordur yaraları şimdi"

Oysa yaralarım değil kalbim sızlıyordu. Bilincim daha açılmadan düşünebildiğim tek şey Draco'ydu, yaşam kaynağımdı.

"Bir şeyler mi söylüyor o?"

"Doktoru çağırın!"

"Anne bir şey diyor!"

Ağırlaşmış dudaklarımı oynatmakta zorlanıyordum. Mırıldanarak "Draco" diyebildim sadece ama anlamadılar. Tekrar denedim fısıldadım, mırıldandım, tüm enerjimi harcadım ama başarısızdım.

Harry telaşla kulağını yüzüme yaklaştırdı. Tekrardan "Draco" diye mırıldandığımda rahatça nefes verdi.

"Draco iyi" dedi "Baya iyi merak etme"

sessizce nefes verdim, rahatlamıştım.

-

Hastane koridorunda yürürken bebek sesleri kulağımda çınlıyordu. Her bir adımda bacağım sızlıyor bedenim sarsılıyordu ama Draco'yu görmeliydim.

Odasına ulaştığımda kapıyı araladım. Topallayarak girdiğim odada bebek sesleri yükselirken ayaklarımda da sıvı hissediyordum. Başımı bacaklarıma çevirdiğimde yerin kıpkırmızı olduğunu ve ayaklarımı ıslattığını farkettim.

Burnuma gelen kan kokusu telaşımı arttırdı. Kapıyı hızla kapatıp yatağın olduğu köşeyi döndüğümde yerde yatan insan bedeniyle karşılaşınca korkuyla çığlık attım. Artan bebek seslerinin yanında sarı saçları kan kırmızısıyla kaplanmış mavi gözlü çocuğu görünce bedenim işlevini yitirdi. Dizlerimin üzerine düştüğüm an göz yaşlarım kendini serbest bırakmıştı.
Masada gördüğüm şırıngayı alıp şah damarıma saplamadan önce "Yanına geliyorum sevgilim" diye mırıldandım.

-

Dudağıma konan öpücükle gözlerimi açtım. Bana endişeyle bakan mavi gözlerin sahibi eliyle yanağımı okşadı "Günaydın karıcım" dedi uykulu sesiyle.

Kucağında mavi gözlü açık kumral bir erkek çocuğu vardı. Susturmak ve uyutmak için yavaş yavaş sallıyordu.

"Scorpi" minik çocuğun alnına öpücük kondurdum sonrasında sarı saçları öperek yatakta doğruldum.

"Kötü bir rüya gördüm" dedim "ama önemi yok, siz burdasınız" gülümsediğimde o da gülümseyerek bana baktı.

Oğluna dönünce "Çok acıktım" dedi "Bugün kahvaltıda seni mi yesek scorp? Ne dersin"

Scorpius elleriyle babasının yüzünü tutmaya ve gülmeye başladığında bu güzel manzara karşısında kendimi tutamayarak gülümsedim. Draco'ya sarıldım ve sonra Scorpi ile beni gıdıklamaya başladılar.

-

Gençler merhabaa
Evet finale geldik, sonunda bitti kitap.
Çukurdayım arkadaşlar ve beni çıkaracak birini bekliyorum ama biliyorum ki öyle biri yok ve asla olmayacak. Yine de mutlu olmaya çalışıyoruz.

Başka kitaplarda beraber olma dileğiyle...

Sizleri seviyorum.

Koyu fan // TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin