gerçek Duyguların ortaya çıkışı

3 0 0
                                    

10. Bölüm: Gerçek Duyguların Ortaya Çıkışı

Hyunjin, Felix’in bayıldığını gördüğünde dünyası bir anda kararmıştı. Yavaşça yere düşerken, Felix’in solgun yüzünü ve kapalı gözlerini görmek, Hyunjin için gerçek bir kabusa dönüştü. O an, kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. Ne yapacağını bilemedi, gözleri dolmuştu ve elleri titriyordu. Felix’in sırtına hızlıca sarıldı, vücudu hala o kadar sıcaktı ki, Hyunjin bir an korktu. Gözleri, Felix’in narin bedeni üzerinde gezindi, her şeyin olup bittiği bir anda, her şeyin farkına vardı. Onu kaybetme düşüncesi, Hyunjin’i daha fazla sarsmıştı.

"Felix!" diye seslendi, sesi titrek ve panik doluydu.

Etraftaki ekip hemen harekete geçti, Felix’in bayıldığını fark eden herkes, hızla etrafında toplandı. Hyunjin, yüzünü elleriyle sımsıkı tuttu. O kadar dikkatli olmalıydı, ancak kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, bir şeylere odaklanamıyordu. "Lütfen, Felix, uyan," diye mırıldandı.

Felix’in vücudu, neyse ki çok geçmeden hareket etmeye başlamıştı. Ekip, hızla müdahale ederek onu hastaneye kaldırmak için hazırlıklara başladı. Hyunjin, hastane odasında, Felix’in yanında olmayı kafasına koymuştu. Her şey hızla olup biterken, Hyunjin bir an bile Felix’i yalnız bırakmak istemedi. Gözleri dolmuştu ve kendini suçlu hissediyordu.

Hastaneye vardıklarında, doktorlar hemen Felix’i muayene etmeye başladılar. Hyunjin ise çaresiz bir şekilde koridorlarda dolaşıyor, bir türlü kendini sakinleştiremiyordu. "Ne yapmalıyım? Ne oldu ona?" diye düşünüyordu. Her şeyin nasıl bu kadar hızlı bir şekilde kötüleştiğine inanamıyordu.

Doktor, Hyunjin’i odasına çağırarak, ona Felix’in durumunu bildirdi. "Felix’in bayılmasının nedeni aşırı stres, yorgunluk ve birikmiş duygusal baskıdır," dedi doktor. "Bu çocuk, bir süre dinlenmek zorunda. Aksi takdirde, daha büyük sağlık sorunlarıyla karşılaşabilir."

Hyunjin, doktorun söylediklerine rağmen bir türlü rahatlayamıyordu. Bu kadar stresin, Felix’i böylesine kötü bir duruma sürüklemesi, Hyunjin’in içinde derin bir suçluluk duygusu uyandırmıştı. İçinde bir şeylerin kırıldığını hissetti. Kendini daha önce hiç hissetmediği kadar güçsüz ve çaresiz hissediyordu. Eğer Hyunjin, ona daha fazla dikkat etseydi, belki her şey farklı olurdu. Bir şeylerin ters gitmesi, daha fazla çalışması ve en önemlisi duygusal baskı Felix’i bu hale sokmuştu. Hyunjin, bir an olsun, Felix’i düşünmeye devam etti.

Felix uyandığında, ilk gördüğü kişi Hyunjin oldu. Gözleri yarı açık şekilde odada gözlerini arayarak, soluk bir şekilde Hyunjin’e baktı. Hyunjin hemen yanına oturdu ve elini Felix’in ellerine koyarak, "Felix, çok korktum," dedi, sesi duygusal bir titremeyle doluydu.

Felix, Hyunjin’in ellerine bakarak, gözlerinde bir şeyler fark etti. "Ben... iyiyim," dedi, zorlukla gülümsedi. Ama o gülümseme, Hyunjin’in içini daha da kötü etti. Felix, her zaman gülümseyen o pozitif çocuk, şimdi solgundu, güçsüzdü. Hyunjin, kendini suçlu hissederek gözlerini kaçırdı.

"Yorgunsun, Felix. Lütfen bir süre dinlen. Bu kadar hızlı hareket etme," dedi Hyunjin, sesindeki kaygı devam ediyordu. Felix, gözlerini hafifçe kapadı ve derin bir nefes aldı.

"İyi hissediyorum," dedi ama sesindeki titreme, Hyunjin’in bunu tam olarak kabul etmesine izin vermedi. Felix’in gücü tükenmişti, ama yine de onu zorlamamak gerektiğini Hyunjin çok iyi biliyordu. Hyunjin, ona bakarken, ruhunun derinliklerinde, ikisi arasında bir bağın güçlendiğini fark etti. Her şeyin yavaşça değiştiğini hissediyordu, ama bu bağ ne kadar güçlüydü? Ne kadar dayanabilirdi?

O gece, Hyunjin’in kafasında bir sürü soru vardı. Neden böyle hissettiğini, bu kadar kaygılı olduğunu bir türlü anlayamıyordu. Onun içinde, Felix’e karşı karmaşık duyguların yavaşça uyanmaya başladığını hissediyordu. Ama bu hisler, onun hayatında her zaman çok uzak bir mesafedeydi. Hyunjin, içindeki duyguları bastırarak, Felix’e karşı nasıl hareket etmesi gerektiğini düşündü. Onun durumunun ciddiyetini anlamak, ona daha yakın olmak, ama aynı zamanda ondan uzak durmak zorundaydı. Hayatındaki her şey bir anda karmaşıklaşmıştı.

---

Ertesi gün, Felix’in hastaneden taburcu edilmesiyle birlikte, çekimlere devam edebileceklerdi. Felix biraz daha dinlenmişti ama hâlâ yorgundu. Gözleri, uyandığında biraz daha ışıksızdı. Hyunjin, çekimlerin başında onun yanına gidip "Nasıl hissediyorsun? İyi misin?" diye sordu. Felix, başını hafifçe sallayarak, “İyiyim, sadece biraz daha uyumam gerek,” dedi, ama Hyunjin onun yorgun olduğunu bir bakışta anlayabiliyordu.

Felix’in gözleri, çekim esnasında da dağınıktı. Her şey gibi, o da bir süreliğine kopmuş gibiydi. Çekimlerde, Hyunjin’in ona olan ilgisini daha çok fark etmeye başladı. O günden sonra, aralarındaki mesafe giderek daha da azaldı. Hyunjin, Felix’i her geçen gün biraz daha fazla izlerken, duygularının derinleştiğini hissediyordu.

Felix de, Hyunjin’in ona yaklaşımındaki değişimi fark ediyordu ama hislerini tam olarak anlamlandıramıyordu. Bazen, Hyunjin’in bakışları, içindeki duvarları sarsacak kadar güçlüydü. Ama diğer zamanlarda, Hyunjin’in mesafeli tavırları, Felix’i ona yaklaştırmıyordu. Bir şeyler farkındaydı ama o da buna tamamen cesaret edemiyordu.

Hyunjin, Felix’in içsel çatışmalarını ve duygusal karmaşasını fark ettiğinde, hissettiklerini daha iyi anlamaya başladı. Her şey daha karmaşık hale gelmişti. Hyunjin için, Felix’le olan ilişkileri, sadece bir iş ilişkisi olmaktan çok daha fazlasına dönüşüyordu.

Umarım Beğenirsiniz!
💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙💚💙❤️🤎❤️🤎❤️🤎❤️🤎❤️🤎❤️🤎❤️🤎❤️🤎❤️🤎❤️💜❤️🤎❤️🤎❤️❤️💜❤️💜❤️💜❤️💜❤️❤️💜❤️💜❤️🤎❤️💜❤️🤎❤️💙🧡💙🧡💙🧡💙💛💚💛🤎💚🖤🤎💙💘💖🤍💞💓💖💗💌💗♥️

PERDE ARKASI/HYUNLİX Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin