Hayatından son derece mutlu yeni evli bir genç kadın. Mezun olacağı üniversitesi ile uğraşırken bir yandan kocasının şirketinde stajyerlik yapıyor ve huzurun tadını çıkarıyordur. Balayı için ölen annesinin(üvey) memleketine gitmeye karar veren Frans...
Albert Swan'in ortanca oğlu Swan şirketlerinin yeni sahibi Aeros Swan, yeni evlendiği eşi Talisa Swan ile balayı olarak Türkiye'yi tercih etti!
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
-ŞİMDİ TÜRKİYE, İSTANBUL- TALİSA SWAN'IN AĞZINDAN
İçki kadehini dudaklarımla buluşturduğumda kadehin Aeros'un kadehi olduğunu anlamam geç olmadı. Benim sipariş ettiğimden sert bir içkiydi, benim içki kadehim yarıya kadar içtiğim halde masada duruyordu.
Aeros başını kaldırmadan telefondan önemli şirket işlerini hallediyor ve bende telefona bakmaktan sıkıldığım için bulunduğumuz lüks restoranı daha detaylı inceliyordum.
Onun kadehi olduğunu bile bile içkiden büyük bir yudum daha aldım. Bunu yapmamla Aeros'un kıstığı gözleri bana dönmüştü. İkimizde sadece özel günlerde içerdik fakat o içtiği zaman daha sert içkileri tercih eder, benim o içkilerden içmeme izin vermezdi.
"Çiçeğim?"dedi sorarcasına. İçkiden bir yudum daha aldığımda çattığı kaşlarının aksine güldü ve elimden kadehi çekip aldı.
"Çok içtin, bu kadar yeter. Yarın erken kalkacağız, daha fazla sarhoş olma"dedi beni süzerken.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Giydiğim dar, kısa, bordo elbiseden bacaklarımı birbirine bastırdım. Yüzündeki sırıtışla benim defalarca yudum aldığım içkisini kafaya dikmişti.
DNA testini uzunca konuşmuştuk baş başa kaldığımız her an. En sonunda onları en azından bir kere görmem ve düzgünce bir karar vermem sonucuna varmıştık.
Okulumu kısa süreli dondurmuştum, eğer benim gerçekten öz ailem onlarsa -ve beni kabul ederlerse- onlarla tanışmak için bir haftalık balayımızı ikiye katlamıştık.
Telefonunu sakince masaya bıraktı, restoranı tatlı bir şarkı sarmıştı.
Kaç saniye sürdüğünü anlayamadığım bir hızda sandalyesinden kalktığında bana elini uzattı, sanırım kafam güzel olduğu için hızını anlayamamıştım.
