Keyifli Okumalar
Sohbet ve gülüşmeler eşliğinde bir tabak böreği birlikte afiyetle yediler. Zeynep artık gitmesi gerektiğini anlamıştı, oysa hiç istemezdi gitmeyi.
Ömrü Cüneyd'in dizinin dibinde geçse, ses çıkarmazdı lakin gitme vaktiydi.
"Bana müsade Cüneyd Efendi annemler bekler" derken kalktı. Cüneyd de hemen ayağa kalktı, asıl konuşması gereken meseleyi unutmuştu, artık vakti gelmişti. Bunca sene beklemişti.
"Zeynep" diye seslendi önünde yürümeye devam eden kıza. Zeynep durdu, zaten durmak geri dönmek için bahane arayıp duruyordu. "Buyur?" Diye sordu gülümserken.
Cüneyd birkaç adımda kızın tam karşısında durdu.
"Artık vakti geldi" derken elini cübbesinin cebine atıp içinden bir yüzük çıkarttı.
Yakut bir yüzüktü lakin taşı çok büyük değildi. Kenarlarında çiçek işlemeleri vardı. Zeynep şaşkın bir şekilde bir yüzüğe bir de Cüneyd'e baktı.Sarılacağını beklemişti oysa ki, ama Cüneyd sadece şimdi değil ömür boyunca Zeynep'e sarılmak için bir hamle yapmıştı.
Yüzüğü ikisinin yüz hizasına getirip konuşmaya başladı.
"Ben Vahit'den olma Gülayşe'den doğma Cüneyd. İzdivacına talibim Zeynep.... Sende benim izdivacıma talip olursan bu annemden kalan tek şey olan yüzüğü takıp karşıma gel. Eğer olmazsan..."
Devamını getiremedi, korkuyordu aslında istememesinden. Zeynep'in onu gerçekten sevdiğini mi yoksa akıl hocasını olarak mı gördüğünü bilmiyordu. Zeynep elini yüzüğe götürmeye çekinirken Cüneyd yüzüğü ona uzattı. Zeynep sıkı sıkıya tuttu yüzüğü.
"Allah razı olsun. Ben annemle konuşup haber ederim"
"Sözünüzü Unutmayın Zeynep hanım, hayırlı akşamlar"
Gülümsedi buna Zeynep. Utanmıştı da, başının eğip "Hayırlı akşamlar" dedi ve kütüphaneden çıktı.
••••
Sabah Tezel ailesi Meryem'in börekleri eşliğinde kahvaltı yaparken kapı çaldı. Zeynep ile Meryem hemen eşarplarını kapattılar. Naim kapıdaki müritler ile konuştuktan sonra mutfağa geri döndü. Ne hikmetse yüzü gülüyordu.
"Zeynep kızım haydi hazırlan da Dergaha git. Cüneyd efendi seni istemiş" Meryem'e döndü.
"Bak Allah'ın işine, kim derdi Cüneyd efendi bizim kız ile bu kadar alakadar olacak" Meryem sinirle ofladı. Zeynep ayağa kalkıp aynanın karşısında eşarbını düzgünce bağladı ve feracesini giyip kapıdaki Bahadır efendi ile birlikte tekkeye gitti.
"Cüneyd efendi abdest alacak, bahçede sizi bekliyor"
"Allah Razı olsun teşekkürleri Bahadır Efendi"
Bahadır başı ile selam verip çekildikten sonra Zeynep Cüneyd'in yanına doğru yürümeye başladı. Bahçede oturmuş başındaki ibrik ile Zeynep 'in gelmesini bekliyordu.
"Cüneyd" dedi Zeynep sonra etrafına bakınıp "Efendi" diye ekledi. Cüneyd hemen ona döndü. Gülümsüyordu lakin az sonra gözleri Zeynep'in yüzük parmağını bulunca gülüşü soldu.Takmamıştı yüzüğü.
"Henüz karar vermedin mi?"
Zeynep cevap vermedi. İbriği eline almak için yeltendiğinde Cüneyd de elini ibriğe görürdü. Elleri birbirine değdiğinde Zeynep ofladı. Cüneyd etrafa bakındıktan sonra Zeynep'in elini sıkıca tutup kendisine çekti."Önce soruma cevap isterim. Karar verdin mi Zeynep hanım?"
"Annemle konuşmadım daha, bu haftanın sonuna, yani yarına kadar karar veririm" Cüneyd yeterli bir cevap aldığında elini çekti ve Zeynep'in yardımı ile abdestini aldı. Zeynep ibriği yerine bırakıp tekrar Cüneyd'in yanına döndü.
"Yarın görüşürüz Cüneyd efendi"
"Hemen mi gidiyorsun?" Kaşlarını çatmıştı bunu söylerken. "Annem ile işlerimiz var. Hem meseleyi de konuşuruz" Cüneyd anlamış gibi başını sallayınca Zeynep uzaklaştı. Oda Cüneyd gibi sabırsızdı lakin Meryem'in inadını kırmak da kolay değildi. Söze nasıl başlanır onu bile bilmiyordu.
Cüneyd kütüphaneye geçip eve götüreceği kitapları ayırdı. Zeynep'in sevdiği kitapları seçmeye özen göstermişti. Sonuçta birlikte yaşayacaklar ise ikisinin de sevdiği şeyler birlikte olmalıydı.
Yeni bölümde görüşelim 🎀📿
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAKBER • CÜNZEY
FanfictionHerşey bir makber başında başladı onlar için. O gün küçücük halleriyle birbirlerine büyük bir söz verdiler. Zeynep belki unutmuştu ama Cüneyd, Zeynep kilometrelerce ötede olsa bile bu sözü yerine getirmek için elinden geleni yapacaktı.