Başlangıç - Nightly

295 6 2
                                    

Claire elindeki çantaları alması için korumasına uzattı, alışveriş yaparken bile peşine adam takan babasıyla daha sonra ciddi bir kavga edecekti ama şimdi ona ihtiyacı vardı. Yine kendisini fazla kaptırmış ve yeni sezon ürünlerinin neredeyse hepsini almıştı. Zaten aşırı korumacı babası sayesinde yapabildiği tek aktivite buydu. Saatlerce alışveriş yapmak...

Bir kaç gündür babasından aldıgı en sevindirici haber, yarından itibaren şirkette çalışacağıydı. 22 yaşında olmasına rağmen evden tek başına dışarı çıkamıyor ya da arkadaşlarıyla barlara gidemiyordu. Bir dakika! Bara gidebileceği bir arkadaşı bile yoktu. Bu hissi bir kaç yıldır hissediyordu... Yalnızlık... Diğer insanlar gibi neden olamıyordu ki? Babasının bir çok düşmanı olması onun suçu muydu? Neden bunun cezasını kendi çekiyordu? Boğazının düğümlendiğini hissetti tekrardan ve öksürerek sesini düzeltmeye çalıştı ve titrememesini umarak, arkasından gelen ve elindeki poşetler yüzünden yavaş hareket eden -sözde gizli- korumasına seslendi.

- Düzgün taşı onları! Bunları bile adam akıllı taşıyamıyorken nasıl beni koruyabilirsin ki?

Karşısında başını eğip özür dileyen gence bakıp yürümeye devam etti. Tamam, bağırması biraz fazlaydı ancak bütün bu sinirini birinden çıkarmalıydı, değil mi?

Arabaya binip koşan çocugun yaklaşmasını izledi. Neden gülümsediğini bilmiyordu. Yüzündeki aptal sırıtıştan kurtulmak için başını sağa sola çevirdi. Kendini tokatlamak zorunda kalmadıgına sevinmişti. Araba hareket etti yine o hapishaneye gidiyordu. Babası onu çok seviyordu ama kızının ne kadar sıkıldıgının farkında değildi.

Claire eve gittiğinde her zamanki gibi bomboş oldugunu gördü. Işıkların açık olması içeride olan hizmetlilerdi sadece, babası yine eve gelmemişti. Gün geçtikçe yalnızlaşıyordu. Soluduğu hava ağırlaşırken yavaş ve yorgun adımlarla odasına attı kendini. Odasının ışığını açarak yatağına doğru ilerledi. Bu yorgunluk bütün gün on santim topuklu ayakkabılarının üzerinde koşuşturduğu için değildi çünkü buna alışkındı. Bunca yıldır alışamadığı tek şey ise kalbinde hissettiği kocaman boşluk...

Güneş ışınlarının ısıttığı odada buz gibi bir yataktan kalkmak hiç zor değildi. Ne zaman uyuduğunu hatırlamıyordu ama bunun hakkında çok düşünmemeye karar verdi. Bugün büyük gündü. Şirkette çalışacagı ilk gün. Saatin 06.00 olduğuna ilk defa seviniyordu. Başka bir gün olsa muhtemelen bu kadar erken kalktıgı için küfür ediyor olurdu. Lavaboya gidip ılık bir duş aldı. Kahvaltısını yaparken bir yandan ne giymesi gerektiğini düşünüyordu. Dün aldığı turuncu eteği ve krem rengi ceketi giymek en iyisiydi. Ceketi de şirkette giymek için almıştı zaten. Son kez krepten bir ısırık daha aldı ve odasına ilerledi. Düşündüğünden daha iyi görünüyordu. İlk iş gününe hazırdı. Kendinden emin ama bir o kadarda gergin adımlarla önceden hazırlanmış olan araca ilerledi.

Yüksek bir binanın önünde durdu araba. Bu şirketin tek veliahtı olmasına rağmen buraya ilk defa geliyordu. Evden çıkamıyordu ki. Ne ironi ama.

Yavaş hareketlerle şirkete girdi, çalışanlar sıra halinde onu selamlıyor ve ne kadar güzel olduğuyla ilgili bir şeyler söylüyorlardı. Hepsi gözüne birer palyaço gibi göründü bir an. Ezberlediklerini söylüyorlardı Claire'a. Sadece güldü ve hızlandırdı adımlarını, babasının bulunduğu odaya ilerledi.

Babasıyla kısa ama etkili bir görüşme yapmıştı. Babası o derse tam tersini söylüyor ve isteklerini reddediyordu. Ne olmuş yani, ofisinde boy aynası ve kırmızı ışık istediyse, böyle daha çok konsantre olurdu. Ama hep aynı şeyi söylüyordu. REDDEDİLDİ. Ayrıca sekreter bölümünde olduğunu ögrendi.

Tebrikler, veliaht olduğu Wendy C. Holding'in sekreteriydi artık. Ah! Ne utanç verici.

Ofisinin bulunduğu bölüme gitti hızlıca. Sonuçta bu daha başlangıçtı. Babası onun her şeyi en ince ayrıntısıyla ögrenmesini istiyordu.

Siyah saçları arkadan toplanmış, şirin yüzlü sevecen bir kız ona doğru ilerledi. Elini sıkıp kocaman gülümsedi.

-Hoşgeldin! Geleceğini biliyorduk, burada dedikodular çabuk yayılır. Demek sen Edward'ın kızısın. Ne kadar güzelsin. doğruyu söylemek gerekirse babana benzememen senin için bir ödül.'

Sıcakkanlılıkla gülümsedim kendime yakın hissetmiştim.

-Teşekkür ederim. Kesinlikle haklısınız şanslı olduğum doğrudur. Herkes aynı şeyi söylüyor. Sıkı çalışacağım. Lütfen bana iyi bakın.' gülümsedi. Kesinlikle çok dost canlısı biriydi. Benimde bir dosta ihtiyacım vardı.

-Gel sana masanı göstereyim. Eminim çok iyi anlaşacağız. Bu arada ismin Claire değil mi? Benim adım Linda. Linda Robert. Tanıştıgımıza memnun oldum.'

-Bende çok memnun oldum. Buradaki herkes adımı biliyor sanırım.'

-Tabiki de... Dedim ya, burada dedikodular çabuk yayılır.' göz kırparak yanımdan uzaklaştı. Bense peşinden gülümsüyordum.

İlk günden bir arkadaş. Gerçekten güzel başlangıç Claire!

NightlyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin