"Hiçbir zaman doğru insan çıkmaz karşına... Ya zaman yanlıştır ya da insan." der Dostoyevski. Vicdanımızın bize layık görmediği bir mutluluğa nasıl el uzatabiliriz ki? Kalbindeki yılan çoktan etrafını sardı, dünya denen çöplüğü daha iyi bir yer hali...
Bölüm şarkısı: Colors, Halsey Snooze, Agust D Don't Blame Me, Taylor Swift
Ve dövüşebilirim; doğru bulduğum, Haklı bulduğum, güzel bulduğum her şey ve herkes için... Nazım Hikmet
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Önceki gece
Jungkook elindeki telefonu yere fırlattı ve oturduğu koltukta geriye yaslandı. Gözlerini karşı duvarda olan, konserde çekilmiş fotoğrafına dikti. Etrafı hayranlarla çevrili olan bu fotoğrafını çok seviyordu.
Hayatı mahvolmuştu. İnternette milyon tane nefret yorumu alıyordu. Twitter'da global trend olmuş, insanlar onun hakkında atıp tutuyordu.
Sevgilisi olması bu denli kötü bir şey miydi? O kendini mutlu hissettiği sürece cinsiyeti önemli miydi? Onu sevdiğini iddia eden insanlardan neden hiçbiri yanında yoktu?
Taehyung'u düşündü yeniden. Haberler çıktığından beri ona ulaşamıyordu. Evinde, çalıştığı restoranda yoktu. Bakmadığı yer kalmamıştı. Kim bilir ne kadar korkmuştu. Elinin tersiyle göz yaşlarını sildi.
Bu sırada kapı şifresinin girildiğini duydu. Yine o aptal menajer olmalıydı. Bugün şirkette demediğini bırakmamıştı. Yüzüne yüzüne sapık bir ucube olduğunu bağırmıştı.
Ancak gelen menajer değildi. Taehyung kapının pervazında öylece durdu. Jungkook şaşkınlıkla yerinden kalktı. "Taehyung?"
Yüzü ağlamaktan şişmiş, burnu ve dudakları kıpkırmızı olmuştu. Baştan aşağı dağılmış görünüyordu. Buğulu gözlerle umutsuzca Jungkook'a baktı.
Jungkook beklemeden yanına yaklaşıp sımsıkı sarıldı. Taehyung ağlamasını daha fazla tutamamış, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.
"Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim. Hepsi benim hatam. Benim aptallığım. Berbat biriyim. Çok özür dilerim."
Taehyung gözyaşları içinde ondan ayrıldı. "Hayır. Senin suçun değildi Kook."
Jungkook ne yapacağını bilemez halde ona baktı.
Taehyung koluyla yüzünü kurulamaya çalıştı. Gözlerini Jungkook'un gözlerine dikti.
"Ayrılalım."
Jungkook başına balyozla vurulmuş gibi sersemledi. "Ne?"
"Ayrılalım Jungkook. Seni, bunlara katlanacak kadar çok sevmiyorum."
Jungkook başını deli gibi iki yana salladı. "Hayır, bu doğru değil. Beni seviyorsun Taehyung, saçmalıyorsun şuan."
Taehyung'un gözlerinden bir damla daha yaş süzüldü. Hiddetle bağırdı. "Sevmiyorum aptal! Sevmiyorum işte! Hayatımı mahvettin!"